ALES soru kitapçığı yayımlandı ALES soru kitapçığı yayımlandı

Yeşim Karaağar
Her yıl dünya genelinde, ekim ayında kış saati uygulamasına geçilerek saatler 1 saat geri alınıyor. Yaz ve kış saati uygulaması, Türkiye’de 2016 yılından beri uygulanmıyor. Türkiye, 8 yıldır “kalıcı yaz saati” uygulamasına geçti. 
Eğitim Sen Van Şube Başkanı Murat Atabay, “Kalıcı yaz saati” uygulamasının öğrenci ve öğretmenler üzerindeki etkilerini değerlendirdi. 
“Zihinsel bir uyanıklık durumu söz konusu değil”
Yaz saati uygulamasını değerlendiren Eğitim Sen Van Şube Başkanı Atabay, hem sabah hem de akşam saatleri için ciddi problemler olduğunu söyleyerek, şunları anlattı:
“İkili eğitime hâlâ devam eden ve okulların çoğu ikili eğitimi yapan çocuklar saat 6 gibi derse başlıyorlar. 6-6:30 gibi derse başlıyorlar. 12 gibi onlar bitiriyor, 12:40 gibi daha sonra öğlenci grup geliyor. Onlar da saat 05:40 gibi derslerini bitiriyorlar.
Öğrenciler, derse yetişebilmek için sabah 5 gibi, yani zifiri karanlıkta uyanıyorlar. Gün ışığı olmadığı için her ne kadar fiziksel bir uyanıklıktan bahsetsek de zihinsel bir uyanıklık durumu söz konusu değil. Çünkü gün ışığını görmüyorlar. İnsan metabolizması da öyle işliyor. Gün ışığı gördüğü zaman kendisindeki durum çok daha farklılaşıyor. Psikolojik olarak da bu noktada rahatlıyor. Ama çocuklar o saatte ne kahvaltı yapacak bir iştahları var ne de derse gittiklerinde okula gittiklerinde ilk derslerden verim alabilecek psikolojik bir duruma sahipler. Zaten ilk derslerin çoğu da bu anlamda onlar için olumsuz geçiyor.”
Öğretmenlerin de öğrenciler gibi sorunlar yaşadığına işaret eden Atabay, “Çünkü okula varmak için uyanma saatleri, derse varış saatleri, dersin başlama saatleri; bu noktada hem dersin verimini düşürüyor hem öğretmenlerin verimini düşürüyor” dedi. 
Olaya tersten bakılması yani akşam çıkış saatlerine bakılması gerektiğine değinen Atabay, saat 17:40’ta öğrencilerin okuldan çıktıklarında havanın karardığını, eve gittiklerinde ise yemek yeme, ödev yapma ve ardından uykuya geçtiklerini belirtti. Bu durumda hem öğretmenlerin sosyal yaşam içerisine dâhil olma noktasında ciddi problemlerin doğduğu hem de çocukların okul dışında herhangi bir yaşantısının olmasının önüne geçildiğinin altını çizdi.   
Atabay, ciddi psikolojik sıkıntıların yanı sıra güvenlik anlamında da ciddi sıkıntıların oluştuğunu, sabahın erken saatlerinde sokak hayvanlarının olduğuna dikkat çekerek “Çocukların bir şekilde okula güvenli ulaşmaları önünde de ciddi problemler oluşturuyor bu yaz saati uygulaması” uyarısı yaptı. 
Yanlış olduğu net
Hükümetin bu uygulamayı elektrik tasarrufu için getirdiğini anımsatan Atabay, “Baktığımız zaman hükümet, elektrikten tasarruf edecek diye hem eğitimin kalitesini düşürüyor hem de çocukların okula verimli bir şekilde gidip gelmeleri yönünde engel oluyor. Tasarruf uygulanacak o kadar alan varken sadece elektrikten tasarruf edeceğim diye eğitimin kalitesinin bu kadar düşürülmesi, hükümetin bu politikasının da aslında ne kadar yanlış olduğunu net olarak gösteriyor. Hükümet, eğitimden değil başka şeylerden tasarruf etmeli” diye konuştu. 
 Eğitim anlamında çocukların verim alamamasının ciddi bir sorun olduğuna işaret eden Atabay, uygulamanın iki aşamalı değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi:
“Çünkü 6 saatlik dersin ilk 2 saati neredeyse bu şekilde verimsiz bir şekilde ilerliyor. Beslenme ve gelişmeleri noktasında da çocukların zaten o uykusuzlukla, o psikolojiyle çok ciddi bir iştahsızlık durumu söz konusu. Sağlıklı beslenmeleri yönünde de çok ciddi bir engel oluşturuyor. Zaten okula gittikten sonra da evde yapmadıkları kahvaltıyı veya çok sınırlı yaptıkları kahvaltıyı, okula gittikten sonra da bu fizyolojik durumdan dolayı da çok yapmak istemiyorlar.
Mevcut haliyle uygulama, çocukların hem sağlıklı beslenmesinin hem sağlıklı bir eğitim almasının önünde bir engel. Aynı şekilde eğitim emekçisi öğretmenlerin de bu noktada sağlıklı bir eğitim vermesi önünde bir engel oluşturuyor. Aynı zamanda bunun bir tasarruf olarak uygulanması da aslında hükümetin eğitim öğretime ne kadar değer verdiğini gösteriyor.” 

Editör: Ramazan Atabey