Hakan Okay / Bitlis
Bitlis’in Tatvan ilçesinde 17 Haziran 2023 günü Tatvan Belediye Başkanı M. Emin Geylani’nin biri polis iki koruması tarafından, sokak ortasında saldırıya uğrayan Bitlis Gazeteciler Cemiyeti (BİGACEM) Başkanı Sinan Aygül’e saldırı davasında saldırganlara ödül gibi bir karar çıktı.
Aygül’e saldıran belediye personeli Yücel Baysalı ile polis koruması Engin Kaplan’ın tutuksuz yargılandığı davanın 3. duruşması Tatvan 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü. Yargılamanın devam etmesinin beklendiği davanın 3. duruşmasında sürpriz bir şekilde karar açıkladı.
Mahkemenin Aygül ve Avukatının tüm talep ve itirazlarını reddettiği karar duruşmasında, Sanık Yücel Baysalı’ya “Silahla Kasten Yaralama” suçundan indirim uygulayarak 1 yıl 5 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, CMK’nın 231/5. maddesi gereğince “Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına (HAGB)”, “Alenen Hakaret” suçundan ise beraatına hükmedildi. Sanık Engin Kaplan’ın ise, “Silahla Kasten Yaralama” suçundan indirim uygulayarak 1 yıl 5 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ancak CMK’nın 231/5. maddesi gereğince hakkında kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi.
Mahkemede ayrıca Sanık Engin Kaplan’ın olaya engel olmaya çalışan müştekiler, H. B. ve İ.K.’ya yönelik “silahla tehdit” suçundan dolayı TCK’nın 62/1. maddesi uyarınca takdiren 1/6 oranında indirim yapılarak iki kez 1 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, CMK’nın 231/5. maddesi gereğince yine HAGB uygulanması kararı alındı. Sanıklar hakkında uygulanan adli kontrol tedbiri de karar kesinleşinceye kadar aynen devam edecek.
Karara tepki gösteren Aygül, “Sokak ortasında gazeteci öldürmeye çalışan polis ve koruma için komik bir cezayla HAGB verildi. Yani hiçbir ceza verilmedi. Bu kadarını beklemiyordum. Yazıklar olsun” dedi.
Avukat Eker: Gerekirse bu işi AİHM’e kadar taşıyacağız
Kararla ilgili değerlendirmede bulunan Aygül’ün Avukatı İsmet Eker, çıkan kararın ceza değil ödüllendirme olduğunu ve ayrıca böyle bir eylemde bulunmak isteyen kişiler açısından teşvik edici olduğunu ifade etti. Mahkemeye ilettikleri tevsi-i tahkikat talebi nedeniyle yapılan 3. duruşmayı karar duruşması olarak beklemediklerini kaydeden Eker, 3. duruşmada tüm talep ve itirazlarının reddedilmesinin kararın önceden hazırlanmış bir karar olduğunu gerçeğini desteklediğini belirtti.
Saldırgan Polis Memuru Kaplan’ın olayda kullandığı silahın, devlet tarafından kendisine verilen silah olduğu, dolayısıyla TCK 266’ya göre kamu malının suçta kullanıldığını, bunun da iki yılın üstünde bir ceza gerektirdiğini vurgulayan Av. Eker, karara ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
“Buna ilişkin ek savunma alınması gerektiğine dair itirazlar başta olmak üzere, yeniden adli tıp raporu alınması gerektiği, esasa ilişkin beyanda bulunmak için süre talebi ve diğer haklı birçok talep ve itirazlar, mahkeme tarafından ‘dosyanın geldiği aşama’ gerekçesiyle reddedilerek hukuka aykırı bir şekilde karar verildi. Gerekçeli kararın yazılmasından sonra gerekli itirazları yapacağız. Haklı itiraz ve taleplerimiz nedeniyle 3. Duruşmayı biz karar duruşması olarak değerlendirmiyorduk. Çünkü tevsi-i tahkikat talebimiz ve TCK 266’ya göre, kamu malının suçta kullanılması durumundan kaynaklı ek savunma talebimiz bulunmaktaydı. TCK 266’ya göre, kamu malının suçta kullanılması başlı başına cezanın artırılmasını gerektiren bir nedendir. Ancak birden fazla hukuki dayanak ve gerekçelerimiz olmasına karşın maalesef mahkemede hiçbiri kabul görmedi ve değerlendirilmeye alınmadı. Yerel mahkeme dosyanın geldiği aşamayı öne sürerek tüm taleplerimizi ret etmiş ve dosyayı alelacele bir şekilde karara bağlamıştır. Sanıkların iki yılın altında ceza alması için taleplerimizin reddedilmesi gerekmekteydi. Nitekim çıkan HAGB kararı da bu yönde verilmiş bir karardır. Bu kararla, ceza almak bir yana resmen saldırganlara ödül verilmiştir. Tüm bunlar yaşanırken ne tesadüftür ki karşı tarafın avukatları SEGBİS ile bağlanmalarına ve esas hakkında mütalaa savcılıkça ayrıntılı okunmamasına rağmen savunma yapmak için ek süre talep edilmemiş yani özetle, karardan sanki eminlermiş gibi karara razı olmuşlardır. Şunu net şekilde özellikle ifade etmek isterim ki; saldırı anına ilişkin görüntüler olmasaydı mağdur olan Sinan Aygül bu gün bu dosyada sanık olarak yargılanacak ve en az 5 yıl hapis cezası alacaktı. Mağdur Sinan Aygül, verilen bu kararla hukuk eliyle bir kez daha mağdur edilmiştir. Karar, kamu vicdanını yaralamıştır. Elbette biz bu işin arkasını bırakmayacağız. Gerekli itirazlarımızı yapacağız ve gerekirse bu işi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) kadar taşıyacağız.”
Avukat Orak: Görüyoruz ki dosyaya bakan mahkeme hâkimi dosyayı okumamış
Aygül’ün bir diğer Avukatı Diyar Orak da karara tepki göstererek şunları söyledi:
“Müvekkilim Sinan Aygül’e saldırganlara yönelik hakaret suçundan 2 ay 5 gün hapis cezası verilmişken, kendisini sokak ortasında öldürme girişiminde bulunan saldırganlara HAGB verilmesi hukuki ve vicdani değil. Karar kesinlikle hukuki değil. Dosya bütününe baktığımız zaman çok açık bir şekilde şunu görüyoruz ki dosyaya bakan mahkeme hâkimi dosyayı okumamış. Karara gerekçe olarak sunulan detay açıklamanın olaydan bir gün gibi uzun bir süre geçtikten sonra yapılmış olması. Mahkeme tepkinin olayın sıcaklığı ile değil, olaydan uzun bir süre sonra verildiği için TCK 129. maddesinin uygulanamayacağını söylemiş. Karara, bu yönde verilmiş Yargıtay Ceza Dairesi içtihadı eklemiş. Oysaki müvekkilim olaydan bir gün sonra değil, birkaç saat sonra karakol çıkışında toplanan kitleyi sakinleştirmek için yapmıştı söz konusu konuşmayı. Her şey kayıt altında. Bütün tarihler belli ancak bu şekilde bir gerekçeyle karar verilmesi ya dosyanın okunmadığını ya da müvekkilime karşı bir ön yargı ve kasıtla bilinçli olarak verildiğini gösteriyor. İkisi de birbirinden vahim bir durum. Bu dosyada karara itiraz ettik. Basit yargılama usulü ile görülen bir davaydı, duruşma açılacak. Duruşmada reddi hâkim talebinde bulunmayı düşünüyoruz.”
BİGACEM: Kamu vicdanını yaralayan bir karar
Karara bir tepki de Gazeteci Aygül’ün başkanlığını yürüttüğü BİGACEM’den geldi. Kararın, “kamu vicdanını yaralayan bir karar” olduğuna dikkat çeken BİGACEM, şu açıklamayı yaptı:
“Bitlis Gazeteciler Cemiyeti Başkanımız ve meslektaşımız Sinan Aygül’e, Tatvan Belediye Başkanı M. Emin Geylani’nin biri Polis iki koruması tarafından 17 Haziran 2023’te güpe gündüz sokak ortasında tasarlanarak yapılan alçakça saldırının 3. duruşmasında kamu vicdanını yaralayan bir karar çıkmıştır. Yaklaşık 8 aydır devam eden hukuk mücadelesi maalesef dün saldırganlara verilen ödül gibi sembolik bir ceza ile neticelenmiştir. Ölümden döndüğü saldırıya rağmen, saldırı ve saldırganlarla ilgili yaptığı her açıklamasında toplumu ve sevenlerini sükûnete davet eden cemiyet başkanımıza olayın sıcaklığıyla saldıranlara yönelik kullandığı ‘Köpek’ kelimesi nedeniyle saldırganlara hakaretten 3 aylık bir hapis cezası verilmişken, kendisine öldürme kastıyla saldıranlara Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB) kapsamına girecek en alt sınırdan ceza verilmesi kabul edilebilir bir karar değildir. Millet adına, milletin vicdanını rahatlatacak bir karar vermesi beklenen yetkili mahkemenin kararı kamuoyunun vicdanını yaralamıştır.
Kamera görüntülerine tüm çıplaklığıyla yansıyan olay anı görüntüleri ve saldırganların yargılama sürecindeki mahkemeyi yanıltıcı ifadeleri olayın alenen tasarlanmış olduğunu, azmettiricilerinin olduğunu açıkça ortaya koyarken tüm bunlara rağmen saldırganlara verilen ceza, ceza değil ödül olmuştur. Hatta verilen ödül gibi bu cezanın caydırıcılık etkisi bir yana toplumda benzer yeni olayların yaşanmasına cesaret verecek ve hatta teşvik edecektir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı (HAGB), sanıklar hakkında hiçbir hukuki sonuç doğurmamaktadır. Bu bağlamda verilen kararın sonucu bir ceza değil, aksine ödüllendirmedir. HAGB kararının verilmesi demek memuriyete engel durum teşkil etmeyeceği anlamına gelmektedir. Yani özetle vatandaşın can ve mal güvenliğini korumakla görevli olan bu kişilerin yarın tekrardan görevlerine geri dönmelerinin bir bakıma yolunu açmaktadır.
Verilen karar baştan sona olayın mağduru olan Cemiyet Başkanımız Sinan Aygül’ü bir kez daha mağdur etmiştir. Kamu vicdanını yaralamıştır. Toplumun ve meslektaşları olarak bizlerin beklentilerini asla karşılamamıştır. Hukukun gerçek anlamdaki gereği yerine getirilmemiştir. Adalete olan inancımızı yitirmemize neden olmuştur.
Adalete olan güvenimiz tamdır ancak verilen karar adalete olan güvenimizi sarsmıştır. Geciken adalet, adalet değildir. Ve adalet bir gün herkese lazım olacaktır. Karar yanlıştır ve bu yanlıştan geri dönülmelidir. Bir kez daha hain saldırıyı, saldırganları ve azmettiricileri kınıyor, cemiyet başkanımızla dayanışma içerisinde hukuki mücadelemize devam edeceğimizi belirtiyor, adalet beklentimizi yeniliyoruz.”
Ölümden dönen Gazeteci Aygül’ü mahkeme kararı yıktı
Geçen yıl Haziran’da Bitlis’te saldırıya uğrayan Gazeteci Aygül’e, kendisini sokak ortasında öldürme girişiminde bulunanlara yönelik kullandığı hakaret için iki ay hapis cezası verilirken saldırıyı gerçekleştirenlere “hükmün açıklanmasının geriye bırakılması” kapsamına girecek en alt sınırdan ceza kararı çıktı
Editör: Ramazan Atabey
Yorumlar