Naz Akman

Eğitimde tasarruf öğrencilerin psikolojisi ve sağlığını tehdit ediyor Eğitimde tasarruf öğrencilerin psikolojisi ve sağlığını tehdit ediyor

Son dönemlerde özellikle İspanya’da Mar Galcerán’ın ülkenin down sendromlu ilk parlamenteri olması hemen akabinde Ana Victoria Espino De Santiago’nun dünyanın ilk down sendromlu avukat olarak tarihe geçmesi zihin-beden farklı bireyler için ilham verici gelişmeler oldu. Tüm dünyada zihin beden farklı bireylerin yaşamlarını ve kariyerlerini iyileştirici gelişmelerin yaşandığı bu günlerde ülkemizde de özellikle 3-13 yaş arası çocukların dünyasını zenginleştirecek projeler ortaya konuluyor. Önceki yıllarda dünya resim sanatına damga vuran “Mona Lisa” gibi 12 klasik eseri down sendromlu gençlerin fotoğraflarıyla bir araya getiren sanat çalışmasıyla dünya genelinde büyük yankı uyandıran İstanbul Zihinsel Engelliler İçin Eğitim ve Dayanışma Vakfı (İZEV) bu kez dünya çocuk klasiklerinde bir ilke imza atıyor. İZEV, dört yıl sürecek “Edebiyat ve Biz” projesi ile Kırmızı Başlıklı Kız, Rapunzel, Keloğlan, Pinokyo, Alaaddin'in Sihirli Lambası, Don Kişot, 3 Silahşörler ve Robin Hood gibi dünya çocuk klasiklerini yeniden uyarlıyor.

Proje kapsamında dünyaca tanınmış yerli ve yabancı çocuk hikayeleri içeriğindeki travmatik ögeler çıkarılarak, her kitabın ana karakteri ve yan karakteri zihin ve beden farklı, down sendromlu, otizmli, serebral palsili, görmeyen ve işitmeyen karakterlerle değiştiriliyor. Çocukların hikayeler aracılığıyla fobi edinmesini engelleyen, zihin beden farklı bireylere yönelik farkındalık oluşturmasını sağlayan proje kapsamında ilk dört çocuk hikayesi yayınlanmaya hazır hale getirildi.

İzev Başkanı Merve Kılıç-2

Proje dünya çocuk klasiklerinde bir ilki gerçekleştiriyor

İZEV Yönetim Kurulu Başkanı Merve Kılıç, proje sonunda evrensel 10 çocuk kitabının uyarlanmasını amaçladıklarını ifade etti. Kılıç, “Pandemi döneminde yarattığımız ‘Ada’ karakteri ile toplumda bir farkıdalık oluşturduk. ‘Ada’ toplumun eriştiği ilk down sendromlu karakteri olan br çocuk kitabıydı. Bu proje kapsamında yine Ada’nın Günlüğü, Kırmızı Başlıklı Kız, Pinokyo ve Rapunzel kitaplarının hikaye ve resimlerini yayına hazır hale getirdik. Vakıf bünyesinde kurduğumuz yayınevi aracılığıyla basımını gerçekleştireceğiz. Hikayelerin tamamında çocukların korku hissedeceği unsurları normalize ettik. Çünkü çocukluk çağındaki çocuklarımızın korkmalarını, fobi edinmelerini engellemek istiyoruz. Elbette bununla beraber zihin beden farklı bireylere yönelik farkındalık aşılamak istiyoruz. Dünya çocuk klasikleri üzerine böyle bir uyarlama henüz yapılmadı, bu yeni bir fikir olarak vakfımız tarafından hayata geçirildi. Uyarlamalarda örneğin Kırmızı Başlıklı Kız hikayesinde kurt kıza ve büyükanneye zarar veriyor ancak bu durum hayvanlarla çocukların kurduğu diyaloğu ürkütücü bir yere çekiyor. Veya Pinokyo’da arkadaşlarının onunla dalga geçtiğini zorbalık yaptığını görüyoruz. Hikayelerden cadı karakterlerini çıkardık. 3 Silahşörler’de karakterlerin her birinin sıra dışı bir özelliği olacak, örneğin biri ampüte, biri görmeyen, biri otizmli kahramanlar olacak. Tüm farklılıkları çocukların hayatına sokmaya çalışıyoruz. Bizim hikayelerimizde görmeyen duymayan kahramanlarımız olacak. Kapsayıcılığı ve çeşitliliği hikayelerde zihinsel ve bedensel farklılıkları kullanarak yapmayı hedefliyoruz” dedi.

Kitaplar Türkiye’den sonra dünyaya açılacak

Son yıllarda dünya genelinde bu alanda farkındalık çalışmalarının yapıldığına dikkat çeken Kılıç, “Son yıllarda Barbie, Sindy gibi markalar görmeyen beyaz bastonlu bebekler veya down sendromlu bebekler yapmaya başladı. Aynı şekilde pek çok ülkede zihin beden farklı bireyler profesyonel iş dünyasında yer edinmeye başladı. Daha önce vakıf olarak sanat ve biz projesi bünyesinde resim sergisi açtık, Mona Lisa gibi ünlü eserleri down sendromlu çocuklarımızla birlikte yeniden yorumladık. Sergi dünyanın pek çok yerine gitmiş oldukça da büyük beğeni toplamıştı. Bu projeyi de aynı şekilde dünyaya açmak istiyoruz. Kitaplar önce Türkiye'de, sonra farklı dillerde ABD ve Avrupa'da okuyucularla buluşacak. Bu anlamda kendi ülkemizde belediyeler ve bakanlıklarla çeşitli çalışmalar yürütüyoruz, aynı şekilde ülkelerin başkonsoloslukları veya kültür ateşeleriyle görüşmeler içindeyiz. Hatta projeyi sunduğumuz İspanya şimdiden büyük bir ilgi gösterdi. Bu eserler dünya mirası, dolayısıyla burada yapılacak çalışmaların tüm milletler tarafından benimsenmesini desteklenmesini arzu ediyoruz. Bu kapsamda ülkemizde özellikle şirketlerin sosyal sorumluluk projelerinde 8 milyonu aşkın zihin beden farklı bireye daha fazla destek olmasını, farkındalık için öncü olmalarını istiyoruz. Medyanın da bu anlamda ‘engelli, özürlü’ gibi kavramları artık literatüründen kaldırmasını bekliyoruz” sözlerine yer verdi.

Muhabir: Naz Akman