Ahmet Çağatay Bayraktar

Yıllar boyunca çeşitli kültür sanat festivallerine mekan olan Beyoğlu, ilk kez kendi adını taşıyan bir caz festivaline ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. 15-16-17 Kasım’da Beyoğlu’nun farklı mekanlarında düzenlenecek konser, atölye, panelleri içeren Beyoğlu Caz Festivali, caz dinleyicilerine de soluk olacak niteliğe sahip. Türkiye’den sanatçı ve toplulukların sahne alacağı festivalde, Türkiye’de caz tarihini ve caz müziği bir araya getiren paneller katılımcıların bu tür üzerine bilgisini artırmayı da amaçlıyor. Bunun yanında festival, Beyoğlu’nda özellikle son 10 yıldır kan kaybeden kültür sanat çevresine de can suyu olmayı amaçlıyor.

24 Saat, Beyoğlu’nun ilk caz festivaline dair merak edilenleri Beyoğlu Caz Festivali kurucu ortaklığını yürüten deneysel müzik, elektronik müzik, film müziği alanlarında üretim yapan prodüktör ve müzisyen Emin Gök’e sordu.

Emi̇n Gök-1

 

"Sound Of" serisinden harekete geçildi

Beyoğlu Caz Festivali’nin gelişim sürecinde üç yıl önce başlayan ve şehir-sanatçı ilişkisini ele alan dünyadan sesler olarak düzenledikleri “Sound Of” serisinin olduğunu söyleyen Emin Gök, bu temayı Beyoğlu’na uyarma fikri ile yola çıktıklarını anlattı: “Sound of Istanbul, Sound of Paris ve Sound of London serilerinde etkinliğin düzenlendiği şehirdeki ‘underground’ sanatçılar sahne alıyordu. Biz de bu düşünceyi yaşadığımız, nefes aldığımız ve keyifli zaman geçirdiğimiz Beyoğlu için neden yapmayalım diye düşünerek festival için hazırlıklara başladık.”

Türkiye caz sahnesinde yeni bir yer açılması amaçlanıyor

Beyoğlu’ndaki sahneler, hem Akbank Caz hem de İKSV Caz Festivali’ne ev sahipliği yapıyor. Beyoğlu’nun başka bir caz festivaline neden ihtiyacı olduğu sorusuna Gök şu yanıtı verdi:

“Şüphesiz her iki festival de çok değerli. Fakat festivallerin programlarına baktığımızda yerelde yetişen caz sanatçılarının yeterince yer almadığını fark ettik. Bu elbette bir eksiklik değil, sadece bu festivallerin alanı değil. Biz de Türkiye’de yetişen sanatçıları, sanatsal açıdan doğaçlamayı ve karşılaşmayı öne çıkaran bir festival yapmak istedik. Beyoğlu’nda kenarda köşede kalmış bir dolu sanatçı ve sanat inisiyatifi var. Festival bünyesinde hepsini bir araya getirerek adeta küçük bir lunapark yaratmayı amaçladık.”

"Farklı türler bir arada"

Festivalin, "karşılaşmalar" ve "doğaçlama" başlıklarında iki “gizli” teması olduğunu söyleyen Gök, “Sanatçılarımız arasında klasik caz tarzına sahip olanlar da var. Sanatçıları seçerken de cazı ele alış şekilleri birinci önceliğimiz oldu. Hem geleneksel hem de kitabın dışına çıkan sanatçılar bir arada. Bu anlamda festivalin kendi dilini geliştirmesini de istiyoruz. Aynı zamanda İstanbul ve Beyoğlu’nun da kendine özgü dilini yansıtabilecek şekilde” dedi.

Beyoğlu ve caz ilişkisi panellerle ele alınacak

Festivalde cazı merkezine alan paneller de düzenleneceğine işaret eden Gök, “Beyoğlu sürekli nostalji ile anılan bir yer. Biz şu an 2010’lar ve 2000’lerin Beyoğlu’nu özlesek de 1980’lerde de 1960’ların Beyoğlu’na özlem söz konusuydu. Burcu Pelvanoğlu bu konu ekseninde ‘Beyoğlu ve Nostalji’ başlıklı 15 Kasım saat 16.00’da Metrohan’da düzenlenecek panelde konuşacak. Sonrasında müzik ve Beyoğlu ilişkisine odaklanan ‘Kent Müziği ve Bir Karşılaşmalar Alanı Olarak Beyoğlu’ panelimiz var. Burada da amacımız nostalji sarmalından çıkarak Beyoğlu için geleceğe bakabilmek oldu. Aynı zamanda müzikte cinsiyet eşitliğine ve Beyoğlu’ndaki kültür çeşitliliğine odaklanan ‘Müziği Kökle, Ezberi Boz: Sektörde Cinsiyet Eşitliği’ ve ‘Beyoğlu’ndan Bir Hrant Lusigyan Geçti’ başlıklı paneller de 16 Kasım’da gerçekleşecek.

Cazın Hafızası Post

Festivale paralel olarak Türkiye caz tarihine odaklanan 'Cazın Hafızası' sergisi ücretsiz gezilebilir

Japon origami sanatını Özbek desenleriyle buluşturdu Japon origami sanatını Özbek desenleriyle buluşturdu

Türkiye'de caz umut vaat ediyor

3 gün boyunca düzenlenecek festivalde ‘Hububat’, ‘No Refunds” gibi “yeni” caz grupları da yer alıyor. Buradan hareketle Türkiye’de inovatif caz müziğe olan ilginin arttığına işaret eden Gök, Türkiye caz ekosistemine dair gözlemlerini paylaştı: “Klasik caz dinleyicileri olduğu kadar bu türü çağdaş sanat bağlamında, bir nevi “sınır-ötesi” harmanlayan versiyonlara da ilgi oldukça yüksek. Bu da 'Türkiye’deki caz sanatçılarına ülkedeki çok kültürlülüğü ve deneysel çalışmaları neden daha fazla sergilemeyelim' isteğini doğuruyor."

3 gün boyunca  Fransa caz sahnesinden besteci ve yönetmen Chassol, Paris’in yükselen caz projelerinden Bada Bada, Güney Afrikalı ritimci Asher Gamedze, Londra merkezli caz grubu Luminoso, Türk cazının efsane ismi Okay Temiz, Şenova Ülker, Cihan Kahvecioğlu, Hububat feat. Joel Grip, Kamucan Yalçın and Friends, Mert Pekduraner ve daha birçok ismin sahne alacağı Beyoğlu Caz Festivali'nin detaylarına beyoglucazfestivali.com 'dan erişilebilir. 

Muhabir: Ahmet Çağatay Bayraktar