Haber Merkezi - DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada "Devlette güç biriktirip, bürokrasi gücüyle, yer yer ordu ve emniyet ama en çok da yargı gücüyle herkesi kendine benzetmeye çalışan anlayışlardan cumhuriyetimiz yeterince çekmedi mi?" diyerek Yargıtay'ın Anayasa Mahkemesi kararını tanımayarak mahkeme üyeleri hakkında soruşturma başlatmasını eleştirdi. 

Mansur Yavaş’tan adaylık iddialarına cevap Mansur Yavaş’tan adaylık iddialarına cevap

"Yargıtay kanunu gereğince kararda imzası olan üyelerin işten el çektirilmesi için Yargıtay Başkanlığı’na çağrıda bulunulmalı" diyen Ekmen'in konuşması şu şekilde: 

“Devlette güç biriktirip, bürokrasi gücüyle, yer yer ordu ve emniyet ama en çok da yargı gücüyle herkesi kendine benzetmeye çalışan anlayışlardan cumhuriyetimiz yeterince çekmedi mi? İnsanların kendisi gibi yaşama ve örgütlenme hakkının yasal ve anayasal güvence altında olacağı bir ülke olmayı başarabilir miyiz diye düşünürken, dün gece yaşanan gelişme, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılının ilk büyük utancı olarak kayda geçmiştir. Bir grup yüksek mahkeme üyesi, anayasal güvenceye sahip başka bir yüksek mahkeme üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunma cüreti göstermiştir. Arkadaşlar, bu ülkede, olağanüstü hâl ve sıkıyönetim mahkemeleri, darbe sonrası yargılamalar ve genelkurmay brifingleri yaşandı. Kesif karanlığa rağmen, o mahkemelerde vicdanı ile karar veren çok sayıda hâkim gördük. Bu hakimlerin hiçbiri yargılanmadı. Hiçbirini yargılamak hiçbir zorbanın, hiçbir muktedirin aklına dahi gelmedi. Ak partili arkadaşlar, Ak partiye gönül vermiş vatandaşlarımız, Başörtüsü mücadelesini savunurken İnanç ve ifade özgürlüğünü, e- muhtıralara karşı çıkarken siyaseti, genelkurmay brifinglerine karşı çıkarken adaleti, 367 krizi yaşanırken anayasal düzeni, alçak darbe girişiminde sokağa çıkarken kamu düzenini hukuk düzenini savunmuştuk. Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkını tanırken bütün bir yargı sistemine karşı bireyi, insanı savunmuştuk. Anayasa Mahkemesi, doğası gereği iç yargı sisteminde neticelenmiş ve sonuç alınamamış ihlallere karşı, hak arama mercii değil midir? Mahkemenin görevi tam da bu değil midir? Sadece vicdanlarının sesine uyan Anayasa Mahkemesi üyeleri değil, topyekûn olarak hukuk ve adalet sistemimiz, anayasal düzenimiz, övündüğümüz binlerce yıllık devlet geleneğimiz büyük bir tehdit altındadır. Bu tehdit aynı zamanda anayasal düzene karşı bir darbe girişimidir. Sadece vicdanlarınıza değil, hafızanıza da seslenerek diyorum ki; yargı, siyasal mücadelede bir silah olarak kullanılırsa bu silah, bumerang gibi döner gelir sizi vurur. Bir Sayın siyasetçi Anayasa Mahkemesi’nin yargısal aktivizmle suçluyor, bu bir aktivizm ise bir grup yargıtay üyesinin girişimi nedir? Bu, maalesef bir infaz girişimidir, infaz girişimine karşı anayasal düzenimizi savunmanın tek bir yolu vardır.  Yargıtay kanunu gereğince kararda imzası olan üyelerin işten el çektirilmesi için Yargıtay Başkanlığı’na çağrıda bulunulmalı ve Anayasa Mahkemesi kararı behemehâl uygulanmalıdır.”

Editör: Ahmet Çağatay Bayraktar