Ekonomi

Kurban Bayramı arifesinde hayvancılık tartışması

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez ve Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Nihat Çelik, artan nüfus, iklim değişikliği, tarım ve mera alanlarının azlığı veya yanlış kullanımı, bilinçsiz otlatma, üretim maliyetleri, küçükbaş büyükbaş hayvan dengesindeki bozulma gibi pek çok sorunla boğuşan hayvancılık sektörünü yıl içinde nelerin beklediğini 24 Saat'e anlattı.

Abone Ol

Naz Akman

Yaklaşan Kurban Bayramı nedeniyle sık sık farklı açılardan ele alınan ve gündemdeki yerini koruyan tarım ve hayvancılık sektörü son yıllarda iklim değişikliği, nüfus artışı, hayvan varlığındaki düşüş sebebiyle gerek tarım bürokrasisi gerekse kamuoyu tarafından tartışılıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Şubat ayının başında açıkladığı 2023 yılı Hayvansal Üretim İstatistiklerine göre ülkedeki büyükbaş ve küçükbaş hayvan varlığı sadece bir yılda 4 milyon 365 bin 481 baş azalma göstermişti, öte yandan yine TÜİK’e göre ülkede ikamet eden nüfus ise 31 Aralık 2023 tarihi itibarıyla bir önceki yıla göre 92 bin 824 kişi artarak 85 milyon 372 bin 377 kişiye yükseldi. Nüfus böylesine artış gösterirken hayvan varlığında ise aksi yönde azalma gözlemleniyor.

Anadolu Ajansı’ndan Zeynep Duyar’ın 2023 yılı Nisan ayında kaleme aldığı haberde, Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat), TÜİK ve Statista verilerinden derlediği bilgiye göre; 17 milyon büyükbaş, 56,3 milyon küçükbaş hayvan varlığıyla Türkiye’nin AB ülkeleri arasında hayvan varlığıyla öne çıkan ülke olduğu belirtilmişti.

Hayvan varlığına ilişkin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önceki yıllarda küçükbaş hayvan yetiştiriciliğini teşvik etmek için “Herkese yeni bir küçükbaş projesi” başlatmış ve küçükbaş hayvan varlığını 84 milyona yükseltme hedefi koymuştu. Erdoğan kişi başına en az bir küçükbaş hayvan yetiştirilmesini hedeflerken, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın Şubat ayında açıkladığı “2024-2028 Hayvancılık Yol Haritası”nda da 10 maddeyle büyükbaş hayvan üretiminin artırılması için desteklerin verileceği, yemde dışa bağımlılığın önüne geçmek için kaba yem üretileceği, aile işletmelerinin destekleneceği ve hastalıklarla mücadele edileceği hususunda çalışmaların yürütüleceği belirtilmişti.

Tarım ve hayvancılıkta hedefler ne kadar tuttuturulabilir?

Söz konusu hedeflerin tutturulması için birlik olarak çalışmalar yürüttüklerini ifade eden Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Nihat Çelik, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın nüfus başına bir küçükbaş şeklindeki talimatı nihai hedefimizdir. Sektörümüzde yaşadığımız birtakım sorunlar veya olumsuzluklar bu hedefe varmayı biraz güçleştirmiştir ancak son dönemlerde yaşanan olumsuzluklara rağmen Merkez Birliği olarak bizim gayretimiz küçükbaşta verim ve hayvan sayısının artırılması yönündedir. Bakan İbrahim Yumaklı’nın 2024-2028 yılları arasında uygulanacak olan 10 maddelik ‘Hayvancılık Yol Haritası’nda küçükbaşta sayı ve verimin artırılması hedefine ulaşmak için Tarım ve Orman Bakanlığımızla işbirliği içerisinde çalışmalarımızı yürüteceğiz” derken, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez de toplam tarımsal destek bütçesinin 91.6 milyar olduğunu anımsatarak, “Enflasyonun altında destek bütçesi var. Tarım ve hayvancılıkta hedeflerin konulması elbette önemli ancak tutturulması daha önemli. Bize göre sorunlar bütüncül şekilde küçük üretici lehine çözülmezse mümkün değil, hem hayvan varlığımız hem mera varlığımız azalır hem de yemde bağımlılık devam eder. Bu hedefin gerçekleşmesi yakın zamanda bu politikalarla mümkün değil. Elbette Tarım ve Orman Bakanının meslektaş olması konuyu daha iyi bilmesi ve yönetmesi açısından önemlidir. Tarım bürokrasisi bizim söz ettiğimiz sorunları biliyor, eylem planı ortaya koyup sonuçlarını almak için farklı bir şeyler yapmak gerekiyor. Yumaklı’nın yol haritasının başarılı olmasını dileriz” sözlerine yer verdi.

Yetiştiriciler üretimden uzaklaşıyor, sürüsünü küçültüyor

Küçükbaş hayvan üreticilerinin durumu ve maliyetler hakkında da bilgiler veren Çelik,  “TÜİK 2023 yıl sonu verilerine göre küçükbaş hayvan sayımız 52 milyon 363 bin 410 baştır. Bu sayının 42 milyon 60 bin 470’i koyun, 10 milyon 302 bin 940’ı ise keçidir. Yine TUİK verilerine göre ülkemizde küçükbaş hayvancılık işletmelerinin yüzde 72’si 50 başın altında küçük ölçekli işletmeler şeklindedir. Son 2-3 yıldır yüksek enflasyon nedeniyle önemli oranlarda artan kesif yem, ilaç, elektrik, çoban ve diğer işçilik giderleri yetiştiricilerimizi bir hayli zorlamıştır. Toplam maliyetin yüzde 75-80’ini oluşturan girdi fiyatlarının artışı yanında yetiştiricilerimizin hayvanını değerinden satamaması nedeniyle yeterli kazanç elde edemedikleri için üretimden uzaklaşmakta ve bir kısmı ise sürüsünü küçültme yoluna gitmektedir. 2023 yılı küçükbaş hayvan sayılarının son 2 yıla göre düşüş göstermesi de bu durumu teyit eder mahiyettedir” bilgisini verdi.

Baki Suiçmez: Yem sorunu çözülmeden süt sorunu, süt sorunu çözülmeden et sorununun çözülemez

Suiçmez ise yem ve süt sorununun birbiriyle ilişkili olduğunu ifade ederek, “Ülkemizde büyükbaş hayvan sayımız geçmiş yıllarda nüfusumuzu doyuracakken şimdi artan nüfusa rağmen yeterli değil. Özellikle hayvansal üretimin en önemli maliyeti olan yemde dışarıya bağımlıyız. Büyükbaş-küçükbaş hayvan dengesinde maalesef küçükbaş yerine daha çok hammadde tüketen büyükbaş hayvancılığa yönelmiş durumdayız. Meralar amaç dışı kullanılıyor, mera varlığımızı bilmiyoruz, mera varlığımızı bilmeden küçükbaş hayvancılığı planlayamayız. Yem sorunu çözülmeden süt sorunu, süt sorunu çözülmeden et sorununun çözülemeyeceği ortamda belirli destekler verilse de sonuçlara baktığımızda iki yıl önce 18 milyon baş olan büyükbaş hayvan varlığımız TÜİK’e göre 16 milyona düştü. İki sene önce 57 milyon baş olan küçükbaş hayvan sayımız da 52 milyona düştü. Bu düşüşün nedenlerini çözmeden Kurban Bayramı üzerinden hayvancılığı konuşmak ne kadar doğru olur” dedi.

Nihat Çelik: Alım gücü zayıf olan vatandaşlarımızın küçükbaşa yönelmesini bekliyoruz

Küçükbaş kurbana talebin daha yüksek olacağını öngördüklerini söyleyen Çelik, “Ülkemizde nüfusun artması, tarım alanları ve meraların amaç dışı kullanımı, bilinçsiz otlatma İklim değişikliğinden kaynaklı özellikle yaşanan aşırı sıcak ve kuraklıklar mera alanlarımızı olumsuz etkilemekte, su kaynakları kurumakta, meralarımızda biyoçeşitliliği oluşturan flora ve fauna zarar görmektedir. Bu olumsuzluklar otlatma yapılan alanların daralmasına, meraların vasfını kaybetmesine neden olmaktadır. Hayvancılıkta birim maliyetlerin yüzde 60-70’ini yemin oluşturduğu göz önüne alındığında bu durumum küçükbaş hayvancılığımızı olumsuz yönde etkilediğini söyleyebiliriz. Bu yıl ülkemizde büyükbaş kurban fiyatlarının çok yüksek olması nedeniyle alım gücü zayıf olan vatandaşlarımızın küçükbaşa yönelmesini bekliyoruz. Yıllar itibarıyla da genelde vatandaşlarımız çoğunlukla küçükbaş kurbanlıkları tercih etmiştir. Bu nedenle vatandaşlarımızın bütçelerine uygun olabilecek küçükbaş hayvan alabilecekleri için küçükbaşa olan talebin artacağını bekliyoruz. Kurbanlık pazarlarına arz edilen küçükbaş hayvan sayısında sıkıntı olmayacağını düşünüyoruz” sözlerine yer verdi.

“Arzda da talepte de sorun maalesef yaşanacak”

Bu sene Kurban Bayramı’nda gerek arzda gerekse talepte sorunların yaşanabileceğine işaret eden Suiçmez, “Kurban Bayramı’nın yaklaştığı bugün yine küçükbaş büyükbaş hayvancılıkta besicilerin yıllarını vererek yetiştirdiği kurbanlıklar satılabilecek mi endişesi, enflasyonun yüksek olduğu ülkemizde vatandaşın alım gücünün düşüklüğü bütün bunlar bir araya gelince her sene yeterince hayvanımız var mı tartışması yapıyoruz. Karşı çıktığımız konu  gerek besi hayvanı gerek hazır et olmak üzere dışarıya bağımlı olmamız, yurt dışından hayvan ithal etmeye devam ediyoruz. Son üç bakan bizim dönemimizde dışardan hayvan alınmayacak dese de maalesef yurt dışından hayvan gelmeye devam ediyor. Fiyatları düşürmek için yurt dışından hayvan getirmek çözüm değil, hala ithalat kolaycılığını yaşıyoruz. 2023 yılında kurbanda 785 bin büyükbaş hayvan kesilmiş, 2 milyon 600 bin baş da küçükbaş olarak kesilmiş. Bu yıl gerek üreticilerin maliyet sorunu, ülkedeki enflasyon ortamı, tüketicinin alım gücünün düşmesi nedeniyle bu rakamların azalmasını bekliyoruz. Besiciler ayrıca satamama korkusu, nakliye maliyetleri, elinde kalma korkusu da yaşıyor. Kredi kartı limitlerinin durdurulduğu, peşin alımın zor olduğu bir ortamda arzda da talepte de sorun maalesef yaşanacak” diye konuştu.

“Gelecek Kurban Bayramı’nda daha ciddi sorunlar yaşayabiliriz”

Suiçmez devamla,”Diyanet İşleri Başkanlığı’nın açıkladığı vekaleten kesim miktarları da geçen yıla göre yüzde 97.47 arttı, bu enflasyonun üstünde. Hayvan hastalığı boyutu da tartışılmalı Uruguay’dan getirilen 16 bin başın içinde kasaplık besilik karkas etin dışında kurbanlık da var. Kamuoyuna yansıyan bilgilere göre bu 16 bin başın 5 bini kurbanlık olarak yurt içinde dağıtılacak, bunun 2 bini Kızılay’a 3 bini diğer vakıflara dağıtılacak. Yurt dışından kurbanlık hayvan getirmiyoruz diyemeyiz, hayvancılıkta, et ürünlerinde, süt ve süt ürünlerinde kendine yeten ülkeyiz de diyemeyiz.  Ayrıca yurt dışında vekalet ücreti 4 bin 750 lira, yurt içinde ise Diyanet İşleri Bakanlığı’na göre 11 bin 750 lira, zincir marketlerde değişken olsa da koyun 13 bin 750, inek 17 bin. Böyle bir ortamda insanların dini vecibelerini yerine getirmesi zor. Eğer hayvancılıkta doğru politikalar, somut destekler, yem maliyetleri indirilmezse, çiğ süt referans fiyatı maliyetin üstünde açıklanıp, dişi hayvanların kesilmesi önlenmezse biz gelecek Kurban Bayramı’nda daha ciddi sorunlar yaşayabiliriz” dedi.

“Girdi maliyetlerini aşağıya çekecek tedbirler acilen alınmalı”

Sektördeki desteklerin yetersiz kaldığını vurgulayan Çelik de son olarak “2006 yılından itibaren küçükbaş hayvancılık destekleme kapsamına alınmış ve bu tarihten itibaren verilen anaç koyun keçi destekleri sayesinde küçükbaş hayvan sayısında bariz artışlar yaşanmıştır. Dolayısıyla desteklemelerin kesintisiz bir şekilde devam etmesi ve özellikle de anaç koyun keçi desteğinin yanında kuzu ve oğlak desteği ile sürü büyütme desteğinin devamı sağlanmalıdır. Diğer taraftan yetiştiricilerimizi üretimde en çok zorlayan girdi maliyetlerinin yüksek olması da başlıca sorunlarımız arasındadır. Bu konuda da yem başta olmak üzere girdi maliyetlerini aşağıya çekecek tedbirler acilen alınmalıdır. Sonuç itibarıyla küçükbaş hayvancılık ülkemiz coğrafyasına en uygun olan hayvancılık dalı olması nedeniyle küçükbaş yetiştiricilerinin mutlu bir şekilde üretmeye devam etmesi yanında tüketicilerimizin de uygun fiyatla bolca küçükbaş et ve süt ile süt ürünlerini tüketmesi en temel arzumuzdur” ifadelerini kullandı.