Haber Merkezi - Ömer Hayyam’ın Rubailer’inde yer alan bir dizeden esinle isimlendirilen ve farklı dönemlerde üretilmiş 600’ün üzerinde sanat yapıtı, işlevsel nesne, nadide eser, mobilya ve kitaptan oluşan "Farz Et Ki Sen Yoksun" sergisi, İstanbul Arter'de sanatseverlerle buluşuyor. 19 Ocak 2024 tarihinden itibaren gezilebilecek olan sergi, Arter’de gerçekleştirilen ilk özel koleksiyon sergisi olma özelliğini taşıyor.
Selen Ansen’in küratörlüğünü üstlendiği sergi, bir koleksiyonerin hayalleri ve hayata geçirdikleri neticesinde farklı nesneler arasında kurulan yakınlıkların ve oluşturulan gövdenin bir mekân olarak ev içinden müzeye taşınmasının imkânlarını araştırıyor. 400’e yakın sanatçının yapıtlarının yanı sıra anonim eserler, seri üretimler ve muhtelif öğelere yer veren sergi, Arter’in 4. ve 3. kat galerilerine yayılıyor. Özel alanda tekil bir yaşama eşlik etmek üzere düzenlenmişken bir sanat kurumunun aracılığı ve küratoryal bir bakışla kişisel bir koleksiyondan kamuya açılan seçki, tasnif mantığına meydan okuyan zamanlar ve formlar arası bir dünya yaratıyor. Koleksiyonerin eserlerle etkileşim içerisinde soyut bir kimlik kazanarak var olduğu bu dünya, şeylerin özel alandan ayrılıp kendi özgünlüklerini yeni bir bağlamda sürdürmesiyle hem gerçek hem de kurmaca bir deneyimin kapısını aralıyor. Farz Et Ki Sen Yoksun, koleksiyonu çok yönlü ve yaşayan bir beden olarak ele alarak, alelade olanın olağanüstü olanla yakınlıklarının yanı sıra toplama/koleksiyon yapma pratiği ve gündelik yaşamımızı çevreleyen nesneler üzerine düşündürmeyi hedefliyor.
Ömer Koç Koleksiyonu’ndan seçilen eserlerle oluşturulan Farz Et Ki Sen Yoksun, her şeyin düştüğü ve düşmeye devam ettiği dünyada yükselişi düşleyebilmek için, faniliğin hüküm sürdüğü canlılar evreninde dünyevilikten el alan yükseliş ve kaçış alanlarını bulmaya yöneliyor. Serginin ismini aldığı dizelerde şair Ömer Hayyam’ın (1048–1131) kendi benliğimizin sınırlarını aşarak yaşamı özgürce kucaklamamızı anımsatmasından hareketle ziyaretçiler de kronolojinin ve hiyerarşinin olmadığı bir mekânsal kurgu içerisinde bir araya getirilen nesnelere dair yeni anlam arayışlarına kapı açacak bir deneyim sunuyor.