CHP Genel Başkanı Özgür Özel partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulunuyor.

Özel konuşmasında şunları kaydetti;

"Bu memleketi 68 bin atanmamış öğretmeni kabul edilemez bulup, madem öyle niye okuttunuz diyenlerin, şu anda 1 milyonun üzerindeki öğretmenin hayalleriyle oynadıklarını, atamadıklarını ve daha kötüsü diplomalarını ellerinden almaya kalktıklarını, kurdukları Milli Eğitim Akademisi ile orada eğitim aldıktan sonra ancak yılda 20-25 bin atama olabileceğini, yani hiç yeni öğretmen mezun olmasa bu hesapla 68 yıl sonra ancak öğretmenlerin tamamını atayacaklarını söyleyen bir iktidarla karşı karşıyayız. Bu iktidar geldiğinde en düşük öğretmen maaşı 23 çeyrek altın satın alabilirken, bugün 8 çeyrek altın alabiliyor. Yani bu iktidar, bir öğretmenin maaşından 15 çeyrek altın, bugünkü parayla 75 bin lira çalmış.

Bütçe görüşülüyor, Meclis'in bütçesi de geçti komisyondan. Ve ayın 9'undan itibaren Meclis, bütün Türkiye'nin gözü üzerinde olacak şekilde Genel Kurul'da bütçe görüşmelerini yapacak. İlk gelecek bütçe, Meclis'in kendi bütçesi. Sayın Numan Kurtulmuş, gelip Meclis'in bütçesini savunacak. Sayın Kurtulmuş'un, verdiği bir sözü tutarak tarihe geçmesini bekliyoruz. Çok kişi bilmez, bu Meclis'te emek sömürülerinin en büyüğü yaşanıyor. Aynı işi 4 farklı statüdeki kişi yapıyor, 4 farklı maaş alıyor. Ama en kötüsü de Meclis'te çalışan danışman arkadaşlarımız kıdem tazminatı alamıyorlar, ihbar tazminatı alamıyorlar."

Milli Eğitim Bakanı Tekin, Erzurum'da öğretmenlerle buluştu: Milli Eğitim Bakanı Tekin, Erzurum'da öğretmenlerle buluştu:

"Çayırhan Madencilerinin direnişini sonuna kadar destekliyorum"

Çayırhan Termik Santralindeki direnişe de değinen Özel, şöyle konuştu;

"Madenciler haklarını arıyor, o mücadele çok önemli. 1987’de devlet hem santrali hem madeni açtı orada. 4 Aralık’ta yeniden özelleştirecekler. 17 şirket kıyasıya yarışacak ama kimin tarafından alınacağı herkes tarafından biliniyor. Utanmasalar kırmızı kurdele takacaklar. Mesele şu, biz 2020 yılında altın yumurtlayan tavuğu kesmişiz, Tayyip Bey diyor ki bir daha keselim. Bırakın devlet, millet, işçi kazansın. Nallıhan’a dayanışmaya giden herkesi tebrik ediyorum. Sonuna kadar bu mücadeleyi destekliyorum."

"O 9 işçinin iki eli öbür dünyada, CHP'nin de iki eli bu dünyada yakanızdadır"

 İliç'te 9 işçiye değinen Özel, şöyle devam etti;

"Kâr hırsı, oradaki 9 kardeşimizi yuttu gitti. Faciaya kapasite artışının büyük etkisi olduğu söyleniyordu. Ve Ankara'daki üniversitelerden oluşturulan heyet, buraya kapasite artışı verenler bu işte suçludur dedi. Birkaç gün sonra ortaya çıktı ki; o kapasite artışının altında imzası olanlardan bir tanesi, ÇED uygun raporunu veren Murat Kurum. O Kurum, şu an bakanlığın başında. Mahkeme ne yaptı biliyor musunuz? Bilirkişi, ÇED olumlu raporu verenler sorumludur dedi ya, mahkeme dahiyane bir fikirler şöyle dedi; sorumlular ama sorumluluk oranlarını belirtmemişler, biz bu oranları isteyelim dediler. Ama bu oranları, başka bir bilirkişiden talep ettiler. O bilirkişi de baktı ve dedi ki; kapasite artış onayının bu olayda bir sorumluluğu yok. Yani birinci bilirkişinin raporunda Murat Kurum'un sorumlu olduğu ortaya çıkınca, ikinci bilirkişi hiçbiri sorumlu değil dedi. Kendi kendine oldu, sanki dolu yağdı, şimşek çaktı, yıldırım düştü de ölmüşler gibi burada sorumluluk yok dedi ve Murat Kurum'u kurtardı. Burada, ikinci raporu hazırlayanlar, ikinci raporu talep edenlere şu kadarını söylüyorum; o 9 işçinin iki eli öbür dünyada yakanızdadır, CHP'nin de iki eli bu dünyada yakanızdadır."

"Şehit ailelerinin ve gazilerin gözünün içine bakarız, onlar olur diyorsa olur, olmaz derse olmaz deriz"

"Sayın Bahçeli geçen ay bir açıklama yaptı. O açıklamasının arkasında durduğunu defalarca söyledi, bugün de söyledi. Bizimle ilgili söyledikleri konusunda da konuşmamın sonunda bir şeyler söyleyeceğim" diye konuşan Özel şöyle devam etti;

"Bahçeli'nin söyledikleri var, bizim de bir şartımız var. Şehit gelmeyecekse, annelerin gözyaşı dinecekse, Meclis odaklı, samimi, şeffaf, toplumsal mutabakata dayalı bir iş olacaksa, bütün partiler içinde olacaksa biz de oluruz. Ama bir kırmızı çizgimiz var; o da şehit ailelerinin ve gazilerin gözünün içine bakarız, onlar olur diyorsa olur deriz, olmaz derse olmaz deriz. Onların rızası olmayan hiçbir iş yapmayız.

Daha önce gölge Milli Savunma Bakanımız Yankı Bağcıoğlu, 34 şehit ailesi ve gazi derneğine gitti. Geçen hafta da ikisi dernek biri vakıf, polislerin, terörle mücadele edenlerin ve gazilerin derneğine ve vakfına gittik. Devletten katı alan, ödenek alan 3 dernek... 3 derneği ziyaret ettim, canlı yayında basın toplantısı yaptım, başkanları yanımdaydı. Dedikleri şu; Meclis'te şeffaf, hesap verebilir, toplumsal mutabakata dayalı deyip, şehit aileleri de bu sürecin içinde olursa diyorsunuz, biz CHP'ye teşekkür ediyoruz, bu süreçte tek güvencemiz sizsiniz dediler. Ve dedi ki başkan; biz huzur gelsin isteriz ama süreç siyasi bekaya malzeme edilirse haklarımızı helal etmeyiz. Ben de kendilerine söyledim, buradan bir kez daha söylüyorum... Biz, şehit ailelerinin ve gazilerin gözünün içine bakamayacağımız, onların evet demediği hiçbir şeye evet demeyeceğiz. Onlarla birlikte, bu meselenin gündemden çıkması için, terörün bitmesi için, annelerin ağlamaması için, herkesin yüzünün gülmesi için üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Bizim çizgimiz budur. Bunun dışında hiçbir yerde yokuz."

"Bu kreşi kapatmak her babayiğidin harcı değil"

Kreşler hususunda maksadın halkın kreş memnuniyetinin önüne geçmek olduğunu dile getiren Özel şöyle konuştu;

"Kreş belediyede bin 200 TL. Özelde 20 bin. Bu kreşi kapatmak her babayiğidin harcı değil. Millet ayağa kalktı. Hemen düzeltme yayınladılar. Açıklamaları yazıda "kreş geçmemektedir" oldu. Kreş açmaya devam edeceğiz. Onlar geçim zorluğu çeken ailelerin kreşi. Kreşleri hızla artıracağız. Kimseyi bir başına bırakmayacağız."

"Bir gazetecinin saçının teline zarar gelirse milletimiz bilsin ki sorumlusu MHP'dir"

Bahçeli'nin iktidara gelen tepkileri üzerine çekmeye çalıştığını söyleyen Özel, şöyle konuştu;

"CHP samimi olarak durduğu yerde duruyor. Bahçeli dünya kadar söz söyledi. Bilhassa Halk TV başta olmak üzere tehdit etti.Bir televizyon kanalını, gazetecileri not edecekmiş. Burunlarından getirecekmiş. Bir ülkede yönetim şekli Cumhuriyet ise sen yasama kadar önemli olan şu anda vatandaşın hakkını savunmakla mükellef sorumlu olan basını tehdit edemezsin. Önlerinde arkalarında biz varız.

Bir gazetecinin saçının teline zarar gelirse milletimiz bilsin ki sorumlusu Milliyetçi Halk Partisi'dir."

Editör: Nur Yıldız