6 Şubat depremlerinin birinci yılında yaşamını kaybedenleri anmak, binlerce vatandaşın canına mal olan ihmal ve hataları unutturmamak için düzenlenen “Beni Duy” sergisi Türk Amerikan Derneği Emin Hekimgil Sergi Salonu’nda açıldı. Anadolu Görsel Sanatlar Derneği (AGSAD) tarafından düzenlenen sergiye 27 sanatçı, “deprem” temalı 41 eseriyle katıldı. AGSAD Başkanı Nilgün Altan ve Koordinatör Erdoğan Dedeoğlu serginin detaylarını gazetemize anlattı. “Beni Duy” sergisi, 29 Şubat Perşembe gününe kadar ziyaret edilebilecek.
CEMRE POLAT/ANKARA- 6 Şubat depremlerinin yıldönümünde hayatını kaybedenleri anmayı, binlerce vatandaşımızın yaşamına mal olan ihmal ve hataları hatırlatmayı amaçlayan “Beni Duy” sergisi Türk Amerikan Derneği (TAD) Emin Hekimgil Sergi Salonu’nda kapılarını açtı. Anadolu Görsel Sanatlar Derneği (AGSAD) tarafından düzenlenen farkındalık sergisi, açılış gününde çok sayıda başkentliyi ağırladı. 27 sanatçının “deprem” temalı 41 eseriyle katıldığı sergi, yaklaşık bir ay boyunca çeşitli etkinliklere de ev sahipliği yapacak.
Sergi kapsamında Sanatçı Sibel Aktaş “Seramik Sanatı ve Felsefesi” söyleşisiyle 7 Şubat Çarşamba günü saat 19.00’da, Sanatçı Semra Çevik “Bellekten Tuvale Deprem” başlıklı söyleşisiyle 13 Şubat Salı günü saat 19.00’da, Sanatçılar Nilgün Dörtok, Fikriye Atik Güneş ve İbrahim Akıncı ise Suluboya Workshop’uyla 17 Şubat Cumartesi günü saat 14.00’te Türk Amerikan Derneği Emin Hekimgil Sergi Salonu’nda sanatseverlerle buluşacak.
Yoğun katılımla gerçekleşen sergi açılışında Sanatçı Senem Gümüşay'ın canlı performansı izleyicilerle buluştu. Depremin ardından çaresizce sıkışmış bir bedenin sessiz çığlığını yansıtarak izleyenleri düşündüren performansa Sevda Cenap And Vakfı Genel Sekreteri Pınar Alpay da piyanosu ile eşlik etti. Açılış konuşmalarının ardından AGSAD Başkanı Nilgün Altan tarafından sanatçılara teşekkür belgesi takdim edildi.
29 Şubat Perşembe gününe kadar açık olacak “Beni Duy” başlıklı sergi, her yıl geleneksel olarak devam ettirilerek birçok ilde de benzer projelerin gerçekleştirilmesine katkı sağlamayı amaçlıyor. AGSAD Başkanı Nilgün Altan, serginin detaylarını gazetemize anlattı.
Altan, “Acılar unutulmayacak ama acılara sebep olan hatalar ve açgözlülük ne yazık ki unutulacak”
Konuşmasında deprem gerçeğiyle yaşamanın “kader” olmadığını ve tedbir alınarak can kayıplarının önüne geçilebileceğini vurgulayan AGSAD Başkanı Nilgün Altan, yapılan hatalardan ders çıkartılması gerektiğini söyledi. Tüm sanatçıların aynı hassasiyetle konunun üzerine gitmesi için açık çağrıda bulunan başkan, “Depremin ardından sıcak evimizde yattığımız yataktan utanır olduk. Bu acıyı elbette unutamayız ama cahilliği, açgözlülüğü ve yapılan hataları unutacağız. Sergiyi düzenlememizin amacı bunları unutturmamak. Tüm sanat derneklerinin bu önemli konunun üzerine gitmesi, tüm sanatçıların birlikte hareket etmesi gerekiyor.
Deprem bölgesinde yaşıyoruz. Deprem elbette yaşanacak ama kaderci olmamız gerekiyor. Cahilliğimizi, ihtirasımızı, açgözlülüğümüzü yenerek yaşanacak felaketlerin önüne geçebiliriz” diye konuştu.
Kaybedilen canların her birinin ne kadar önemli olduğunu vurgulamak için sergilediği tablolarda deprem bölgesindeki köpekleri resmettiğini aktaran Altan, “Bu depremde elbette hepimiz çok üzüldük. İnsanların ardından hayvanlara çok geç ulaşılabildi. Neyse ki onların da sesi duyuldu, birçok hayvanımız kurtuldu. Biz de depremden kurtularak Antakya’dan gelen yeni ameliyatlı bir köpeği evlat edindik. Ameliyatlı haliyle yaşama savaşı veriyordu. Şu anda bize sarılarak minnetini gösteriyor, biz de onu çok seviyoruz. İnsan canı tabii ki çok önemli ama hayvanlar bizim can yoldaşımız. O yüzden bu tablolarda bahar gelmiş, yıkık dökük tuğlaların arasında bir yaşam var. Hayvanların kurtarılmasını insanların kurtarılması kadar değerli görüyorum” diye anlattı.
Farkındalık sergilerinin her yıl geleneksel olarak devam ettirilerek benzer projelerin gerçekleştirilmesine önayak olacağını umduğunu aktaran Başkan, “Bu projelerin çoğalmasını ve duyarlılığın artırılmasını umuyorum. Sergileri her yıl geleneksel olarak devam ettirerek farklı şehirlerdeki sivil toplum kuruluşlarının harekete geçmesini, eş zamanlı olarak farkındalık çalışmaları yürütülmesini diliyorum” sözlerini aktardı.
Dedeoğlu, “Dünyayı sanat kurtaracak”
Proje Koordinatörü Sanatçı Erdoğan Dedeoğlu ise sergiye hazırlık sürecinde yaklaşık bir yıldır ekip olarak çalıştıklarını belirtti. Serginin temel amacının toplumu deprem ve doğal afetlere karşı bilinçlendirmek olduğunu vurgulayan Dedeoğlu, “Bu sergiyle insanların bilinçlenmelerini amaçlıyoruz. Bu bir farkındalık projesi. Sanatçı arkadaşlarımızın mümkün olduğu kadar çevresini bilinçlendirmesi üzerine bir proje geliştirmeye çalıştık. Bu sadece resmi mercilerin görevi olmamalı.
Madem bir deprem ülkesinde yaşıyoruz, bilinçlenmek zorundayız. Konu temel olarak sistemli çalışma ve bilince bağlı. Japonya’da 7,6 şiddetinde deprem oluyor ve kimse ölmüyorsa biz de bunu başarmalıyız. Halkımızı bilinçlendirmek, elimizden geldiğince bunu lanse etmek için çalışıyoruz. Umarım böyle kötü olayları bir daha yaşamayız. Bunu en iyi yapabilecek kişiler sanatçılardır. Dünyayı sanat kurtaracak” diye konuştu.
Türkseven, “Sanat, gerçekleri hatırlatmanın en iyi ifadesidir”
Sergiye bir depremzede çocuğu resmettiği tablosuyla katılan Sevda Türkseven, eserini ve “Beni Duy” adının hikayesini anlattı. Derdini, yaraları kanatmadan, duygu sömürüsü yapmadan sadece çağrışımlarla aktardığını söyleyen Sanatçı, “Toplumumuz her şeyi çok kolay unutuyor. Bu gerçeği hatırlatmak ve ‘Böyle bir şey yaşandı’ demek gerekiyor. Sanatın bunları anlatmak için iyi bir ifade şekli olduğunu düşünüyorum.
Deprem bölgesinde hala yardıma ihtiyacı olan insanlar var, biz onların sesi olmak istedik. Bu sebeple serginin adını ‘Beni Duy’ koyduk. Resmimde, sokaktaki sobanın önünde ellerini ısıtan bir çocuk yapmak istedim. Enkaz ve acılı insanlar gibi durumu ajite edecek görsellerden ziyade, derdimi bir çağrışımla ifade etmek istedim. Çok büyük acılar yaşandı. Bunu insanlara tekrar hissettirmek istemedim. Konuyu, çok acıtmadan, yaralamadan sanatla anlatmaya çalıştım” diye konuştu.
Sergide eserleriyle yer alan bir diğer sanatçı ise Derya Saatçıoğlu’ydu. Resimlerinin ayrıntılarını anlatan sanatçı, “Resimlerimde her zaman olduğu gibi iki imge işliyorum. Resim içinde resim, hayal dünyasının oluşturduğu bir tarzım var. Bu, bana özgü bir tarz.
Ayrıca Türk Amerikan Derneği’ne Anadolu Görsel Sanatlar Derneği sanatçılarını ağırladıkları için teşekkür ediyorum. Salonu sadece bir haftalığına almışken burayı bize bir aylığına verebileceklerini söylediler. Destekleri için teşekkür ediyoruz” sözlerini aktardı.