Necdet AYAZ
Saygıdeğer okurlarım, bu yazımı 10 Ocak Çalışan Gazeteciler günü ile ilgili yazmak istedim. Çünkü gazetecilerin ne denli önemli ve de etkili olduğunu yaşayarak bilen ve...
Necdet AYAZ
Saygıdeğer okurlarım, bu yazımı 10 Ocak Çalışan Gazeteciler günü ile ilgili yazmak istedim. Çünkü gazetecilerin ne denli önemli ve de etkili olduğunu yaşayarak bilen ve öğrenen biriyim.
Bunu bana öğreten olay şöyle yaşandı:
1975 yılında ağabeyim Niyazi Ayaz’ a özenerek başladığım atletizm de başarılı görülmem nedeniyle Elazığ Atletizm İl Temsilcisi (O dönem Atletizm Ajanı denirdi) milli ve şampiyon eski atlet olan merhum Ahmet Aytar, beni Ankara’da organize edilen Türkiye kros şampiyonasına götürmek istedi. Ancak babamın izin vermeyeceği kaygısıyla ben Ankara’ya anneme söyleyerek gittim. Yarışta beşinci olarak milli takıma girdim. Elazığ’a dönüş yolculuğum, babamın bana nasıl bir ceza vereceğini düşünerek geçti. Ancak korktuğum başıma gelmedi.
Çünkü yarışma sonrası TRT’nin benimle yaptığı röportaj sayesinde babamdan ceza almaktan kurtulduğumu sonradan öğrendim.
Sadece bu olay değil, aktif sporculuğumda elde ettiğim başarıları yazarak beni kamuoyuna tanıtanlarda yine gazetecilerdi. Bu sayede ben, Necdet Ayaz oldum. Bundan dolayı mutlu ve de gururluyum. Bu nedenle öncelikle spor medyasında tanıdığım ağabey, dost ve arkadaşlarıma (Çok kişi olduğu için isimlendirmekte hata yaparım diye yazamıyorum) teşekkürü bir borç biliyorum. Yeri gelmişken başta tanıdığım gazeteciler olmak üzere sağlık ve esenlik, ebediyete intikal etmiş olanlara da Allah’tan rahmet diliyorum.
Gazeteciler toplumun bilmediği, görmediği olay ve haberleri duyuran ve gösterenler olarak önemli bir görev yapmaktalar. Bu ulvi görevi layıkıyla yapan başta tanıdıklarım olmak üzere tüm gazetecilerin “Çalışan gazeteciler günü” nü kutluyorum. Ancak neden çalışan gazeteciler günü denildiğini de doğrusu çok merak ediyorum. Çünkü bir gazetecinin ölünceye kadar çalışamaya mahkûm olduğunu bilenlerdenim. Ancak çeşitli nedenlerle çalışma imkânı bulamayanların ya da bu haklarının ellerinden alındığını da biliyoruz.
Çalıştığı sürede kendisine sürekli basın kartı verilmesine rağmen bugün onların günü olmamasını şahsen doğru bulmadığımı belirtmek istiyorum. Keşke bugün de tıpkı “Öğretmenler Günü” gibi “10 Ocak Gazeteciler Günü” diye kutlanıyor olsaydı diyorum.
Sonuç olarak şahsımda olduğu gibi toplum üzerinde de önemli bir etkisi bulunan başta tanıdığım gazetecilere teşekkür ederek “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü” nü” biraz gecikmeyle, kutluyorum.
İyi ki varlar.