Güncel

Özgür Özel'den Esenyurt mesajı: Ahmet Özer göreve dönene kadar nöbete devam

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Esenyurt’ta MYK toplantısının ardından yaptığı açıklamada, belediye başkanı Ahmet Özer’in göreve dönene kadar demokrasi nöbetini sürdüreceklerini belirtti. Kayyım uygulamasını "işgal" olarak nitelendiren Özel, AKP ve MHP’ye “Kumpasınız milletin vicdanından dönmüştür” mesajını verdi.

Abone Ol

Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanarak yerine kayyım atanmasının ardından CHP'nin başlattığı  Demokrasi Nöbeti devam ediyor. 

CHP MYK, bugün CHP Lideri Özel Özel başkanlığında CHP Esenyurt İlçe Başkanlığı’nda toplandı. Saat 14.00 itibarıyla başlayan MYK toplantısı yaklaşık 2,5 saat sürdü. CHP Lideri Özel, MYK toplantısının ardından Esenyurt İlçe Başkanlığı’nın önünde açıklama yaptı. Özel’in açıklamaları şöyle:

“Bugün CHP’nin MYK toplantı günü. Ankara’da, Genel Merkezimizde olmamız; bu ülkedeki yoksulluğa, işsizliğe, güvencesizliğe, güvenlik sorunlarına, kadınlardan bebeklere yaşam hakkı ihlallerine, bu ülkedeki sorunları nasıl çözeceğimizi konuşacağımız bir toplantı yapmak için Ankara’da bulunmaya ihtiyaç varken üç hafta arayla parti tarihinde bir ilçe binasında yapılan üçüncü toplantıyı; ilki Soma faciasının yıl dönümünde Soma’da yapılmıştı, onun dışında Esenyurt’taki ikinci MYK toplantımızı gerçekleştirmeye geldik. Sebebi Esenyurtluların iradesine, sizin seçtiğiniz belediye başkanına, belediye meclis üyelerine karşı yapılan darbe girişimidir.

"Ahmet Özer göreve dönene kadar demokrasi nöbetine devam etme kararı aldık”

Bugün, Esenyurt Belediyesi’nde bir kayyum yoktur. Kayyum hukuki bir terimdir. Oysa Esenyurt’ta yapılan şey düpedüz işgaldir ve Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla bilgisi dahilinde, kazanamadıkları Esenyurt Belediyesi’ni işgal etmişlerdir. Kayyum değil, işgal altında olduğumuzun altını bir kez daha çizmek istiyorum. O yüzden biz sizlerle birlikte Esenyurt’ta demokrasi nöbeti tutuyoruz. Demokrasi nöbetimizin 20’nci günündeyiz ve en sonda söyleyeceğimi, en başta altını çizerek vurgulayayım: CHP, belediyesine kayyum yollanmasına işgal edilmesine sessiz kalacak, birkaç gün tepki gösterip susacak, bunu unutacak, unutturacak, bu sürecin böyle gitmesine izin verecek ve teslim olacak bir parti değildir. O yüzden Esenyurt’ta 20 gündür yaptığımız büyük direnişe bundan sonra da Ahmet Özer göreve dönene kadar örgütümüzün demokrasi mücadelesine ve nöbetine devam etme kararı aldık.

"Belediye meclis üyelerimizin işgalcinin faaliyetlerini izlemeleri önemli bir güvencedir”

İlk 20 gün oldukça zorlu geçti. Bu 20 günde burada büyük bir mücadele veren Esenyurt örgütümüze, Esenyurt İlçe Başkanımızın şahsında; İstanbul örgütümüze, İstanbul İl Başkanımızın şahsında ve Esenyurt’un kendilerine verdiği vazifeye sonuna kadar sahip çıkan bütün belediye meclis grubumuza Silivri’de bulunan Sayın Ahmet Özer’in şahsında yürekten teşekkür ediyorum, onları kutluyorum. Demokrasi darbesinin bir tarafı Ahmet Özer’e yapılan darbeyken diğer tarafı belediye meclis üyelerine yapılan darbedir. Bu çirkin darbe ayrıca, Esenyurtluların seçtiği belediye meclis üyelerini binaya sokmayarak, milletin seçtiği milletvekillerini binaya sokmayacak bir anayasal suçu, bir kanunsuz emiri verenleri ve ona direnenleri bütün Türkiye gördü. Burada, o barikatları aşarak Esenyurt’tan aldığı güç ve dirençle o belediyeye mücadelenin 17’nci gününde giren meclis üyelerimizi, milletvekillerimizi, İstanbul İl Başkanı ve Esenyurt İlçe Başkanı’nı bir kez daha yürekten kutluyorum. Belediye meclis üyelerimiz artık seçildikleri belediyededir, partimize ait salondadır. Ancak bugün onların orada bulunması, denetleme faaliyetlerini yapmaları önemli bir kazanımdır. İşgalcinin faaliyetlerini izlemeleri önemli bir güvencedir. Ancak bu işgal bir an önce sonlanmalı, Ahmet Özer özgür kalıp görevinin başına geçeceği sayılı güne kadar dahi Esenyurt’ta belediye başkan vekili, belediye meclis üyeleri içinden seçilmelidir. İşgali sonlandırın.

"Bundan sonra her iki günde bir, CHP’nin bir il örgütü burada olacaktır”

Bundan sonra da ne CHP ne İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ne de diğer belediyelerimiz Esenyurt‘u bir dakika yalnız bırakmayacak ve sürekli bir elimiz ve gönlümüz Esenyurt‘ta olacaktır. Biz nöbete devam kararı aldık. Bundan sonra her iki günden birinde burada CHP’nin bir il örgütü, bütün seçilmişleriyle il başkanı, ilçe başkanları, belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, il-ilçe yöneticileriyle her iki günde bir, bir il Esenyurt’ta olacaktır. Onların olmadığı günlerde ise bugüne kadar büyük bir dayanışma gösteren tüm siyasi partiler ve büyük bir dayanışma gösteren sanatçılarımız, gazeteciler, düşün insanları, yazarlarımız o günlerde belediye meclis grubumuz tarafından belediyedeki odamızda ağırlanacak, karşılanacak, onlara eşlik edilecek. Ve her iki günden birinde bundan önce dayanışma duygularını ifade edip buraya gelen, ziyaret eden ya da ziyaret planlayan diğer siyasi partilerin milletvekillerini, yöneticilerini, il başkanlarını, sanatçılarımızı ve yazarlarımızı belediye meclis salonumuzda, odamızda ağırlayacağız ve onlara birlikte il-ilçe örgütümüz çalışmaları sürdürecekler.

"Esenyurt halkı itiraz ediyor. Kumpasınız milletin vicdanından dönmüştür”

Ayrıca 43 mahallesi olan Esenyurt’ta mahalle toplantıları örgütleyerek Ahmet Özer’in o mahalleye verdiği sözleri, vaatleri, yaptığını, yarım kaldıysa nerede kaldığını, çıksa gelse ne yapacağını hatırlatmaya; bu işgalcinin o mahalleye hangi hizmeti götürmediğini, okulun önünde cam kırılmış, muhtar iki gündür arıyor, gelip de camı kaldırmıyorlar. Esenyurt’ta aksayan hizmetleri yerinde mahalle mahalle anlatmaya devam edeceğiz. Bu işgalcinin yapmış olduğu bu hukuksuzluğun Esenyurt’a ne büyük zarar verdiğini anlatacağız. Ve buradan AK Parti’ye, MHP’ye bir kötü haberim var: Biz yüzde 51 oyla seçildik. Ancak yapılan kamuoyu araştırmasında, 1 milyonluk Türkiye’nin en büyük ilçesinde bu işgali, Belediye Başkanımız Ahmet Özer’in gece yarısı operasyonuyla, şafak operasyonuyla evinin kapısı kırılırken kapıyı korkuyla açan eşi ittirilerek, yatağına gidilip polis tarafından kaldırılarak, eşine izin verilmeden aynı zamanda belediyenin kapısı kırılarak avukatsız aramalarla başlayan ve bugüne kadar gelen bu sürece Esenyurt halkının yüzde 81’i itiraz ediyor, yanlış buluyor. Kumpasınız milletin vicdanından dönmüştür.

"Yüzde 51 ile kazandığımız ilçede bir daha esameniz okunmayacak hale geliyorsunuz”

Buradan bir çağrım aslında Esenyurt Emniyet Müdürü’ne değil, İstanbul İl Emniyet Müdürü’ne değil, valiye değil; İçişleri Bakanı’na ve dolayısıyla Recep Tayyip Erdoğan’adır: Bakın, ‘Giremezsiniz’ diye bariyer çektiniz, girdik. Artık bu bariyerlerin içine de giriyoruz dışına da çıkıyoruz belediyeye de gidiyoruz. Bu bariyerin size bir faydası yok ama esnafa büyük zararı var. Artık bu bariyerleri kaldırın. Esnafın canına tak etti. Yüzde 51 ile kazandığımız ilçede bir daha esameniz okunmayacak hale geliyorsunuz. Bu bariyerleri kaldırın, meydandaki işgali bitirin.

"Polise karşı bir saygısızlığımız oldu mu? Bunu Esenyurt Emniyet Müdürü’nden sorabilirler”

Bir teşekkürüm var: O da bütün provokasyonlara, kanunsuz emirlere rağmen ki amaç şuydu: Bu milletin evladı polis memurlarımızı, her birisi aile babası ya da ana olan polis memurlarımızı, evlat olan, eş olan, kardeş olan polis memurlarımızı; milletinvekilleriyle, yönetcilerimizle karşı karşıya getirip ‘Bakın CHP’li, polise ne yapıyor’ diye göstermek isteyenlere karşı büyük bir sabır ve olgunlukla davranarak polisimize en küçük bir kötü müdahalede bulunmayan... Rica etmiştim, ‘Onları ailesinin karşısında mahcup edecek hiçbir görüntünün tarafı olmayalım’ dedim. Büyük özen gösterdi yöneticilerimiz, milletvekillerimiz ve Esenyurtlular. Ben bu özenlerinden dolayı arkadaşlarımıza ve verilen bu kanunsuz emirlerin aslında onları da mağdur ettiğini bildiğimiz polis kardeşlerimize, evlatlarımıza ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bu oyuna gelmedik, bu oyunu bozduk, bozmaya devam edeceğiz. Buna inanmayan kim varsa, işte Esenyurt Emniyet Müdürümüz orada. Bugün İl Başkanım sordu: ‘En ufak bir kötü muamelemiz oldu mu? Polise karşı bir saygısızlığımız oldu mu?’ Bunu Esenyurt Emniyet Müdürü’nden sorabilirler. Esenyurt’ta görev yapan her bir polis kardeşimden sorabilirler. Bu yüzden partiyi ve Esenyurt’u kriminalize etmeye, suçlu göstermeye, çatışmacı göstermeye çalışan zihniyeti bir kez daha milletimize şikayet ediyoruz.

"40 sayfalık itiraz dilekçesini, okumalarının mümkün olmadığı 40 dakikada reddettiler”

Son olarak gelelim Ahmet Özer’e. Bir akademisyen, bir aile babası, gerçek bir vatansever olan Ahmet Özer’e. Gece yarısı bastılar, aldıkları evrakları alırken bile avukatlara izin vermediler. Bir şeyler bulup suçlayacaklar. Kendisine sorulan bütün sorulara yanıt verdi ama bomboş gerekçelerle tutukladılar. Bu tutuklamaya Türkiye’nin en iyi ceza hukukçuları, 40 sayfa, ekleriyle tuğla gibi bir itiraz dilekçesi yazdılar. 40 sayfalık dilekçeyi, ekleriyle birlikte yüzlerce sayfalık evrakı okumalarının mümkün olmadığı 40 dakikada reddettiler. Ret gerekçesinde, ‘Her ne kadar bu iddialar tutuklanmayı gerektirmese de her ne kadar tutukluluk tedbirine gerek olmasa da’ tutukluluğun devamına gerekçede bir gizli tanık, ‘her ne kadar gizli tanık ifadesi tutukluluk gerekçesi olmasa da tutukluluğunun devamına’ dediler. Ahmet Özer’e gözaltındayken tutuklama ya da tutuklama kararının verildiği savcılık ve hakim karşısında bir gizli tanığın ifadesiyle ilgili hiçbir soru sorulmadı. Niye? Çünkü o sıra gizli tanık yoktu. Olsaydı soracaktı, ‘Gizli tanık bunu diyor’ diye. Bu kadar boş gerekçeler olup tutuklama gerekçeleri Türkiye’de alay konusu olunca, ‘Ahmet Özer DEM’liymiş, şu terör örgütlüymüş.’ 10 yıldır CHP’li. Milletvekili adayımız. ‘Ahmet Özer suç örgütleriyle temas halindeymiş’ diye iddiaları, bir telefon görüşmesi, günü belli değil, saati belli değil, kaydı belli değil; olmadığı belli. Ama onların milletvekillerinin o kişiyle yemek yedikleri belli.

"Her etkinliklerine çağırdıkları, saatlerce dinledikleri, akıl sordukları Ahmet Özer’den suçlu çıkmaz, terörist çıkmaz”

Recep Tayyip Erdoğan’ın her bayram tebrik yolladığı Ahmet Özer, Cemil Çiçek’in 2012 yılında Anayasa Komisyonu’na çağırıp üç saat dinlediği Ahmet Özer, Naci Bostancı’nın Çözüm Komisyonu’na 2013’te çağırıp iki saat dinlediği Ahmet Özer, Mehmet Özhaseki’nin Şehircilik Şuurası’na davet ettiği 2017’de Ahmet Özer, Süleyman Soylu’nun Etnik Meseleler Çalıştayı’na davet ettiği Ahmet Özer, şu andaki İçişleri Bakan Yardımcısı, o günün Van Valisi’nin Kürt Sorunu Raporu’nu yazdırdığı Ahmet Özer’i suçlu ilan edemezsiniz. Ahmet Özer suçsuzdur. Ahmet Özer ile bir temas eden varsa, siz kendiniz temas ettiniz Ahmet Özer ile. Yıllarca akıl danıştınız. Bu yüzden her etkinliklerine çağırdıkları, saatlerce dinledikleri, akıl sordukları Ahmet Özer’den suçlu çıkmaz, terörist çıkmaz. Ama bu işin de peşini CHP, sonuna kadar bırakmaz. Bunu böyle bileceksiniz.

"Artık Ahmet Özer’i serbest bırakın. Ahmet Özer suçsuzdur”

Bir kez daha buradan seslenmek isterim ki Ahmet Özer’in halen daha hakkındaki iddianame tamamlanmamıştır. Bu iddianamenin tamamlanmaması eldeki delillerle mahkemeye gidememenin mahcubiyetinden, zorluğundan kaynaklanmalıdır. Suç arıyorlar, suç icat etmeye çalışıyorlar. Gizli tanık ifadeleriyle olmayacak iddialarda bulunup kendilerini haklı göstermeye çalışıyorlar. Bunun için elinizde ne varsa ortaya dökün. Bir an önce ortaya dökün. İddianameyi hazırlayın. Yargılamayı başlatın. Artık Ahmet Özer’i serbest bırakın. Ahmet Özer suçsuzdur. Ahmet Özer tutuklu kalmamalıdır.

"Seçimleri kazanamayan birisinin sandıktan kaçıp darbe yapmasına izin vermeyeceğiz”

Buradan Esenyurtlulara; bizlere gösterdiğiniz ev sahipliği için, Ahmet Başkan’a böyle güçlü sahip çıktığınız için teşekkür ediyoruz. Biz alışmayacağız. Biz Esenyurt’taki işgale alışmayacağız. Biz kayyum siyasetine alışmayacağız. Asla vazgeçmeyeceğiz. Çünkü biz alışırsak, biz direnmeyi bırakırsak, biz mücadeleyi bırakırsak bu hukuksuzluklar tüm Türkiye’ye yayılacak, tüm İstanbul’a yayılacak. Seçimleri kazanamayan birisinin sandıktan kaçıp darbe yapmasına, önümüzdeki seçimlerde bir daha seçilemeyecek birisinin sandıktan kaçmasına izin vermeyeceğiz. Sandığa, millete ve iradesine sahip çıkmaya devam edeceğiz. Bütün Esenyurt’u, bütün demokrasi güçlerini, tüm siyasi partileri bu büyük demokrasi mücadelesine yılmadan, durmadan devam etmeye davet ediyoruz.”