Yeni asgari ücretin 22 bin 104 lira olarak belirlenmesine tepkiler sürerken Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda yer alan gazeteci Sezer Özseven ANKA Haber Ajansı’na konuştu. Özseven, "Komisyonda olduğumuzu bilen vatandaşlar bize dün geceden beri mesaj yağdırıyor. ‘Sinirden gözlerim doldu’ diyenler var. Hiç kimse kabul etmiyor bu rakamı. AK Partililer de kabul etmiyor. Hem işverenin istediği oldu hem de uluslararası sermaye kuruluşlarının istediği oldu. Bir tek vatandaşın istediği olmadı” ifadesini kullandı.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu, dün akşam işçi tarafı temsilcisi TÜRK-İŞ’in katılmadığı son toplantısıyla yeni asgari ücreti açıkladı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, yeni yılda geçerli olacak asgari ücreti 22 bin 104 TL olarak duyurdu.
Vatandaşların, siyasi parti genel başkanlarının, milletvekillerinin ve sendikaların peş peşe tepki gösterdiği yeni asgari ücrete bir tepki de Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda yer alan gazeteci Sezer Özseven’den geldi. ANKA Haber Ajansı’na konuşan Özseven, "Bu rakamı kabul etmek mümkün değil" dedi.
"Dün gecenden beri mesaj yağıyor, ‘Sinirden gözlerim doldu’ diyenler var'"
TÜRK-İŞ’in 29 bin 583 liralık asgari ücret önerisini hatırlatan Özseven, “Enflasyonun da altında bir rakam. Hiç kimseyi memnun etmedi. Hem biz işçileri hem de vatandaşları memnun etmedi. Komisyonda olduğumuzu bile vatandaşlar bize dün geceden beri mesaj yağdırıyor. ‘Sinirden gözlerim doldu’ diyenler var. Hiç kimse kabul etmiyor bu rakamı. AK Partililer de kabul etmiyor.” diye konuştu.
“Bu rakam Türkiye’de dar gelirlilere büyük bir zarar yaratacak”
Belirlenen yeni asgari ücretin, AK Parti’nin ekonomi politikasıyla uyuştuğunu sözlerine ekleyen Özseven, "Asgari ücretlinin, dar gelirlinin sırtına binme, onların omuzlarına enflasyonun yükünü yükleme odaklı bir ekonomi politikası olduğu için örtüşüyor. Ama yaşanabilir bir ücret açısından hiçbir şekilde örtüşmüyor. Bu rakam Türkiye’de dar gelirlilere büyük bir zarar yaratacak" ifadesini kullandı.
"İşveren ve sermayenin istediği oldu, bir tek vatandaşın istediği olmadı"
Yeni asgari ücrete ilişkin eleştirileri sıralarken, “Hem işverenin istediği oldu hem de uluslararası sermaye kuruluşlarının istediği oldu. Bir tek vatandaşın istediği olmadı" ifadelerini kullanan Özseven, sözlerini şöyle sürdürdü:
"IMF bu bantta bir artış bekliyordu. Amerikalılar, Türkiye’ye bu yüzdeyi telkin ediyordu. Mehmet Şimşek de Amerika’ya gittiğinde bunları söylüyordu. Ben 2025 yılında bu rakamın çok büyük ekonomik kargaşalar yaratacağını düşünüyorum. Çünkü ortada bir pratik var. Siz evinizin kirasını ödeyemediğiniz zaman, evinize gıda alamadığınız zaman... Açlık sınırı uydurma bir rakam değil. Bunun altında maaş aldığınız zaman aç kalmış oluyorsunuz. 2025 yılında insanlar aç kalacak. 2025 yılında çok büyük işçi hareketlerinin, ekonomik hareketliliklerin olacağını düşünüyorum. 2024’ü kapatırken Çayırhan, Polonez ve metal işçilerinin greviyle kapattık. 2025 geldiğinde, daha büyük bir sorun karşımıza çıkıyor."
"AK Parti ders almamış gibi görünüyor"
AK Parti’nin popülist bir parti olduğunu, yeni yılda geçerli olacak asgari ücretin AK Parti popülizmine dahi uygun olmadığını söyleyen Özseven, şöyle konuştu:
"Seçim için dahi olsa, vatandaşın gözünü boyamak için uygun rakamlar değil bunlar. AK Parti 2025 ya da 2026’da seçim düşünüyorsa, yeni asgari ücret tutarı bunu dengelemiyor. Suriye’de ‘zafer kazandık’ hesabı yapmış olabilirler. Öyle bir tutar belirlediler ki denge şaştı. AK Parti ders almamış gibi görünüyor. Çünkü son yıllarda ekonomik sorunlar dolayısıyla AK Parti’nin ciddi oy kaybettiğini görebiliyoruz. Bu sadece vatandaşlara maaş verme üzerinden değil, ekonomi politikasıyla da alakalı. Kötü ekonomi politikası yönetimi toplumda büyük krizleri derinleştiriyor."
"Bence Işıkhan’ın bile toplantıdan son dakika haberi oldu"
Özseven ayrıca Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun dün akşam ani şekilde toplanmasına ilişkin olarak, "Bence Bakan Işıkhan’ın bile haberi yoktu, toplantıdan son dakika haberi oldu" dedi. Özseven şöyle konuştu:
"Ben de Bakanlar Kurulu’na gittim gazeteci olarak. Kendi ağzıyla toplantıyı ‘perşembe ya da cuma yapacağız’ dedi. Eğer bu toplantı yarın yapılacak olsaydı, ucunu açık bırakırdı. Son dakika yapılması, hiçbir devlet plan programına uygun değil. Oldubittiye gerildi. Bize de bir saat öncesinde haber verildi. Hatta ben TÜRK-İŞ’e giderken yolda, gazetecilerin aramasıyla öğrendim. Komisyonun niteliğini de zedelediler. Bu gibi durumlar olunca komisyonu da iyice sorgulatır hale getiriyor. Madem öyle hükümet ve işveren kendi arasında toplansın, nasıl olsa ücret açıklıyorlar."