Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremler sonrasında, depremi yaşamayan fakat depremden dolaylı olarak etkilenen okul öncesi ve okul çağındaki çocuklar ile ergenleri nasıl destekleyebileceğimiz ile ilgili Uzman Psikolog Eda Eşit ile görüştük
DİCLE KAVAK EKMEKCİ/ANKARA - Uzman Psikolog Eda Eşit, Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremler sonucunda Türkiye’nin 10 ilinde meydana gelen depremin ve etkilerinin çocuklara nasıl anlatılması gerektiğiyle ilgili önerilerde bulundu. Depremi doğrudan yaşamamış fakat ebeveynlerinin ve çevresinin ruh hali ile haberlerle meydana gelen duygusal iklim nedeniyle okul öncesi çocukların, okul çağı çocuklarının ve ergenlerin duygusal olarak nasıl destekleneceği hakkındaki sorularımızı yanıtladı. -Deprem felaketi çocuk ve ergenleri nasıl etkiler? Deprem anı, sonraki haftalar, aylar oldukça zor ve streslidir. Her yetişkinin ve çocuğun deneyimi (yaşına, önceki deneyimlerine, içerisinde bulunduğu duruma göre) farklı olur. Ebeveyn olarak çocuğun tüm tepkilerinde anlayışlı olmamız gerekir. Bunlar, olağandışı bir duruma verilen olağan tepkilerdir. Bu tepkilerin zaman içerisinde azalmasını bekleriz. Güvenliği ve diğer insanların güvenliğiyle ilgili kaygıları atabilir. Ebeveyne veya güvendiği yetişkinlere bağlılığı artabilir ve ayrılmak daha zor bir hal alabilir. Evlerin güvenli olup olmadığına dair kaygıları artabilir. Depremi oyunda sık sık canlandırabilirler veya büyük çocuklar sık sık depremle ilgili konuşmak isteyebilirler. Fiziksel bazı semptomlar görebiliriz (baş, karın ağrısı, mide bulantısı gibi…) Bazı seslere karşı hassasiyet göstermeye başlayabilirler. Daha küçük çocuklarda alt ıslatma, parmak emme, yaşça geriye gitme (regresyon), yeme ve uyku düzeninde değişiklikler görebiliriz. Bazı çocuklar şu anda hiçbir tepki vermeyebilir, her şey normal devam ederken birkaç hafta sonra bu tür tepkiler vermeye başlayabilir. Bu tepkilerin de depremle ilgili olabileceğini kendinize hatırlatın. Tepkilerin sıklığı, şiddeti ve süresini ebeveynlerin gözlemlemesi gerekir. Tepkilerin zamanla azalmasını ve bitmesini bekleriz. Bitmediği takdirde bir uzman desteği alınabilir. -Depremi okul öncesi dönemdeki çocuğa nasıl anlatabiliriz? Okul öncesi dönemindeki çocuklar eğer depremden haberdar ise ve bir açıklama yapmanız gerekiyorsa ‘Kocaman kaya parçalarının üzerinde yaşıyoruz. Bazen bu parçalar başka çok büyük parçalarla çarpışıyor ve o yüzden yer sallanıyor’ gibi bir açıklama yeterli olacaktır. Teknik terimler kullanmayın, eğer daha fazla sorusu varsa o zaman detaylara girin. Kendisi merak etmedikçe çok detaylı açıklamalar iyi gelmeyecektir. -Depremden haberdar olan çocukları duygusal olarak nasıl destekleyebiliriz? Deprem haberlerine bir şekilde maruz kalan çocuklar için en önemli nokta güvende hissetmek. Depremle birlikte çocukların güven hissi de sallanmıştır. Güvende hissetmek için öncelikle duygularını saklamadan, rahatlıkla ifade edebilecekleri ortamlar yaratmamız gerekir. Hem kendi duygularınızı hem çocuğunuzun duygularını kabul etmekle başlamayabilirsiniz. ‘Üzülmen çok doğal, ben de çok üzgünüm, korktum, ancak şu anda birlikte güvendeyiz.’ gibi açıklamalar yapabilirsiniz. Dikkatini yaşanan olaydan çok sonrasında yapılan yardım çalışmalarına yönlendirebilirsiniz. Yetişkinlerin deprem bölgesinde yaşayan insanlar ve hayvanlar için elinden geleni yaptıklarını yaşına uygun bir şekilde anlatabilirsiniz. Kendi yaptığınız yardımlardan bahsetmek ve çocuğunuzu da buna dahil etmek (örneğin kumbarasından para göndermek, oyuncak göndermek gibi) iyi gelecektir. Kendisine de güvendiği yetişkinlerin varlığını hatırlatmakta fayda var. Çocukları haberlerden kesinlikle uzak tutun. Mümkünse telefonda az vakit geçirmeye çabalayın. Çocuklar yalnızca sözel ifadelerinize değil, yüz ifadelerinize ve birçok davranışınıza da dikkat ediyor. Yanında depremle ilgili konuşmaktan kaçının. Bu konuşmalar çocuğun dünyanın güvenilmez, kötü bir yer olduğunu, korunmasız olduğumuzu hissetmesine sebep olur. Sizin verdiğiniz tepkilere bakarak durumla nasıl baş edebileceklerine dair ipuçları arayacaklar. Öncelikle sizin regüle olmanız çok değerli. Kaygınızı, acınızı gizlemeyin, bu duygularınızı nasıl ifade ettiğinize, nasıl yaşadığınız, baş ettiğinize dikkat edin. Duygularını resimle, oyunla anlatmasına destek olun. Eğer deprem temalı oyunlar oynuyorsa lütfen müdahale etmeyin. Size bir rol veriyor veya oyununa katılmanızı istiyorsa onun istediği şekilde katılın. ‘Şimdi yardım gelir, bence evler yıkılmasın’ gibi oyuna müdahalede bulunmayın. Yönlendirilmemiş oyun çocuğun kendisini iyileştirmesine giden yoldur. Gerçekçi olmayan sözler vermekten kaçının. ‘Burada asla deprem olmaz! yerine olası bir depremde ne yapabileceğinizi konuşabilirsiniz. Deprem çantanız yoksa birlikte hazırlayabilir ve çocuğunuzun da fikrini ve yardımını isteyebilirsiniz. Günlük rutinlerinize dönmeye çalışın. Rutinler çocukları güvende hissettirir. Eğer bir rutininiz yoksa oluşturabilirsiniz. Bunun dışında, eğer çocuğunuz bu dönemde sizin yanınızda uyumak istiyorsa izin verin. Zamanı geldiğinde tekrar bu kararı gözden geçirebilirsiniz. Böyle zamanlarda güvende hissetmek için hem fiziksel hem duygusal yakınlık oldukça önemli. İlkokul çağı çocuklarına bunun bir ‘tatil’ değil bir ‘yas süreci’ olduğunu yine yaşına uygun şekilde anlatabilirsiniz. 7-8 yaşından sonraki çocukları yardım çalışmalarına daha çok dahil edebilirsiniz. (koli hazırlamak, belediyelere gidip birlikte teslim etmek gibi). Türk Psikologlar Derneği deprem bilgilendirmesi Yaşanan depremin, ani ve beklenmedik olması sebebiyle travmatik etkileri olabilecek bir doğal afet niteliğinde olduğunu belirten Türk Psikologlar Derneği, deprem sonrası yaşanan travmalar ve psikolojik durumla ilgili açıklama yaptı. Türk Psikologlar Derneği, açıklamasında, “Olayı doğrudan yaşadıysanız, bir yakınınızı kaybettiyseniz, bir yakınınız yaralandıysa, olaya tanıklık ettiyseniz veya yardım ederseniz etkilenmeniz doğaldır. Unutmayın ki afet sonrası verdiğiniz tepkiler anormal duruma verilen normal tepkilerdir. Eğer, Şok ve inkar halindeyseniz, Endişe, korku, panik, suçluluk, utanç duyguları yaşıyorsanız, sürekli deprem ile ilgili konuşma veya içe kapanma ihtiyacındaysanız, Bedensel şikayetleriniz (ağrı, bulantı, uyuşukluk vb.) varsa, uyku problemleri yaşıyorsanız (uykuya dalmada zorlanma veya sürekli uyuma ihtiyacı vb.), yeme alışkanlıklarınız değiştiyse (sürekli yemek yeme veya iştahsızlık), aşırı enerji veya yoğun yorgunluk ve halsizlik yaşıyorsanız, istemsizce aklınıza depreme dair görüntüler, sesler ve kokular geliyorsa, çabuk irkiliyorsanız, depremi hatırlatacak her şeyden kaçma ihtiyacındaysanız ‘anormal bir duruma normal tepki veriyorsunuz’ demektir. Bu tepkiler, yaşadığımız sarsıcı olayla baş edebilme çabalarımızın bir sonucudur. İlk haftalarda, yoğunluğu değişerek sürebilir. Tüm bu şikâyetlerin zamanla azalması beklenir. Sosyal destek almak, yaşananları çevrenizle paylaşmak şikâyetlerinizle başa çıkmak için önemlidir. Böyle zamanlar sizi zorlasa da, beslenme, uyku, dinlenme gibi ihtiyaçlarınızı düzenli karşılamaya gayret etmeniz, daha önce sizin ya da yakınlarınızın doktor tarafından takip edilen bir sağlık sorunu var ise, örneğin ilaç kullanıyorsanız, ilaçlarınızı ihmal etmemeniz, yaşadığınız zorluklarla baş edebilmek için kontrolsüz ilaç, alkol veya keyif verici madde kullanımından uzak durmanız, aile ve yakınlarınızla bir arada olmaya, güvendiğiniz insanlarla yaşadıklarınızı, duygu ve düşüncelerinizi paylaşmaya gayret etmeniz önemlidir. Şikâyetlerinizin azalmadığını ve gündelik yaşantınızı etkilemeye başladığını, kendinize ya da başka birine zarar verme fikirleriniz oluştuğunu hissederseniz ruh sağlığı çalışanlarından destek alabilirsiniz” dedi. Türkiye’deki psikologları çatısında toplayan meslek örgütü olan Türk Psikologlar Derneği (TPD) 1999 depreminden beri Türkiye’de meydana gelen her afet durumunda afet bölgelerinde psikososyal destek birimleri ile afet bölgelerinde hizmet verdi. Ankara Psikososyal Dayanışma Ağı deprem felaketi sonrasında yeniden oluşturularak bünyesindeki 9 farklı sendika, dernek ve vakıflarla bu konuda çalışmalara başladığını açıkladı. Bu çalışmalar kapsamında depremzedeler için Psiko-sosyal destek hattının kurulduğu belirtilirken bu hattın saat 10.00 - 17.00 arası hizmete açık olduğunu vurgulandı. Şimdilik yalnızca depremden etkilenmiş ve Ankara'ya gelmiş olan kişilere psikososyal destek vermek için oluşturulan bu ağ, “Deprem bölgelerinden Ankara'ya gelmiş olan vatandaşlarımıza yönelik gönüllü psikologlarımızla yürüttüğümüz ücretsiz psikososyal destek çalışmalarımızdan yararlanmak için “Travma, Afet ve Kriz Birimi”mize ulaşıp kaydınızı oluşturabilirsiniz” açıklamasıyla çalışmalarına başladı.
Editör: Ahmet Ertüm