Güncel

Türk PDR Derneği'nden YÖK kararına tepki: Ünvanımızı geri istiyoruz

Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği, eğitim ve ruh sağlığı alanındaki güncel gelişmelerin değerlendirildiği bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Dernek Başkanı Mesut Yıldırım, Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) “Psikolojik Danışman” ünvanını kaldırma kararını haksızlık olarak nitelendirerek, kararın iptali için hukuki mücadele yürüttüklerini söyledi.

Abone Ol

Cemre Polat

Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik (PDR) Derneği Ankara il Temsilciliği tarafından düzenlenen basın toplantısında “Milli Eğitim Bakanlığı’nın Rehber Ögretmen ve Psikolojik Danışman Normu”, “Yükseköğretim Kurulu Psikolojik Danışman Ünvan Kullanımı Kararı”, “Aile Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın Aile Danışma Merkezlerine İlişkin Açıklamaları” ve “Ruh Sağlığı Yasası” gibi konu başlıkları ele alındı.

Dernek genel merkezinde gerçekleşen basın toplantısında konuşan Türk PDR Derneği Genel Başkanı Mesut Yıldırım, Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) üniversitelerde rehberlik ve psikolojik danışmanlık bölümlerinden mezun olan kişilerin “psikolojik danışman” ünvanını kullanamayacağına dair kararına karşı olduklarını vurguladı.

Derneğin YÖK’ün kararına itiraz ederek kararın iptali için mahkemeye başvurduğunu söyleyen Yıldırım, “Bölümümüzün adı ‘Psikolojik Danışmanlık’ olmasına rağmen bize ‘Siz psikolojik danışman değilsiniz’ diyorlar. Bu karar tamamen haksızlıktır, ünvanımızı geri almak için görüşmelerimizi sürdürüyoruz” diye konuştu.

Yıldırım: YÖK kararını tanımıyoruz

YÖK’ün 17 Temmuz’da aldığı kararla ilgili yaptığı açıklamaya değinen Yıldırım, "YÖK'ün bu kararı, psikolojik danışmanlık lisans programı mezunlarının 'psikolojik danışman' ünvanını kullanmasını engelliyor. Bu karara birçok ana bilim dalı başkanlığı tarafından itiraz edildi, biz de dernek olarak kararın iptali için idare mahkemesine başvurduk.

1983 yılından beri bu programın adı Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık. YÖK’ün ‘Psikolojik danışman olamazsınız’ demesi trajikomik bir durum. Biz bu kararı tanımıyoruz.

YÖK, 2005 yılından itibaren belli bölümler haricinde diplomalara ünvan yazmıyor. Ünvan vermemesine gerekçe olarak ise gelişen ve değişen ihtiyaçlar doğrultusunda evrensel normlar göz önünde bulundurularak meslekleri sınırlandırmamak gerektiğini söylüyor” sözlerini aktardı.

“Mevcut yönetmelik çağın gerisinde kaldı”

Rehberlik Öğretmen ve Psikolojik Danışman Norm Yönetmeliği hakkında önemli açıklamalarda bulunan Yıldırım, 1990'lı yılların sonunda hazırlanan mevcut Atama ve Norm Yönetmeliği'nin çağdaş eğitimin ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğunu belirtti.

"Eğitimde imkan ve fırsat eşitliği ilkesi gereğince milyonlarca öğrenci, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından sunulan Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetlerine erişemiyor" diyen Yıldırım, bu durumun özellikle bağımsız anaokulları ve taşra okullarında büyük sorunlar yarattığını vurguladı.

Yıldırım, mevcut yönetmeliğin ilkokullarda 300, ortaokul ve liselerde ise 150 öğrenci başına bir Psikolojik Danışman ve Rehberlik Öğretmeni atanmasını öngördüğünü, ancak bu sayının yetersiz kaldığını ifade etti. Yıldırım, "MEB'in 2023 Ocak ayında verdiği sözü yerine getirerek, öğrenci sayısına bakılmaksızın her okula bir psikolojik danışman ve rehberlik öğretmeni atanmalı ve bu hizmetin nitelikli sunumu için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır" dedi.

“Aile danışmanlığına yönelik umut verici gelişmeler var”

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından Temmuz 2024’te yapılan "Her ailenin bir aile danışmanı olacak" açıklamasının umut verici olduğunu söyleyen Yıldırım, 2012 yılında özel sektörde sunulmaya başlanan aile danışmanlığı hizmetlerinin kamu eliyle dezavantajlı gruplar başta olmak üzere tüm ailelere ulaştırılmasının son derece yerinde bir karar olduğunu belirtti. Yıldırım, "Bakanlığın yaptığı açıklama umut vericidir. psikolojik danışma ve rehberlik mezunları, Bakanlığın belirttiği önleyici, gelişimsel ve koruyucu danışmanlık hizmetlerini etkin bir şekilde sunacaktır" ifadelerini kullandı.

Ruh Sağlığı Yasası için çağrı: Artık yasal olarak tanımlanmalı

Ruh sağlığı yasası çalışmalarının 1996 yılında başlamasına rağmen halen bir yasanın çıkarılamadığını hatırlatan Yıldırım, bu durumun ciddi sorunlara yol açtığını vurguladı. Yıldırım, "Ruh sağlığı hizmetleri, patolojik ve farmakolojik düzeyde ele alınıyor ve bu hizmete olan yaygın ihtiyaç göz ardı ediliyor. Ayrıca, ruh sağlığı alanı ile ilgisi olmayan kişiler, koçluk, kişisel gelişim, şifacılık gibi adlar altında vatandaşlarımızı istismar ediyor" dedi.

Yıldırım, birinci basamak ruh sağlığı hizmetlerinin tanımlandığı ve alan profesyonelleri tarafından sunulduğunda fayda sağlayacak olan Ruh Sağlığı Hizmetleri'nin artık yasal olarak tanımlanması gerektiğini belirtti. Psikolojik danışmanların, aldıkları eğitim ve yetkinlikleri doğrultusunda bu hizmetleri sunabilecek kapasitede olduğunu ifade eden Yıldırım, ruh sağlığı yasasının bir an önce çıkarılması gerektiğini vurguladı.