Orhan GÜRDİL
Fransız "Marianne" dergisine göre Paris'in simge yapılarından biri olan Eyfel Kulesi çürümüş. Fransız mimar Gustave Eiffel tarafından 1889'da inşa edilip açı...
Orhan GÜRDİL
Fransız "Marianne" dergisine göre Paris'in simge yapılarından biri olan Eyfel Kulesi çürümüş. Fransız mimar Gustave Eiffel tarafından 1889'da inşa edilip açılan kulenin zaman içinde yıprandığı, bir onarıma ihtiyaç duyduğu bilinmesine rağmen 2004 olimpiyatları için sadece bir makyajla göz boyaması yapılmış. Kule, olimpiyat oyunları boyunca yüz binlerce ziyaretçiye ev sahipliği yapmıştı. 324 Metre yüksekliğindeki yapıya 7 bin 300 ton demir kullanılmıştır. 1889 Dünya fuarı için inşa edilen kuleye, 20 yıl için teşhir müsaadesi verilmişken, büyük gelir kapısı olan kule, 1909'da sökülmekten kıl payı kurtulmuştur.
Kule, ziyaretçi gelirinin ötesinde Fransa'nın deniz aşırı ülkelerle sağlıklı iletişimini sağlamaktadır. Bu nedenlerle kulenin yıkılmayıp boyanmasına karar verilmiştir. Esasen kulenin yapımcısı Gustave Eiffel, her yedi yılda bir Eyfel'in elden geçirilip boyanmasını şart koymuştu. Eyfel Kulesi ile ilgili 2016'da hazırlanan bir rapora göre yapıda 884 hata bulunduğu belirtilmişti. Üçüncü kez bir raporla hazırlanan son raporda kulenin acilen düzeltilmesi gereken 86 kusuru olduğu açıklanmışsa da yüzde %99'u belediyeye ait olan gelirden mahrum olmamak için kulede denetim yapan bir firmanın da belediyeye ait olması nedeniyle, kulenin tekrar boyanmasına karar verilmiş. Yılda ortalama 6 milyon turistin ziyaret ettiği kuleyi, kapatmadan bakıma almayıp tekrar boyamaya karar verilmiştir. Oysa bu konuda bilgi sahibi olan yetkililere göre, kulenin kapatılarak çok yönlü bir bakıma tabi tutulmasının şart olduğu ileri sürülmüştür.
Sivas Lisesinde (bugün kongre binası olan) eğitim gördüğüm yıllar, okulun zengin kütüphanesinde ülkeleri tanıtan kitapları okurdum. Paris-Eyfel Venedik, Roma, Milano, Floransa gibi kentleri görmek, arzumdu. 40'lı yıllar, 2. dünya savaşı… Değil Paris'e gitmek, İstanbul'a gitmek bile bir mesele idi. Hani derler ya "Rüyamda görsem bile inanmam" yıllar çok çabuk geçti.
1952 Yılında bir tahta valizle geldiğim Ankara'da kısa zamanda gazetelere röportajlar yapan bir muhabir olarak buldum kendimi. Mesleğime taparcasına aşıktım. Bu sahada yükselerek gerçek bir gazeteci olma imkanına kavuşmuştum. Gün geldi Paris'e gittim, Eyfel'i dibinden izledim. Zira ziyaretçilerin oluşturduğu kuyruğun sonu görünmüyordu. Zaman geldi Roma'yı görüp Aşıklar Çeşmesi'ne para attım. Cemiyetimizin bir yurtdışı gezisi ile gittiğim İtalya'da Venedik'i görme şansını yakaladım. Uzatmayayım, Paris'e üç kere gitmeme rağmen Eyfel Kulesine çıkmam mümkün olmadı. Yine çok görmeyi istediğim Louvre Müzesini de bazı nedenlerle görememiştim.
Bugün Disneyland, Versailles Sarayı ve bahçesi, Louvre Müzesi'nden sonra en çok ziyaret edilen Eyfel Kulesi’dir. Kulenin Covid-19'lu yıllarda ziyarete kapalı olması nedeniyle, belediye 52 milyon euroluk bir gelirden mahrum kalmıştır. 2024'te Paris'te yapılacak olan Olimpiyatlar öncesi kulenin kapatılıp eski boyaların kazınıp yeniden boyanması gerekmektedir.