Ahmet Çağatay Bayraktar

Üniversite öğrenci adayları için merakla beklenen Yükseköğretim Kurumları Sınavı sonuçları açıklandı. ÖSYM Başkanı Bayram Ali Ersoy 3 milyondan fazla adayın merakla beklediği sonuçlara ilişkin yaptığı açıklamada sınavda farklı alanlarda derece alan öğrencileri açıkladı. 25 Temmuz-4 Ağustos tarihleri arasında gerçekleşecek tercih süreci öncesine Eğitimci ve Yazar Cihat Şener 24 Saat Gazetesi’ne YKS sonuçlarını değerlendirdi, öğrencilere tercihlerine yönelik tavsiyede bulundu.

Cihat Şener1Eğitimci Cihat Şener, üniversite tercihlerinde önceliğin ekonomik kaygılar olduğunu belirtti.

YKS testlerindeki ortalamalara ilişkin değerlendirmede bulunan Cihat Şener, sayısal alanda doğru cevap sayısının düşüklüğüne dikkat çekti: “TYT’de 40 soruluk Türkçe testinde doğru ortalaması 21,417 iken yine 40 soruluk matematikte 7,955, 20 soruluk fen bilimlerinde doğru ortalaması 3,478 şeklinde. Tüm bu sayılar bize sayısal bölümlerde halen istenen başarıyı gösteremediğinizin bir kanıtı şeklinde. Bu yıl çocuklar sınavda zorlanmasın diye sorular yumuşatıldı. Öteki bu yıl tercihlerde bölüm sıralamalarının düşeceğini düşünüyorum. Bu da adayların genel anlamda düşük puan almasıyla ilgili. Keza doğru yanıt ortalamasındaki düşüklük de bunu gösteriyor.”

“Akıl yürütme yerine ezbere dayalı sorular arttı”

CHP'den Bakan Tekin hakkında suç duyurusu CHP'den Bakan Tekin hakkında suç duyurusu

Uygulanan sınavın niteliğine değinen Şener, “Akıl yürütme, tasarlama, çıkarım yapma, problem çözme gerektiren soruların yıllar içinde azaldığını görüyoruz. Öğrencinin artık sadece kendisine verileni, sınavda yüksek puan almak için gereken bilgileri ezberlemesi yeterli oluyor. Elbette bu basitleşme eğitimden alınan sonucun kalitesini de düşürüyor” şeklinde konuştu.

Sene tekrarı yerine tek seferde doğru tercih

25 Ağustos’ta başlaması öngörülen tercih dönemi için öğrencilere tavsiye veren Şener, “Öncelikle öğrenci kendi meraklarına ve eğilimlerine uygun bir mesleği yapma düşüncesiyle bölümünü tercih etmeli. Her dönemin popüler meslekleri vardır. Fakat öğrenci o popüler mesleklere eğilim göstermiyorsa tercih etmesinin de hata olduğunu görüyoruz. Bu yüzden alınan diploma sadece duvara asılan nostaljik bir kâğıt parçası olarak değil iş arama sürecinde öğrencilerin cebindeki güvence olsun” dedi.

“Uzmandan destek alın”

Şener öğrencilere tercih sürecinde uzmanlardan destek almasının önemli olduğunu belirterek, “Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Rehberlik Araştırma Merkezleri’nde yer alan uzman rehberlik öğretmenleri kendilerine başvuran öğrencilerin bilgi ve yeteneklerini değerlendirip ücretsiz tercih desteği veriyor. Öğrencinin aldığı sıralama ve tercih listesindeki üniversitelerin sıralamaları büyük önem taşıyor. Bu anlamda rehberlik öğretmenleri de öğrencilerin işlerini kolaylaştıracaktır” tavsiyesinde bulundu.

“Veliler öğrencilerle kampüs gezsin”

Velilere de tercih döneminde öğrencilere destek olması gerektiğini vurgulayan Şener, “Tercih sürecinde en çok karşılaştığım yanlış, velilerin ya öğrenciyi kendi halinde bırakması ya da baskı altında tutması. Velilerin uyguladığı baskının nedeni de içlerinde ukde kalan hedef ve planları çocuklarına dayatmaları. Bu durumu her sosyo-ekonomik düzeydeki ailede görebiliyoruz. Burada velilerin yapacakları en önemli destek, çocuklarıyla birlikte üniversiteleri dolaşıp tercih ve tanıtım günlerine katılmaları. Çünkü her ne kadar internetten bilgi alma olanağı gelişmiş olsa da öğrenci kampüs ortamının havasını koklamalı” sözlerini kullandı.

“Üniversite eğitimine inanç azaldı”

TYT'ye başvuran 3 milyon 120 bin 870 adaydan 2 milyon 819 bin 362’si sınava katıldı, 301 bin 508 aday sınava girmedi. AYT'ye başvuran 2 milyon 19 bin 699 adaydan 1 milyon 776 bin 496 aday sınava katıldı, 243 bin 203 aday sınava girmedi. Sınava başvuran ancak girmeyen öğrenci sayısının yüksekliğine dikkat çeken Şener, “Toplumumuzda sorumluluktan kaçma dürtüsü sınavlarda da kendisini gösteriyor. Sınava bir hevesle başvuru yapıldıktan sonra düzenli çalışma sağlayamayan aday sınava girmemeyi yeğliyor. Bunun arka planında son dönemdeki ekonomik koşullardan dolayı üniversite eğitimine olan inancın azalması da etkili” şeklinde konuştu.

İki yıllıklara ilgi ekonomik kaygılar nedeniyle arttı

Bu durumun en büyük kanıtı olarak iki yıllık bölümlerin yaygınlaşmasını gösteren Şener, “Meslek yüksekokulları elbette nitelikli ara eleman yetiştirilmesi bakımından büyük önem taşıyor. Fakat bu bölümlere son dönemde artan talep bize birçok mesaj veriyor. Örneğin bir mühendis 4 yıllık fakülteyi bitirdikten sonra staj sürecinde asgari ücretle işe başlıyor. Ancak meslek yüksekokulu mezunu bir tekniker staj dahil 2 yıllık eğitimden sonra asgari ücretin üzerinde bir ücretle iş hayatına atılıyor. Gençlerin çoğunda akademik kariyere yönelik inanç kaybı görüyoruz. Öte taraftan gençler, mevcut ekonomik koşullar içinde iş hayatına hemen atılmak ve kendi ayakları üzerinde durmak istiyor” sözlerini kullandı. Ekonomik kaygılar nedeniyle öğrencilerin kendi yaşadıkları ilde eğitim almayı tercih ettiğini söyleyen Şener, "Pandemiden itibaren artan kiralar ve yaşam masrafı nedeniyle öğrencilerin memleketlerinde okuma eğilimi devam edecek. Halbuki üniversite büyük şehirlerde, o şehrin kültürel ve sosyal imkanları yaşanarak okunmalı" sözlerini kullandı. 

Muhabir: Ahmet Çağatay Bayraktar