Trend Haberler

Ekrem İmamoğlu "İstanbul ve Türkiye'ye Sesleniş" konuşmasını yapıyor

Abone Ol
Haber Merkezi - İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu açıklamalarda bulunuyor. İmamoğlu konuşmasında ekonomik durumdan ve İBB kredi verilmemesini eleştirdi, CHP içindeki değişim tartışmalarına ilişkin bir açıklama yapıp yapmayacağı ise belirsizliğini koruyor. İmamoğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle: "Son 30 yılın en yüksek enflasyonunu yaşıyor" "14 Mayıs genel seçimlerinin üzerinden tam 3 ay geçti. Ne yazık ki bu yeni dönemde ekonomik krizden en derin haliyle etkilendi ve ekonomik krizden etkilenmeye devam ediyor. Fatura her zaman olduğu gibi yine vatandaşımıza çıktı. Ama Sayın Cumhurbaşkanı hala tek haneli enflasyon masalıyla halkımızı oyalamaya devam ediyor. TÜİK verilerine göre yıllık TÜFE oranı Temmuz itibarıyla yüzde 48. Gıda enflasyonu ise yüzde 60'ın üzerinde. Bırakın tek haneyi, bu gidişle üç haneli enflasyon endişesi hepimizi kaplamış durumda. Uzun zamandır insanlarımızın mutfaklarının üç haneli enflasyonu yaşadığı bir gerçek. Seçim sonrasında sadece Temmuz ayında 30 yılın en yüksek aylık enflasyonunu yaşattılar. Tasarruf çıkışı Kamu bankları İBB’ye dört buçuk yıldır tek bir kuruş krediyi belediyeye vermediğinin altını çizeyim. Tasarruf sadece vatandaştan mı istenir? 2023’te hedeflenen toplam vergi ek vergilerle 4 trilyon 270 milyar TL toplandı. Bu kadar verginin toplandığı coğrafyada yoksulluk olmamalı. Şayet oluyorsa orada çok büyük israf vardır." Halk açlığa mahkum ediliyor "Bu kadar verginin toplandığı toplumda açlık olmamalıdır. Oluyorsa orada çok büyük bir israf adaletsizlik ve paylaşım sorunu vardır. İktidarın ekonomik tercihleri sonunda toplumun en zengin yüzde 20’lik kısmı toplam gelirden aldığı payın arttığını görüyoruz ve bu yıl bu yüzde 20’lik kesimin payının yüzde 48’e ulaştığını tespit ediyoruz. Buna karşı en yoksul yüzde 20’nin aldığı pay ise ne yazık ki yüzde 6’ya gerilemiş durumda. Yoksul ile zengin arasındaki fark tam 8 katına çıkmış durumda. Özetle bu iktidar zenginin cebini tıka basa doldururken halkımızı açlığa çaresizliğe mahkum etmeye devam ediyor. "Siyasi hayatımın en önemli amacı vatandaşlarımızın bu çaresizlikten kurtulmasını sağlamaktır. Onlara yeni ufuklar sunmaktır. Bu mücadeleyi son 4.5 yılda İBB başkanı olarak verdim. Bu aynı zamanda bir demokrasi mücadelesiydi. "Bugün kreşlerden kent lokantalarına öğrenci yurtlarından halk süt desteğine, anne kart uygulamasına kadar İBB’nin sosyal belediyeciliği ülkemizi sarmalayan yoksulluğa ve umutsuzluğa karşı verilen savaşın en önemli merkezi haline gelmiştir. Ülkemizin kültürel çölleşmesine karşı zengin tarihimizin sanatın yeniden yeşerdiği bir vaha halini aldı. Mayıs seçimlerinden sonra iktidarın muhalefeti topyekun tasfiye çabalarına en güçlü duruş, başta İBB olmak üzere ülkemizin metropollerinde gerçekleşecek. Öncelikle 31 Mart mahalli seçimlerinde tüm vatandaşlarımızın demokrasimizi yeniden yeşertmek ve şehirlerimize sahip çıkmak için beraber yol yürümeye davet ediyorum. İstanbul boğuluyor “İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır, ben bu sözü çok önemsiyorum. Şüphesiz yerel seçimlerde İstanbul’u kazanmak büyük bir siyasi başarıdır. Bunu biliyorum İstanbul’u kazanan bir belediye başkanı dünyanın en önemli şehirlerinden birine hizmet etme onuruna ulaşır. Eğer o kişi milletin ona tanıdığı bu fırsatı iyi değerlendirir ve milletin takdirini kazanırsa bu başarı onu ulusal ve uluslararası siyasette çok önemli başka noktalara taşır. Ama ben İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır sözünü sadece seçim galibiyeti olarak da anlamıyorum. Bu önemli başarıyı farklı bir anlayışla değerlendiriyorum. Benim düşünceme göre İstanbul Türkiye’nin gelecek tahayyülünün hayata geçtiği şehir olmalıdır. İstanbul’da 16 milyon vatandaşımızın şehirlerinin eşit hissedarı olduğu bir anlayışın hakim olması gerekmektedir. Bu eşit hissedarlık cumhuriyet fikrine dayanır.

"İstanbul uzun süre ihmal edilmiş devasa sorunlarla iç içe bir şehirdir. Şehirlerimizde tahammülü imkansız hale gelen bir nüfus sorunu vardır. Özellikle iktidarın teşvik ettiği sığınmacı ve mülteci akımı trafik ve güvenlikten konut krizine kadar farklı boyutlarıyla kentimizi boğmaktadır. Resmen insanlarımız bundan yüksek bir şikâyet içindedir."

İstanbul İttifakı vurgusu yapan İmamoğlu, Mart 2024 yerel seçimleri için İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olduğunu resmen açıkladı.