Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca yapılan açıklamada, Başkanlık, İstanbul'un fethinin 571. yıl dönümü dolayısıyla "Kutlu Çağrının İzinde: Türk Basınında İstanbul'un Fethi, Fatih Sultan Mehmed ve Ayasofya Camii" isimli üç ciltlik eser hazırlandığı kaydedildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türk Basınında İstanbul'un Fethi" kitabı için kaleme aldığı takdim yazısında, İstanbul'u fethederek Hazreti Muhammed'in müjdesine mazhar olan, Müslümanların 7 asırlık hayalini gerçeğe çeviren Fatih Sultan Mehmed Han'ın kendilerine kıymetli bir emanet bıraktığını belirtti.
Fatih Sultan Mehmed'in kararlılığını, azmini örnek alarak, onun emaneti aziz İstanbul'u dünyanın en önemli finans, ticaret, bilim, kültür ve sanat merkezlerinden biri haline getirdiklerini anımsatan Erdoğan, hayatlarını adadıkları İstanbul için hep üretmeye, şehre hizmet etmeye çalıştıklarını vurguladı.
Fatih gibi hedefleri yüksek tutarak, "yapılamaz denilenleri yapmaya, ulaşılamaz denilenlere ulaşmaya" gayret ettiklerinin altını çizen Erdoğan, "Şimdi de Türkiye Yüzyılı vizyonu doğrultusunda milletimiz için mücadelemizi sürdürüyor, yeni projeleri hayata geçirmek için kararlılıkla yolumuza devam ediyoruz. Hayallerimiz, Türkiye için." ifadesine yer verdi.
Dünya tarihinin akışını değiştiren, çağ kapatıp çağ açan İstanbul'un fethinin, Anadolu'nun ebedi Türk yurdu olarak kalacağının tarihe kazınmış bir mührü olduğuna işaret eden Erdoğan, nice fetihlere sahne olan tarihte hiçbir zaferin kolay kazanılmadığını, İstanbul'un fethinin de emeğin, hazırlığın, azmin, kararlılığın, fedakarlığın neticesinde gerçekleştiğini hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
Fetih bizim için sadece fethetmek, galip gelmek değildir, aynı zamanda dirilişin, inşanın, ihyanın, inancın sembolüdür. Toprakları değil, gönülleri fethetme hedefiyle yola koyulan Fatih Sultan Mehmed, uyguladığı hoşgörü ve adaletli yönetimi ile sadece bir şehri değil, gönülleri de fethetmiş, İstanbul'u kültürün, sanatın ve bilimin merkezi haline getirmiştir. O gün fethedilen bir toprak parçası değil, milyonlarca gönül olmuştur. Fatih Sultan Mehmed ve kutlu askerlerinin İstanbul'u fethederken sahip oldukları inanç, kararlılık ve azim, milletimize hizmet etme, Türkiye'yi 2053'e, 2071'e taşıma yolunda bizlere ilham vermektedir.
"Ayasofya önemli bir yere sahip"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türk Basınında Ayasofya Camii" kitabına ilişkin takdim yazısında ise Türkiye'nin kalbinde, İstanbul'un tarihi silüetinin en önemli sembollerinden olan Ayasofya'nın asırlar boyunca pek çok dönüşüme uğradığını, pek çok medeniyetin izlerini taşıdığını dile getirdi.
Haşmetli bir Bizans kilisesi olarak inşa edilen bu yapının, Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u fethiyle cami olarak hizmet etmeye başladığını ve İslam dünyasının sembol mabetlerinden biri haline geldiğini hatırlatan Erdoğan, Ayasofya'nın, her zaman Türk milletinin bütün fertlerinin gönlünde önemli bir yere sahip olduğuna dikkati çekti.
Erdoğan, Ayasofya'nın yeniden ibadete açılmasının, bu emanete sahip çıkıldığını gösteren bir sembol olduğuna işaret ederek, "Ayasofya'nın asli kimliğine kavuşturulması, bu mabedin kapılarındaki zincirler yanında, topyekun gönüllerdeki ve ayaklardaki prangaların da kırılıp atılmasıdır" değerlendirmesinde bulundu.
"Mekanın değil, zamanın fethedilişinin hikayesi"
Takdim yazılarını Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kaleme aldığı üç ciltlik eser, 1922'den bugüne gazete ve dergi gibi süreli yayınlarda, dönemin önemli kalemlerine ait makalelerin taranmasıyla hazırlandı.
Titiz bir çalışmayla oluşturulan, tarihi bir vesika niteliği taşıyan eserler, İstanbul'da mekanın değil, zamanın fethedilişinin hikayesini anlatıyor.
Değerli bir arşiv çalışması olarak öne çıkan eser, yeni çalışmalara da eşsiz bir kaynak görevi görüyor.
Kültür tarihçisi Dursun Gürlek'in, 40 yıla yakın birikiminden faydalanılarak kronolojik bir anlatıyla sunulan ve görsel ögelerle zenginleştirilen eserlerde Necip Fazıl Kısakürek, Yahya Kemal, Yavuz Bülent Bakiler, Nurettin Topçu, Orhan Seyfi Orhon, Osman Yüksel Serdengeçti, Peyami Safa, Prof. Dr. İsmail Hami Danişmend, Abdülhak Hamid Tarhan, Prof. Dr. Ahmet Süheyl Ünver, Akil Muhtar Özden, Ali Himmet Berki, Ali Ulvi Kurucu, Arif Nihat Asya, Cahit Tanyol, Celâl Esat Arseven, Cevat Rıfat Atilhan, Ord. Prof. Dr. Fahrettin Kerim Gökay, Faik Reşit Unat, Prof. Dr. Faruk Kadri Timurtaş, Hasan Ali Yücel, İbrahim Hakkı Konyalı, Ord. Prof. Dr. Kazım İsmail Gürkan, Prof. Dr. Mehmet Kaplan, Mehmet Şevket Eygi, Nihad Sami Banarlı, Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu, Ord. Prof. Dr. Sadi Irmak, Samih Nafiz Tansu, Sezai Karakoç gibi edebiyat ve düşünce dünyasının ünlü isimlerinin İstanbul'un fethi, Fatih Sultan Mehmed ve Ayasofya Camii'ni konu alan köşe yazılarına, makalelerine, şiirlerine yer veriliyor.
"Fatih'in üstün dehası gözler önüne seriliyor"
"Kutlu Çağrının İzinde: Türk Basınında İstanbul'un Fethi" başlıklı kitapta kadim bir hayalin gerçeğe dönüştüğü İstanbul'un fethi bütün yönleriyle ele alınıyor.
Dönemin gazete ve dergilerinde Fetih hadisesi, muhasara günlerinin akışı, fethin müyesser oluşu, fetihten sonra Sultan Fatih'in İstanbul'a yaptığı hizmetler, farklı dinlerin mensuplarına tanıdığı imtiyazların nasıl işlendiği de eserde okuyucuyla buluşturuluyor.
Kitabın ikinci cildi olan "Kutlu Çağrının İzinde: Türk Basınında Fatih Sultan Mehmed" de ise sadece kıtaların değil, aynı zamanda gönüllerin sultanı olan, çağ kapatıp, çağ açan Fatih'in hayatı, adalet duygusu, bilim ve sanatta gösterdiği üstün dehası gözler önüne seriliyor.
Fatih Sultan Mehmed'in emaneti, insanlığın ortak hazinesi Ayasofya Camii hakkında sanat, edebiyat, basın ve yayın tarihimizin önemli isimlerinin kaleme aldığı yazılar da "Kutlu Çağrının İzinde: Türk Basınında Ayasofya Camii" cildinde yer alıyor.
Bu kitapta, Türkiye'nin ve İslam dünyasının tarihi ve kültürel mirasının canlanması için 2020 Temmuz ayında atılan büyük bir adım olan Ayasofya'nın hikayesi, okuyucuyla buluşuyor.