Haber Merkezi - İBB kuruluşu İETT’nin İkitelli Garajı’nda bugün düzenlenen “İstanbul’un Yeni Otobüsleri Tanıtım” programına Avcılar Belediye Başkanı Turan Hançerli, Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi ve CHP Başakşehir Belediye Başkan Adayı Mesut Öksüz de katıldı.
İETT tanıtım programında konuşan İmamoğlu, şunları söyledi:
"Engellenmeseydik 300 otobüs daha alabilirdik"
150 adedi bu yeni otobüsler olmak üzere 293 adet daha otobüsü İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne kazandırdık. Bir baksınlar bakalım 4 buçuk yıllık bir zaman diliminde yani engellenmeseydik bunun üzerine 300 tane daha otobüs alabilirdik. Bu kadar aracı kuruma katabilmiş bir dönem var mıdır? Hem de yılların ihmallerini gideriyoruz. Bunun üzerine yeni bir düzeni, yeni bir sistemi başlattığımız ve İETT'nin hizmet vermeye başladığı Adalar'da da 252 adet de araç sistemimize katıldı. Biz aslında 800’e yakın aracı farklı statülerde, farklı ortamlarda İstanbul Büyükşehir Belediyemizin kurumu olan İETT'ye kazandırmış olduk.
"Yıpratmak için her yolu denediler"
Tarihte hiç olmadığı kadar bu dönem ve bu süreç içerisindeki hizmetleri ile başarılı bir seviyeye kavuştu İETT. Tabii şunu söyleyeyim. Bu kadar başarıyla beraber zirve yaptık. Bir başka konuda daha bizi zirve yaptırmaya gayret ettiler. Hiçbir dönem olmadığı kadar bu dönem iktidar ve medyasının hedefi haline geldi İETT.
Sadece İETT'yi karalamak İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin bu nitelikli çalışma sahasında bir kurban seçmiş gibi onun üstüne giderek Ekrem İmamoğlu belediye başkanlığı döneminde nasıl lekeleriz, nasıl onu zayıf düşürürüz çabası içerisinde bu kadim kurumu ve binlerce çalışanını yıpratmak için basın medya ve kendi siyasi bireyleri üzerinden her yolu denediler.
"Dün yapılan konuşma görevin ihmalidir"
Cumhurbaşkanı’nın Hatay'daki sözlerini dinlediniz mi? İnsana dair böyle bir duygu olmaz. Olamaz. Kendisini ve partisini tercih etmediği için hem de depremzedelerin önünde deprem bölgesinde 10 binlerce canın öldüğü ortamda bile isteye yardım etmediğinin ifadesi bu. Başka bir ifade değil. Ne için? Seçime bir buçuk ay kaldı diye sözüm ona insanları korkutarak siyaset yapacak ve itiraf ettiği bu durumundan ötürü insanların oyuna talip olacak.
Toplumun her kesimine adalet dağıtan, toplumun her kesimiyle ilgili iyilikle, güzellikle konuşan bir insanın dilinde kötülük olur mu? Bu nasıl bir anlayış ya? Efendi, hükmeden, hakim! Milletin efendi olduğunu bunlar öğrenecek 31 Mart'ta. Millet efendi millet. Siz efendi değilsiniz. Dün yapılan konuşma görevin ihmalidir. Binlerce insanı çadır hayatına mahkum etmek, insani desteği vermemek bunun bu şekilde ifade biçimidir. Ne için? Oy için. Bir ülke düşünün. Yani tüm vatandaşlarını kucaklaması gereken bir insan kendi vatandaşlarına partiniz ayrıysa zulümü konuşurum diyecek kadar özensiz ve bunu itiraf ediyor.
"Bu tehdidin karşılığını milletimiz demokrasi şamarı gibi cevabını verecek"
Yunus Emre'nin çok güzel bir sözü var; ‘Zulüm ile abad olanın ahiri berbad olur’. Onun için bu tehdidi milletimiz yutmaz. Bu tehdidin karşılığını bu millet öyle bir verir ki…
Müthiş bir demokrasi cevabıydı 31 Mart'taki seçimi 6 Mayıs'ta iptal edip 23 Haziran'da aldıkları cevap 13 bin oyu küçümsediler, aradaki fark 806 bin oya çıktı. Bu tehdidinizin karşılığı milyonlar olacak, göreceksiniz.
Sadece İstanbul'da değil, Türkiye'nin her yerinde bu tehdidin karşılığını milletimiz demokrasi şamarı gibi cevabını verecek. Efendim merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse dayanışma halinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez demiş. Bakar mısınız? Tehdide bakar mısınız? Peki niye tehdit biliyor musunuz? Niye tehdit? Söyleyeyim. Korkudan, korkuyorlar. Neyi, neden korkuyorlar? Koltukları kaybedecekler diye korkuyorlar!