Kültür-Sanat

Esenboğa Havalimanı’nda sanata yolculuk

Abone Ol
NAZ AKMAN/ANKARA- Kalkış teması ile son dönemde dünyanın ve ülkemizin yaşadığı acılardan ve karanlık dönemlerden çıkışı vurgulayan Sanatçı, Doç. Dr. Özge Gökbulut Özdemir, Esenboğa Havalimanı TAV Galeri’de sanat izleyicileriyle buluştu. DepARTure/Kalkış isimli sergi 17 Temmuz’a kadar Esenboğa Havalimanı İç Hatlar Terminali’nde yer alan TAV Galeri Ankara’da ziyarete açık olacak. TAV Esenboğa Genel Müdürü Nuray Demirer tarafından gerçekleştirilen açılış sırasında canlı resim performansı gerçekleştiren Özdemir, geleneksel sanat mekanlarının yanında, alternatif mekanlarda da sergiler açan ve resim performansları gerçekleştiren bir sanatçı olarak bu sergisiyle sanatı kamusal alanlara yaymada önemli bir örnek teşkil ediyor. Özdemir, “Her türlü olumsuzluktan uzaklaştığımız, umuda doğru yol alacağımız bir yolculuk” Sanat ile toplum arasındaki ilişkiyi güçlendirmek için sanatı kamusal alanlarda paylaşmanın önemini vurgulayan sanatçı sergiyi “özgürlüğü ve sonsuzluğu temsil eden gökyüzü aracılığıyla hızlı yolculukların başlangıç noktası” olarak değerlendirerek, havalimanı yolcularını sanat yolculuğuna davet etti. “Kalkış” teması ile son dönemde dünyanın ve ülkemizin yaşadığı acılardan ve karanlık dönemlerden çıkışı vurgulamak istediğini ifade eden Özdemir, “Havalimanları öncelikle yolculuğu temsil ediyor, yol ve yolculuk teması benim için önemli kavramlar. Yol bir yerden bir başka yere hareketi temsil etmesi bakımından yaşayan canlı bir süreç. Nitekim ilk kişisel sergimin adı YOL/DA’yı bu düşünceye referansla belirlemiştim, sanat yolculuğumun başlangıcıydı. Havalimanı, özgürlüğü ve sonsuzluğu temsil eden gökyüzü aracılığıyla hızlı yolculukların başlangıç noktası. DepARTure / Kalkış, içinde bulunduğumuz her türlü olumsuzluktan uzaklaştığımız, umuda doğru yol alacağımız bir yolculuk dileği aslında, sanat yolculuğuna bir davet” dedi. [caption id="attachment_348629" align="aligncenter" width="1023"] TAV Esenboğa Genel Müdürü Nuray Demirer & Sanatçı, Doç. Dr. Özge Gökbulut Özdemir[/caption] “Sanat, insana dair evrensel bir alandır” Sanat-toplum arasındaki bağların güçlendirilmesinde sanatın kamusal alanda yer alışını ve sanatın insanla paylaşımını pek çok açıdan gerekli ve sanata ilişkin algıyı yenilemek açısından önemli bulan Özdemir, “Bugün toplumun sanatla bağı o kadar koparılmış ki, sanat toplum içinde yabancı bir alan, sanat eseri ise yabancı bir madde gibi görülüyor. Ya kabul edilmiyor ya da ulaşılmaz, kutsal sayılıyor. Oysa sanat, insana dair evrensel bir alandır. İnsanın sınırlı dünya ve sınırlı yaşam içindeki özgürlük alanı olarak doğal bir ihtiyaçtır. Tarih boyunca yaşam koşulları hayatta kalmak için insanı faydaya, fonksiyona odaklanmaya zorladığı için insan zamanla en doğal ihtiyacını ertelemiş, lüks olarak kabul etmiş durumdadır. Oysa faydacı, fonksiyonel unsurlar hayatta kalmak için ne kadar gerekliyse, sanat da insan olarak yaşamak için o kadar gereklidir. Çünkü insanın gerçekliği hissetmeden, sorgulamadan, dönüştürmeden yani yaratmadan ve paylaşmadan yaşaması mümkün değildir. Bu sürecin sonunda ortaya çıkan ve kendi başına bir varoluş gösterebilen sanat yapıtı ise insanlığın zamandaki izidir. Bu nedenle insanı sanattan koparmak insanı eksiltmektir ve sanatın insana ulaşması, insanın sanatla olan ilişkisinin doğal olarak devam etmesi için kamusal alanda sanatı paylaşmak gerekmektedir. Sanat, insan ruhunun nefes alması, insan düşüncesinin yenilenmesi için gereklidir. Çünkü sanat, Mustafa Kemal Atatürk’ün de vurguladığı gibi ‘hayat damarlarımızdan biridir” değerlendirmesinde bulundu. “Beni en çok umutlandıran kız çocukları oldu” Sergi açılışında “Karanlığı Boyamak” adlı bir performans sergileyen Özdemir buna ilişkin ise “Tuval üzerine akrilik boya ile çalıştığım iki resmim sergiye dahil olan son çalışmalarım oldu. Bu performansın çıkış noktası ise toplum olarak son günlerde üst üste yaşadığımız acılardı, sergideki eserler gibi bu süreç pandemi ile başlamıştı, savaş, ekonomik kriz ve deprem ile devam etti. Bu karanlık zaman ilişkin ilk performansı ‘İçi Dışı Resim: İçi Dışı Kadın’ isimli projem ile 9. ArtAnkara Çağdaş Sanat Fuarı’nda gerçekleştirmiştim. Siyah tuvallerle çevrili bir küpün içinde ve dışında resim yaptığım bu performansta 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne atıfta bulunarak tüm kadınlar adına karanlığı boyadığımı vurgulamıştım, bu çalışma da havalimanında sergilenmeye devam ederken, depARTure sergi açılışı sırasında beni en çok umutlandıran kız çocukları oldu. Sergiye ve performansa her yaştan her kesimden kişinin ilgisi yoğundu ancak, kız çocuklarının resimde gördüklerini özgürce dile getirmeleri, kendilerini ifade etmeleri benim için çok değerliydi. Yaratıcılıkları ile cesaretleri ile karanlığı onların boyayacağına emin oldum” dedi. Üniversite öğrencilerini sanatla etkileşime davet ediyor Sanatın kamusal alanlara yayılmasının toplum ile sanat arasındaki bağı güçlendireceğine inandığını ifade eden Özdemir bu kapsamda “Sanatla Etkileşim” isimli projesi ile özellikle üniversite öğrencilerinin sanatı yakından izlemeleri için çalışmalar yürüttüğünü ifade etti. Özdemir projenin detaylarını, “Havalimanında ilk kez sergi açıyorum ancak galeriler, sergi salonları dışında da pek çok kez sergiler açtım performanslar gerçekleştirdim. Galeriler, müzeler ve sergi salonları elbette görsel sanatların vazgeçilmez mekanları ve sanat-toplum ilişkisi üzerine yaptığım araştırmalar, sanatı erişilebilir kılmada, sanat algısını biçimlendirmede mekânın önemli unsurlardan biri olduğunu göstermekte. Ülkemizde sanat müzeleri yok denecek kadar sınırlı iken, özel galeriler maalesef toplum tarafından kolay ulaşılabilir mekanlar olarak görülmemekte. Her ne kadar kapıları izleyiciye sonuna kadar açık olsa da toplum tarafından çoğu zaman özel mülk olarak algılanarak ziyaret etme konusunda çekingen davranılmakta. Ankara’da okuyan üniversite öğrencilerinin pek çoğu hiç galeriye gitmemiş, sergi gezmemiş olduklarını duyduğumda, konu üzerine akademik çalışmalar yapmanın yanı sıra aktif rol alma sorumluluğunu da hissettim. Bu bağlamda, ‘Sanatla Etkileşim’ başlıklı projemi 2016 yılında Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nde başlattım ve sanat dışındaki öğrencilerin sanatla bağ kurmasına odaklandım. Başkent Üniversitesi’nde düzenlediğim sergi ile de benzer şekilde sanat alanı dışında pek çok üniversite öğrencisini sanatla etkileşime davet ettim. ODTÜ Koleji’nde ilkokuldan liseye farklı düzeylerde öğrencilerle performanslar gerçekleştirdim. Sanatın yaşamın her alanında olması gerektiğine inanarak, 2020 yılında İngiltere’de Liverpool Metropolitan Katedrali’nde kişisel sergi açtım, 2022’de Ankara Hacı Bayram-ı Veli Camii Meydanı’nda düzenlenen resim performansında yer aldım. Anadolu Organize Sanayi de doğada resim performansı yapıp sanayinin içinde üretim tesislerinde sergilediğim alternatif mekanlardan biriydi” sözleriyle anlattı. “Havalimanındaki sergi bir sürpriz” Esenboğa Havalimanı’ndaki serginin galerilerde açılan sergilere kıyasla çok sayıda kişiyle etkileşime geçtiğini belirten Özdemir, “Elbette özel sergi mekanların eseri en ideal şekilde sunma, ilgili kişilerle etkileşime girmesini sağlama gibi fonksiyonları yadsınamaz. Bugünün sanat anlayışında ise mekan da sanat eserinin bir parçasına dönüşüyor, atmosfer sürece dahil oluyor. Neredeyse kompozisyonun bir parçasına dönüşüyor. Bu durum benim sanat anlayışıma uygun, eserin farklı ortamlarda dolaşımı, sınırlı alandan çıkması özgürleşmesi gibi geliyor. Alternatif mekanlar izleyiciye de sanatçıya da yeni bakış açıları sunuyor. Galeri ve havalimanı karşılaştırması yapmak gerekirse, çalışmalarımın düşündüğümden çok daha fazla kişi ile etkileşime girdiğini söyleyebilirim. Galeriler aracılığıyla ulaşılabilecek sanat izleyicisi elbette sınırlı ve belirli, havalimanı ise sergiyle birlikte spontane bir sanat yolculuğu için yolu oradan geçen herkese açık. Galeriye izleyici ne ile karşılaşacağına dair bir bilgi ve beklenti ile giderken, havalimanındaki sergi bir sürpriz. Sanatın doğası yenilikten yanadır, alışılageleni reddeder. Bu noktada alternatif mekanlarda sergileme sürecinin; sanat eserinin mekanla ve mekandaki akışla etkileşime girmesi, yeni bir bakış açısına izin vermesi bakımından sanatın ruhuyla örtüştüğüne inanıyorum” diye konuştu.