Nur Yıldız

Tüm dünyada Türkiye'nin Instagram yasağı konuşulurken, geçtiğimiz günlerde bir yasak da popüler oyun platformu Roblox'a geldi. Yasaklara her gün bir yenisinin daha eklendiği bugünlerde bu kez de Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamayla sokak röportajı içeriklerinin RTÜK takibine alındığını duyurdu.

Şahin, Sokak röportajlarının kamuoyunu manipüle edip evrensel basın meslek ilkeleri ve etik değerlerine aykırılık teşkil edecek boyutlara ulaştığını dile getirerek bu tür paylaşımların dezenformasyona yol açtığını iddia etti. 

Fikrin yanıltıcı röportaj teknikleriyle genelin sesiymiş veya toplumun büyük bir kesiminin görüşüymüş gibi verildiğini ve kitlelerin bilinçli olarak etki altına alındığını belirten Şahin şunları kaydetti;

"Bilhassa yeni medya platformlarındaki bu tür yayıncılık faaliyetleri ve paylaşımlar, görsel yayıncılık alanında faaliyet gösteren Anayasal bir kurum olan RTÜK’ün takibindedir. RTÜK, kitleleri sosyolojik çatışmalara sevk eden bu tip yayın faaliyetleriyle alakalı görsel yayıncılık ilkeleri kapsamında gerekli çalışmaları yapmakta ve sürdürmektedir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”Ilhan Tasci.jpgİlhan Taşcı: Doğru olan sokağın sesine kulak vermesi için iktidara çağrı yapmasıydı

Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan RTÜK Üyesi İlhan Taşcı, karara şu ifadelerle tepki gösterdi:

“Yaşanan siyasi ve ekonomik sorunlar nedeniyle sokağın sesini kısmaya çalışan RTÜK Başkanı’nın tam aksine sokağın sesine kulak vermesi için iktidara çağrı yapması gerekirdi. Doğru olan bu olurdu. Gazetecilikte öteden beri hep yurttaşlara mikrofon uzatılır; ülkenin içinde bulunduğu o günkü siyasi, ekonomik ve kültürel hangi konu olursa olsun yurttaşların görüşleri alınır. Halkın düşüncelerinin ekrana yansıtılmasından rahatsız olmak yerine şu anda 85 milyon insanın büyük kesimini etkileyen ekonomik krizle ilgili dertlenilse daha yararlı olurdu diye düşünüyorum.”

“Bu yayınlar ortadan kaldırıldığında yurttaşların sorunları ortadan kalkmış mı olacak”

Yayınlara son verildiğinde yurttaşların sorunlarının ortadan kalkmayacağını ifade eden Taşcı şunları kaydetti:

“RTÜK Başkanı muhalif röportajları yayınlamamaları için yayıncılara aba altından sopa gösteriyor. Bütün televizyon kanalları RTÜK Başkanı’nın açıklamasını dikkate alıp bu yayınlara son verdiğinde yurttaşların dile getirdiği sorunlar ortadan kalkmış mı olacak? Sonuçta odada fil var, RTÜK Başkanı gözünü açsa da kapatsa da fil orada olmaya devam edecek.”Kivanc 5.JpegÇGD Başkanı Kıvanç El: Kapatmak, yasaklamak, engellemek bu yüzyılın kavramları değil

Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Genel Başkanı Kıvanç El ise son günlerde artan erişim engellerine tepki göstererek gazetecilik açısından sokak röportajlarına getirilen takip kararını şu ifadelerle değerlendirdi;

“Türkiye'de şu an booking fiilen kapalı. Türk otellerinde rezervasyon yok. Instagram kapalı. Roblox kapalı. Bunlar ilk akla gelenler. Onun dışında binlerce haber linki yasaklı. Liste uzatılabilir sayılabilir. RTÜK Başkanı tüm bunlar yetmezmiş gibi YouTube başta olmak üzere birçok siteyi hedefine almış gibi görünüyor. Dijital dünyada elbette bazı anlaşmalar, denetimler devreye girebilir. Bunlar mümkün ancak kitlesel yerleri kapatmak artık sansür ile, yasaklama kararları ile açıklanamayacak durumda. Yasaklar ile hiçbir yere varılamayacağı anlaşılmalı. Kapatmak, yasaklamak engellemek bu yüzyılın kavramları değil. Zaten ne yazık ki VPN kullanımında dünya liderliğine doğru gidiyoruz”

Erdoğan yarın Mısır’a gidiyor Erdoğan yarın Mısır’a gidiyor

‘Dezenformasyon’ kılıfı altında gazetecilik mesleği hedef alınıyor

RTÜK'ün işinin yurttaşların ne dediğini engellemek olmadığının altını çizen El, şöyle konuştu;

“Konuyu dezenformasyon gibi görmek yeni bir iktidar hastalığı. İktidarı eleştiriyorsan, iktidarın açıklarını ortaya çıkarıyorsan "dezenformasyon" kılıfı altında ne yazık ki gazetecilik mesleği hedef alınıyor. Bilinçli olarak kim nasıl etki altına alınıyorsa, bu konuda ilgili kurumlar gereken açıklamaları yapar, yurttaş ise neyi izleyip neyi izlemeyeceğine kendisi karar verebilir. Ancak herkes biliyor ki sokak röportajlarının ana hedefi iktidarın eksikliklerini göstermek, sokağın sesinin duyulmasını sağlamaktır. Gazeteciliğin en temel görevi de kamunun sesini duyurmaktır. TV'ler olsun Youtube kanalları olsun bu sesi duyurmakla mesleğin ana unsurunu yerine getirmektedir. Ancak açık bir şekilde hedef alınması asla kabul edilemez. Ortada RTÜK'ün iddia ettiği gibi ‘yönlendirme’, çatışma çıkaracak röportajlar veya durumlar varsa bunlara dair ilgililer açıklama yapabilir, hukuk yoluna başvurabilir. Spesifik 1-2 örnekten yola çıkılarak tüm gazetecilik mesleği hedef alınamaz, kamunun sesi kısıtlanamaz. 

“Gazeteciliğe açık bir saldırıdır”

Türkiye'de basın özgürlüğüne büyük bir saldırı getirildiğini ifade eden El, yasal düzenlemeler, hükümet baskıları hatta bazen siyasilerin baskıları ile bu özgürlüğün durmaksızın hedef alındığına değinerek, şunları kaydetti;

“Basın ve ifade özgürlüğünün yok edilmesi sesinin kısılması demokratik rejimin de temel taşlarından birinin hedef alınmasıdır.  Basının özgür olduğu ülkelerde demokratik yapılar gelişmiş, kalkınmış ve ekonomiden spora, sağlıktan eğitime gelişmeyi sağlamış yerlerdir. Sokak röportajlarının TV'de yayınlanmaması demek, gazeteciliğe açık bir saldırıdır. Bu nedenle buna yönelik tehdit ve baskı mesleği adeta yok etmek demektir.”

“Yurttaşın sesini kısmak RTÜK'ün haddi değildir”

Asıl hedefin iktidarın hoşuna gitmeyen TV'lere yeni bir ceza alanı açmak olduğunu dile getiren El, “Bu süreç dijital bir denetim ve baskı ile yeni bir yasak alanı açmak da hedefleniyor. Burada da ana hedef YouTube olacak gibi görünüyor. Ancak en başta söylediğimizi tekrar edersek. Vatandaşın, yurttaşın sesini kısmak RTÜK'ün haddi değildir” dedi.

Editör: Nur Yıldız