Dervişoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Sizin devletiniz, saraydaki zatın iki dudağından çıkan emirlerdir"
"Numan Kurtulmuş, siyaseten taktığı maskesini, bir üniversite kürsüsünde çıkartarak yaptığı konuşması ile çıkarmış, bu aziz Meclisin gerçekte başkanı olmadığını, millet egemenliğinin tecelligahı olan bu yapı yerine, çetelerin, dolandırıcıların, ihale ve rant şebekelerinin yüz sürdüğü kapıya dönüşmüş olan, Beştepe’deki sarayın atanmış ve zavallı bir memuru olduğunu kanıtlamıştır.
'Devletin ülkesi olmaz. Devletin milleti olmaz' diyor Numan Kurtulmuş. Konuşmamın başında ifade ettiğim gibi Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Bir Meclis Devleti olarak kurulmuştur. Onlar gibi aklının zincirlerinden ve Türk olma bilincinden kurtulmuşlarla değil. Düşman işgalinden ve içerideki işbirlikçilerden kurtularak kurulmuştur. Sizin devlet zannettiğinizle bizimkisi aynı değildir. Sizin millet addettiğinizle bizimkisi aynı değildir. Sizin devletiniz, saraydaki zatın iki dudağından çıkan emirlerdir. Türk devleti ülkesi ve ülküsüyse bellidir.
"Cumhur İttifakı, şimdi DEM ile el sıkışıyor"
2017’de İYİ Parti kuruldu. 2018'de rahatsız olanlar Cumhur İttifakını oluşturdu. Ardından Hüda-Par ile genişleyen Cumhur İttifakı, şimdi DEM ile el sıkışıyor. Bunun adı kapsayıcılık değil, toplumun farklı kesimlerini kendi siyasi emellerine alet etme çabasıdır. Rafa kaldırılan ihanet sürecinin yürürlüğe konulmasıdır. Milletçe biz bu filmi seyrettik. Senaryo-Yönetmen-Yapımcı hepsi aynı, sadece oyunculara yenileri eklenmiş bir devam filmi.
Yeni anayasa süreci
Son dönemde 'anayasa değişikliği' yerine, 'yeni anayasa' söylemi kullanılmaya başlandı. Bu bir tesadüf değil, saman altından su yürütmek misali, gizli bir stratejidir. Bu, bir yol tuttuklarının ama yolun müstakim olmadığının göstergesidir. Amaçları, anayasanın değişmez maddelerini kademeli olarak tartışılır kılmaktır. Anayasa hedeflerinin yegane amacının Erdoğan'a ömür boyu tek adamlık sağlamak, bunun sağlandığı yerde de üniter bir milli devlet değil, çok kökenli, çok bölgeli, çok dilli ve çok hukuklu bir federatif yapı inşa etmek olduğu açıktır.
"Müzakereye açmayacağız"
Sorunlarımızı, devletin ve milletin birlikte hareket ettiği bir zeminde çözmeliyiz. Devletin gücünü ve milletin iradesini hiçbir terör örgütüyle müzakereye açmayacağız. Yıllarca Kürt sorunu diyerek, Kürtleri bir sorun nesnesi haline getirenlerin ne bugün ne de yarın Kürt vatandaşlarımıza getirebileceği bir çözüm yoktur. Yıllarca Alevi vatandaşlarımızı, apartman köşelerinde gizli saklı ibadetlere muhtaç edenlerin elektrik, su faturalarını ödeyerek Alevi vatandaşlarımıza verebilecekleri bir çözüm yoktur. Sorunumuz kendi eşit paydaşı olduğumuz bu Cumhuriyet’ten vatandaşlık haklarımızı alabilmek ve insanca yaşayabilmek sorunudur.
Detaylar geliyor...