Güncel

Gazeteciler Cemiyeti'nin Malatya'daki etkinliği geniş katılımla son buldu

Gazeteciler Cemiyeti'nin Malatya etkinliği ikinci gününde de geniş katılıma sahne oldu. Deprem bölgesindeki gazeteci ve iletişim fakültesi öğrencileriyle gerçekleştirilen buluşma, mesleki eğitimlerin ardından son buldu.

Abone Ol

Ahmet Çağatay Bayraktar

Gazeteciler Cemiyeti Bölgesel Eğitim ve Değerlendirme Toplantısı kapsamındaki etkinlikler ikinci gününde devam etti. Malatya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Vahap Güner'in konuşması ile başlayan oturumlarda Malatya'daki yerel basının deprem sonrası durumu değerlendirildi. Gazeteciler Cemiyeti 9. Köy Haber Merkezi Editörü Erhan Karadağ video habercilik deneyimlerini, Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Kenan Şener ise etkili haber yazımına dair ayrıntıları katılımcılarla paylaştı.

Buluşmanın ikinci günü "Deprem Bölgesinde Yerel Basın Gerçeği: İhtiyaçlar ve Çözüm Önerileri" başlığıyla Malatya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Vahap Güner’in konuşmasıyla başladı. Güner, 6 Şubat depremlerinin büyük ölçüde zarar verdiği Malatya’da, deprem öncesi yapılaşma ve bina stoku hakkında bilgi vererek şunları söyledi:

“1935 yılında şu anda hükümet binasının olduğu yerin altında su tespit ediliyor. Aynı şekilde şehrin çarşı binasının altında da su var. Hükümet binası tescilli olduğu için tekrar inşa edilecek. Temeli sağlamlaştırmak için sadece hükümet binası için 45 milyon lira harcandı. Çarşı binası için 10 bin fore kazık çakıldı. Yani bir yıl boyunca şehrin altyapısının tekrar düzenlenmesini bekledik. Bundan sonraki süreçte şehrin üst yapısı inşa edilecek. Fakat Malatya’da acil çözüm bekleyen sorun barınma. Ancak kuyumcular çarşısı, minibüs durakları, kasaplar çarşısı, hal binası gibi yapıların inşa edilmesine öncelik tanınıyor. Kültür Bakanlığı, ticari merkezlerin daha güvenilir yerlere inşa edilmesi noktasında itiraz etse de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ticari merkezlerin eski yerlerinde fore kazıklarla sağlamlaştırılan temeller üzerinde inşa edilmesi konusunda ısrarcı. Yine Malatya'nın mevcut su kaynaklarını koruması gerekiyor, çünkü kaynaklardan çamur akmaya devam ediyor. Şehirde inşa edilmesi planlanan toplu konutlar olduğu bölgede içme suları ile foseptik sistemleri henüz planlanmadı.”

Vahap Güner, Malatya basınının deprem sonrası süreçte çalışmalarını anlattı

Güner, basın örgütlerinin dayanışmasını anlattı

Yaşanan deprem sonrasında meslek örgütlerinin Malatya’daki yerel basına olan desteklerini anlatan Güner, “6 Şubat sonrasında depremle Malatya basını da enkaz altında kaldı. Arkadaşlarımız ve aileleri hayatlarını kaybetti. Deprem sonrasında çalışmalarımıza devam edebilmemiz için ulaştığımız birçok kuruluş bize destek verdi. Bu kuruluşlardan birisi de Gazeteciler Cemiyeti oldu. Yerel basın daha iyi ayakta kalabilseydi şüphesiz Malatya’da yaşananları daha iyi ifade edebilirdik” dedi.

Güner: Yarının Malatya'sını inşa etmek istiyoruz

Kentte yerel basının faaliyet gösterdiği konteyner ile geleceğin Malatya'sını inşa etmek için çabaladıklarını belirten Güner, “Oluşturduğumuz basın konteyneri ile iki uydu televizyonumuz, on radyo, beş günlük gazete ve internet siteleri de çalışma gösteriyor, yayın hayatlarına devam ediyor. Yazılı basında ise yaşadığımız sorun okunmadığı. Adana’da bulunan büyük gazeteler bile matbaalarını kapatıyor. Biz de bu durumda internet sitelerine ağırlık veriyoruz” şeklinde konuştu.

Gazetecilik yaygınlaşıyor

Oturuma katılan iletişim fakültesi öğrencilerine seslenen Güner, “Yazılı basın, gazete formatından yavaş yavaş uzaklaşıyor, bu durumun gazeteciliğin sona ereceğine yönelik endişeler var. Ben aksine internet aracılığıyla gazeteciliğin, haber alma imkanlarının daha da yaygınlaşacağını düşünüyorum” diye belirtti.

Erhan Karadağ video haberciliği katılımcılarla etkileşimli şekilde ele aldı

Video habercilik oturumunda deneyimler paylaşıldı

Günün ikinci oturumunda video habercilik başlıklı eğitimde konuşan Gazeteciler Cemiyeti 9. Köy Haber Merkezi Editörü Erhan Karadağ, mesleki bilgi ve deneyim üzerinden bir akış izledi. “Gazeteci haber yaparak, haberiyle konuşur” diyen Karadağ, internet haberciliği ile video haberciliği arasındaki paralellikleri saha deneyimleri üzerinden anlattı. Haber yapım sürecinde muhabirlerin engellemeler, gizlenen bilgiler ve yönetimlerin baskıların maruz kaldığını söyleyen Karadağ, bu anlamda haberciliğin diğer bir zorluğunun teknik konular olduğunu söyledi.

Gazeteciler Cemiyeti teknik ekibinin desteği ile katılımcılar pratik yapma olanağı da buldu

Haber yöntemi değişse de öncelik doğru bilgi

Teknik farklılıkların özellikle video habercilikte kendini gösterdiğini belirten Karadağ, “Aynı olayı farklı kanallar, birbirinden farklı üsluplarla sunabiliyor. Bilgiler aynı olsa da kullanılan çekim teknikleri, olayın arka planındaki gelişmelerin anlatılması, aynı olayın farklı şekilde haberleştirilmesini sağlıyor. Fakat internet, video veya basılı mecra neresi olursa olsun haberde önceliğimiz doğru bilgiyi vermek. Güvenilir haber kaynağına dayalı, uzman görüşüne yer verilen, doğru bilgi ve belgeye dayanan haber, temel amaç olmalı. Video haberde ise değişen konu, kurgu-montaj, çekim açıları yönünde. Çünkü video haberde muhabirin verdiği bilginin yanında kameramanın tercih ettiği çekim açısı, haber masasında kurgucunun görüntüleri işlemesi oluyor. Türkiye’de en çok rastlanan durumlar arasında gazete için yazılmış bir haberin üzerine olayla ilgili fotoğraf ve videolar konularak televizyon haberi olarak verilmeye çalışılması. Ancak burada da haber editörü, muhabirin altını çizmek istediği noktaları atlayabilir, uygun haber dili verilmeyebilir. Bundan dolayı video haberciliğinde uzmanlaşmak, diğer haber pratiklerinden ayrılan teknik konuları bilmek büyük önem taşıyor” dedi. Erhan Karadağ ile video habercilik oturumu, katılımcıların sorularıyla devam etti.

Oturumlar geniş katılımla gerçekleşti

“Tık avcılığı okuru kaçırır”

Katılımcılarla etkili haber yazma pratikleri atölye çalışmasını gerçekleştiren Gazeteciler Cemiyet Genel Sekreteri Kenan Şener, özellikle internet haber sitelerinde kullanılan “tık avcılığının” bir çeşit “gazetecilik suçu” olduğu değerlendirmesinde bulundu: “Okur bizlerin avı değil. Okuyucuyu avlamak adına haber içeriğinden farklı bir başlığa yer vermemeliyiz. Başlıklarda ilgi çekmek için olayı ‘korkunç, feci’ gibi tanımlamamalıyız. Bu tür başlıklar da sanıldığının aksine daha çok okunmak yerine okuyucunun ilgisini çekmiyor.”

GC Genel Sekreteri Şener, haber yazımında dikkat edilmesi gerekenleri anlattı

“Muhabir yapacağı haberi sorgulamalı”

Haberde ele alınacak olayın belli filtrelerden geçirilmesi gerektiğini işaret eden Şener, “Olayın güncelliği, önemi, hangi oranda kamu yararı taşıdığı, haberin yapılma amacı gibi farklı bakış açılarını haberi yapmadan önce irdelemeliyiz. Muhabir olarak haberi editöre sunduğumuzda, editörün ‘haberin öznesi, haberin tarafları’ sorularına yanıt vermemiz önem taşıyor. Örneğin asgari ücret üzerine bir haber hazırlıyorsak, bunun için sokaktaki yaşlılara değil, sanayide, iş yerlerinin bulunduğu yerlerde çalışanlara sormamız gerekiyor” dedi. Şener haberi zenginleştiren unsurlar arasında “çelişki ve kıyaslamaları ortaya koymanın” önemine de vurgu yaptı.

Oturum, katılımcıların soruları ve Şener’in verdiği örnekler üzerinden etkileşimli şekilde devam etti.

Nazmi Bilgin'in gerçekleştirdiği kapanış konuşması sohbet havasında gerçekleşti

Bilgin: Kibirden uzak durun

Etkinliğin kapanış konuşmasını gerçekleştiren Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, oturumları takip eden iletişim fakültesi öğrencilere hitaben mesleğin “insani” yönünü anlattı: “İnsan hayatındaki en kirli olgu kibirdir. Ve kibir bir zehir gibi gazetecilik mesleğinde de kendini gösterir. Ama gazetecilikte de siyasette de kibirli insanlar hiçbir zaman sevilmez. Sevilmeyen insanlardan ise başarı beklemek zordur. Gazetecilik mesleğinde kalmak isterseniz size tavsiyem her gün en az üç kişiye dokunun. Nitekim şu anda hayatımızda en büyük eksikliklerden birisi dokunmak. Sabah sokakları süpüren görevliye ‘kolay gelsin’ demek, çalışırken çayınızı getiren kişiye ‘teşekkür ederim, eline sağlık’ demek dokunmaktır. Çünkü bu dokunuşlar size bir gün geri döner. Bu yüzden kibirli olmanın zehrine asla ve asla kapılmayın. Örneğin geçmişte televizyonlarda ses getirmiş, fakat kibre kapılmış isimleri şu an hatırlayan yok.”

“Bu ülkeye borcumuz var"

“Dünyanın en güzel coğrafyasında yaşıyoruz” diyen Bilgin, “Bunu sadece ülkemizi çok sevdiğim için değil bütün dünyayı gördüğüm için söylüyorum. Ülkemizi olanağınız yettikçe gezin farklı coğrafyalarını keşfedin. Bu ülkeye çok borcumuz var. Bize emanet edilen cumhuriyeti ve inkılapları sanıyorum ki yeterince koruyamıyoruz.  Ve ülkemizi ne kadar gezip keşfederseniz o oranda içten bir şekilde koruyacaksınız” şeklinde konuştu.

Malatya Gazeteciler Cemiyet Başkanı Vahap Güner ve Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin

"Farklılıklarımızı hazine olarak görelim"

“Her birimiz uyanık yurtseverler olmalıyız” diyen Bilgin, Atatürk devrimleri ve cumhuriyet değerlerinin altını çizerek cumhuriyetin önemli kazanımlarından biri olan laikliğin korunmasının gereğine vurgu yaptı. Türkiye üzerinde farklı devlet ve oluşumların planlarına değinen Bilgin gençlere şu çağrıda bulundu: “Ayrıştırıcı politikalara karşı birbirimizi sevelim. Bütün farklılıklarımızı bir hazine olarak değerlendirerek birbirimize sarılalım. Belki bundan elli yıl sonra bir kadın gazeteci benim bulunduğum kürsüden size daha güzel sözler söyleyecek. Benim de umudum bu yönde. Bu ülkenin bölünmez bütünlüğünü sağlamak adına hep birlikte sevgi ve inançla kenetlenelim.”

Gazeteciler Cemiyeti, deprem bölgesinde çalışan meslek örgütlerini ziyaret ederek eğitim çalışmalarına devam edecek.