Biruni Üniversite Hastanesinden kanal tedavisi sonrası oluşabilecek enfeksiyonlara ilişkin değerlendirme Biruni Üniversite Hastanesinden kanal tedavisi sonrası oluşabilecek enfeksiyonlara ilişkin değerlendirme

DİCLE KAVAK EKMEKCİ/ANKARA - Bedenimizi dinç tutmak için sağlıklı beslenmek ve gün içinde aç kalmadan yeterli kaloriyi alarak dengeli yiyip içmek gerekiyor. Aynı zamanda diyet listeleriyle desteklenen spor aktivitelerini uygulamak vücudu harekete geçirerek kaliteli bir yaşam sürmeyi sağlıyor. Diyet listeleri vücut için yeterli protein, karbonhidrat ve yağ dengesini kurarak vücudun dinç kalmasını sağlıyor ve yaşam kalitesini arttırmayı hedefliyor. Pilates ise doğru bir duruş, kuvvetli bir beden ile kas kütlesinde artışı vaat eden bir aktivite olarak karşımıza çıkıyor. Hem diyetisyen hem de pilates eğitmeni Hilal Kandemir, 24 Saat Gazetesi için spor ve diyetin birlikteliğiyle kurgulanan sağlıklı yaşam tarzını anlattı. Diyetisyen desteği alanlar için sporun, spor yapanlar için de diyetin ayrılmaz ikili olduğundan bahseden Diyetisyen Hilal Kandemir, 9 Aralık 2023 tarihinde açılışını yapacağı yeni ofisine pilates ve diyetle sağlıklı yaşama adım atmak isteyenleri bekliyor. 
IMG_2509Kandemir: “Kilo vermek kaliteli yaşama götüren araç, fit gözükmek sonuca giderken elde edilen avantaj”
-Kilo vermek ya da sağlıklı beslenmek isteyen bir birey için diyet mi yoksa spor mu daha faydalı? Neden? 
Günümüzde insanlar, eskiye nazaran sağlıklarına, yaşam kalitelerine, yediklerine içtiklerine, egzersiz ve spor yapmaya daha çok önem gösteriyor. Kaliteli bir yaşam sürmek için sağlıklı beslenme ve spor ikilisine dikkat çekiyoruz. Çünkü baktığımız zaman kaliteli yaşamın sırrını bu ikili oluşturuyor. Kilo vermek işte tam burada devreye giriyor. İdeal aralığa gelmekteki amaç aslında kilo verip fit gözükmek değil, burada amaç kaliteli yaşam. Kilo vermek burada bizi kaliteli yaşama götüren araç, fit gözükmekse sonuca giderken elde edilen avantaj diyebiliriz. İyi ve kaliteli beslenme sağlıklı bir yaşam tarzının en önemli faktörüdür. Fiziksel aktivite ile birlikte kaliteli beslenme ideal kiloya ulaşmamıza ve korumamıza, kronik hastalık risklerini (kalp hastalıkları, kardiyovasküler hastalıklar, kanser gibi) azaltmamıza ve genel sağlımızı iyileştirmemize yardımcı olur. Diyet ve spor için “şu” daha önemli cümlesi kurulamaz. Kişisellik devreye girer ve bireye göre ikisinin de önem oranı değişkenlik gösterir. Kimi bireylerde kilo verimi için diyet % 60’lık önem taşırken kiminde bu oran spor için geçerli olabilir. Burada bir kere daha diyetin kişiye özel olduğuna vurgu yapalım. Sporu ve diyeti kuşun kanatlarına benzetebiliriz. Tek kanatlı kuşun uçamayacağı gibi diyet olmadan sporun etkisini, spor olmadan da diyetin etkisini %100 verimle alamayız. 
-Beslenme ve spor birlikteliğinde kilo vermek için nasıl bir program uygulanmalı?
Fazla kiloların sebebi alınan kalori ile harcanan kalori arasındaki dengesizliktir. Birey hiç fiziksel aktivite yapmasa da vücudu bazı olayları gerçekleştirebilmek için enerji harcar, bu  bazal metabolik hızdır. Bir de besinlerin termik etkisi vardır bu besinlerin sindiriminden sonra oluşan ısı artışına bağlı olarak metabolizma hızının artmasıdır. Tüm bu faktörleri bireyler direkt olarak değiştiremezler. Enerji dengesinde en değişken veya en kolay değiştirilebilir olan faktör her gün yapılan aktivite miktarıdır. Fiziksel aktiviteyi arttırarak kilo vermek mümkündür. Bahsi geçen kalori açığını oluşturabilmek için kişinin yaşam tarzına uyacak şekilde spor ve diyet arasında pay ederiz. Tabi bu işin basit matematiği. Bunun yanı sıra biz diyetisyenlerin ele aldığı kişinin beslenme düzeninde saymadığımız birçok etken var, bunları göz ardı etmek mesleğe saygısızlık olur. 
Bilinçsiz şekilde birey her gün spor yapıp yeme rutinini iyiden iyiye azalttıysa tartıda göreceği eksi sonuç %90 kastan olacaktır. Kastan kayıp metabolizmayı yavaşlatır. Kişinin enerjisi düşer. Tamamen istemediğimiz bir sonuçtur. Listeden hangi besin öğelerinin çıkarılıp hangilerinin konacağı, kişinin kan testi sonuçları, hayat düzeni, eklenenleri sevip sevmediği, mevcut hastalıkları, spordan önce mi sonra mı tüketeceği, kaç saat önce veya sonra tüketeceği ve hatta öğünü tüketirken hangi besin grubundan başlaması gerektiğine kadar birçok etkeni bireyle konuşup bireye özel programla ele alıyoruz. Doğru bir yol izlendiğinde kişiyi diyete değil, diyeti kişiye uyarlamış oluyoruz. Ve çok güzel sonuçlar alıyoruz. 
Yanlış yapılan diyet ve spor sonucunda tam tersi sonuçlar da gördüğümüz oluyor ne yazık ki. Hocam spora başladım ekmeği de kestim ama kilo veremiyorum diye gelen, spora başlayıp kilo alan, kas kayıpları yaşayan, günlük rutin işlerine enerjisi kalmayanlar da oluyor. Bu nedenle bu süreci sağlıklı yürütme adına bir uzmanla yol alınmalı.
“Spor endorfin ile çalışan seratonin hormonunu arttırır, ve bu keyif alma süreci sporu sürdürülebilir kılar”
-Beslenme ve spor birlikteliğinde sağlıklı olmak ve düzenli bir yaşam sürmek için nasıl bir program uygulanmalı?
Diyet ve spor kombinasyonu hayatımızda sadece bir elbiseye girinceye kadar olmamalı. Sağlıklı bir yaşam ve vücut için hayat rutini haline gelmeli. Spora yeni başlayan bireyler kendi hayatlarına uyarlayabileceği en basit alışkanlıklardan başlamalı. Bu 10 dakika yürüyüş yapmaksa o yürüyüş yapılmalı. Az hiçten çoktur ve düzenli alışkanlıklar küçük adımlarla başlar. Sizi sonuca götürecekse hiçbir adım küçümsenmemelidir.
Bireylerin daha önce egzersiz veya spor alışkanlığı mevcut değilse ve bir itici sebep onu spora başlatıyorsa benim danışanlarıma da verdiğim en büyük tavsiye basit adımlarla başlamak gerektiği. Amacımız ister sağlıkla kilo vermek olsun ister kas kazanımı olsun küçük küçük alışkanlıklar edinip daha sonra arttırıyor olmak bizi yormadan sürece daha kolay adapte eder ve sporu sadece amaca ulaşana kadar kullanılan bir araç gibi görmenin önüne geçer. 
Diyete ve spora başlamış ideal kiloya gelmek isteyen sedanter (hareketsiz) bir birey düşünelim. Hedefe ulaşana dek her gün yoğun tempolu spor yapması beklenemez. Bu süreç bireyi yorar ve sonrası için sürdürülebilir kılmaz. Bunun yerine haftada üç kez 40 dakika yürüyüş veya haftada iki kez pilates gibi daha sakin bir hareket daha sürdürülebilir olacaktır.  Birey bu şekilde ideal kilosuna geldikten sonra rahatlamayı hem fiziksel hem de ruhsal yaşadığı için devam etme ihtimali çok daha yüksek olacaktır. Spor yapmak seratonin hormonumuzu arttırır. Mutluluk hormonu olarak bilinen seretonin endorfin hormonu ile çalışır ve düzenli olarak spor yapıldığında yaptığımız aktiviteden keyif almamızı sağlar. Bu da sporu sürdürülebilir kılar. Bu düzende en uygulaması kolay program, kişiye göre uyarlanmış sürdürülebilir programdır. 
-Spor olmadan zayıflamak mümkün mü?
Elbette ki mümkündür. Kilo vermek için sığmamız gereken belirli bir kap yoktur. Sınırlar esnektir ve kişiye göre değişir. Kilo vermenin basit bir matematiği vardır aslında. Biz diyetisyenlerin önemsediği kayıp tartıda azalan değer değil, kas oranını sabit tutarak ya da arttırarak yağdan azalma elde etmektir. Zayıflama diyetlerinde bir haftada ortalama 0.5-1 kg yağdan kayıp bekleriz. Haftada bir kilo yağdan verebilmek içinse bir haftada 7000 kalorilik enerji açığı oluşturmamız gerekir. Gün hesabına bölersek günlük rutin beslenmesinden 1000 kalori açık oluşturabilirsek birey sağlığını bozmadan metabolizmasıyla oynamadan rahatlıkla bir haftada bir kilogram yağdan verebilecektir. 
Sporsuz da pek tabii bu kalori açığı oluşturularak zayıflama elde edilebilir. Ancak bu noktada bütünsel sağlık da ele alınmalıdır. Sporla desteklenmeyen bu zayıflama süreçlerinde kastan da kaybedilen kilo metabolizmayı daha da yavaşlatacaktır. Bu da kilo vermeyi zorlaştıracaktır. Bu nedenle oluşturulan kalori açığı yeterli gelmeyip biraz daha arttırılacaktır. 
Spor kilo vermede en büyük destekçimizdir evet ama tek faydası bu değildir. Daha aktif hareketli yaşam tarzı, kalp hastalığı, diyabet, inme, yüksek tansiyon, osteoporoz ve bazı kanser riskini azaltabilir, ayrıca stresi azaltabilir ve ruh halini iyileştirebilir. Hareketsiz yaşam tarzı ise tam tersine neden olur. Bütünsel sağlık ele alındığında spor ve diyet ayrılmaz ikilidir ben de danışanlarıma hareket imkanları olduğu müddetçe egzersiz ve sporu kesinlikle öneriyorum.
-Gazetemizin okuyucuları için basit bir diyet ve egzersiz programı örneği verebilir misiniz? 
Zayıflamak için reformer pilates yapan bireylere örnek bir liste verelim. Miktarlar kişinin boy kilo ve yaşına göre belirleneceği için sadece içeriklerini belirttim. Aynı zamanda bir pilates eğitmeni olarak söyleyebilirim ki dikkat edilecek noktalar şunlar; 
Pilates aç karnına veya çok tok olarak yapılmaz. Egzersiz öncesi fazla yemek, şişkinlik ve kramplara neden olabilmektedir. Bu nedenle pilatese çok tok olarak başlanılmamalıdır. Tam tersi uzun süre açlık durumunda ise, vücut egzersiz için gereken enerjiyi sağlayamamaktadır.  Bu nedenle pilates öncesi öğün; pilatese başlamadan bir buçuk iki saat önce mideyi rahatsız etmeyecek şekilde yeterli sıvı, düşük yağ ve posa, yüksek karbonhidrat, orta düzey protein içeren yiyecek ve içeceklerden oluşmalıdır. Ayrıca egzersizden 15-20 dakika önce yapılan sağlıklı atıştırmalıklar, enerji kullanımı ve yağ yakımı açısından yararlı olacaktır.
Pilates sonrası boşalan glikojen depolarını doldurmak, enerjinin kastaki proteinlerden elde edilmesini önlemek kas yapımı için önemlidir. Proteinlerin karbonhidrat ile birlikte alımı, kas proteinlerini yıkılmaya karşı korumakta ve protein sentezini arttırmaktadır. Egzersiz sonrası ilk 30 dakika ve ilk iki saat içindeki beslenme, pilates sırasında kaybedilen mineralleri geri kazanmak, protein sentezini uyarmak, yağ yakımını hızlandırmak ve kan şekerini dengelemek için oldukça önemlidir.
Günlük su tüketimine dikkat etmeli. Kişi kilo başına yaklaşık 30-35ml su tüketmelidir. Pilates sırasında terle sıvı kaybedilir.  Terle kaybedilen sıvı kaybı giderilmediğinde kan hacmi ve terleme hızı azalmakta, vücut sıcaklığı hızlı ve tehlikeli bir şekilde artmaktadır. Bu nedenle egzersiz sırasında sıvı dengesinin korunması optimal performansa ulaşmada önemli bir etkendir. Vücuttaki %2’lik su kaybı, hayati tehlikenin başlangıcıdır. Sıvı gereksinimini sağlamak için en iyi yol, susamadan su içme alışkanlığı kazanmaktır. 
Bir önemli nokta düzenli kalsiyum minerali alımıdır. Kalsiyum mineralinin yetersiz alınması kilo verme sürecini yavaşlatır. Bu nedenle günde 2-3 su bardağı süt, yoğurt, ayran veya kefir tüketilmesi önerilir.
SABAH (SPORDAN 1.5-2 SAAT ÖNCE): AVOKADO VE YUMRUTALI AÇIK TOST 
SPORDAN 20-30 DAKİKA ÖNCE: SADE KAHVE + CEVİZ + MEYVE
50 DAKİKA REFORMER PİLATES EGZERSİZİ
SPORDAN YARIM SAAT SONRA: MUZ + KEFİR
AKŞAM (SPORDAN 1.5-2 SAAT SONRA): TAVUKLU SALATA
 

Editör: Ramazan Atabey