Güncel

Mahkeme, 'Dezenformasyon Yasası'na karşı Gazeteciler Cemiyetini haklı buldu

Geçen yıl ekim ayında TBMM'den geçen ve kamuoyunda sansür yasası olarak da nitelendirilen kanunun iptaline ilişkin açılan davada mahkeme, Gazeteciler Cemiyetini haklı buldu. Konu Anayasa Mahkemesine taşınacak.

Abone Ol

Haber Merkezi - Gazeteciler Cemiyetinin Dezenformasyon Yasasına karşı çıkan tavrı, yasanın TBMM görüşmelerinde dikkat çekmişti. Görüşmeleri takip eden süreçte; Basın İlan Kurumunun gerçekleştirdiği denetim sonrası cemiyetin yayın organı olan 24 Saat Gazetesi, birtakım cezai yaptırımlara maruz kalmıştı. Yaptırımlar arasında yer alan 5 gün boyunca resmi ilan alımının durdurulması, yerel mahkemenin kararı ile hukuk dışı bulundu. Böylelikle, BİK'in "çerçevesi belirsiz" ceza kesme yetkisi Anayasa Mahkemesine taşındı.

Gazeteciler Cemiyeti, internet haber sitelerine ve sosyal medya paylaşımlarına yönelik hazırlanan ve kamuoyunda sansür yasası olarak bilinen Dezenformasyon Yasası'nın iptali talebiyle dava açmıştı. 2022 Ekim ayında TBMM'de kabul edilen 'Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun' veya Dezenformasyon Yasası Gazeteciler Cemiyetinin açtığı dava sonucu Anayasa Mahkemesine taşındı. 

Bakırköy 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin kanunun iptalini içeren gerekçeli kararında, “49. md.nin basının etik niteliklerini artırmaya yönelik sunduğu korumanın sınırları netleştirilmeli ve hangi eylemlerin bu nitelikleri ihlal edeceği konusunda bir ölçüt/eşik değer belirlenmesi gibi kriterlerden oluşturulması yönünde tespitler yaptığı anlaşılmakla söz konusu 195. Sayılı Kanunun 49. md.sinin anayasaya aykırılığı nedeniyle iptal istemiyle Anayasa Mahkemesine itiraz başvurusunda bulunmasına karar vermek gerekmiştir” ifadelerine yer verildi. 

Avukat Tekşen: Emsal niteliğinde bir karar


Gazeteciler Cemiyetinin avukatı Gökhan Tekşen, 24 Saat Gazetesi'ne yaptığı açıklamada Anayasa Mahkemesinin iptal kararını değerlendirdi. Davanın geçmişine değinen Tekşen, Anayasa Mahkemesinin “Basın Ahlak Esasları”nı belirleyen 49. maddede çerçevesi belli olmayan bir kanun bulunduğunu, Basın İlan Kurulunun belirlediği cezalandırma sisteminin belirsiz ve hukuka aykırı olduğunu söyledi:

“Bu cezai yaptırımların en başında resmi ilan kesme cezası yer alıyordu. Yasa görüşmeleri sırasında da Basın İlan Kurumu’nun genel kanun ve çerçevesinin hukuki belirsizlik içerdiğini sık sık dile getirdik. 24 Saat Gazetesi’ne uygulanan 5 günlük resmi ilan kesme cezası da Basın İlan Kurumu’nun cezayı ‘gazetenin vasıf ve ödevlerine aykırılık’ gibi belirsiz bir gerekçe ile kesildiğini hatırlatmak gerekir. Basın Ahlak Esasları’nın yanı sıra hükümlülüklere uymamak da gerekçe gösterilerek Basın İlan Kurumu bir yaptırım uyguladı. Bu da Basın İlan Kurumu’nun artık bir ceza verme mecrası haline dönüştürüldüğünün bir göstergesi. Gazeteciler Cemiyeti olarak da başından beri bu durumun karşısında yer aldık. Nitekim kurumun ‘cezalandırma’ makamına dönüşü de anayasaya aykırı bir durum. Bugün, mahkemenin de bu durumu hukuka aykırı bularak Anayasa Mahkemesine iptal istemini kabul etmesi diğer basın kuruluşları açısından da emsal niteliğinde bir karardır.”