Evcil hayvanlarına mikroçip taktırmak istemeyen hayvan sahipleri, 3 bin 469 TL ceza ödememek için can dostlarını sokağa terk ediyor. Yalova’da bazı bölgelerde sokağa terk edilen hayvanlara rastlanıyor. Hayvanseverler, çip takma süresinin uzatılmasını istiyor
İSMAİL ERSAN / YALOVA Evcil hayvanlara çip takma zorunluluğu bazı sıkıntıları beraberinde getirdi. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın “Kedi, Köpek ve Gelinciklerin Kimliklendirilmesi ve Kayıt Altına Alınmasına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğinin” yürürlüğe girmesiyle binlerce evcil hayvan, sokağa bırakılma tehlikesi ile karşı karşıya kaldı. Evcil hayvanlara çip uygulamasında, 31 Aralık 2022 itibarıyla süre dolarken, 1 Ocak 2021’den itibaren 2 yıllık süreçte 855 bin 105 kedi, 574 bin 240 köpek ve 25 gelincik olmak üzere toplam 1 milyon 429 bin 370 ev hayvanı kimliklendirildiği öğrenildi. Evcil hayvanlarına mikroçip taktırmayan hayvan sahipleri, Tarım ve Orman İl Müdürlükleri ya da veterinerlerde beyanname doldurmadıysa, hayvan başına 3 bin 469 TL ceza ödeyecek. Bazı yerlerde mikroçip uygulamasında yasal süre dolunca, para ödemek istemeyenler, can dostlarını sokağa terk etmeye başladı. Yalova’nın bazı bölgelerinde sokağa terk edilen hayvanlarda gözle görülür şekilde artış olduğu görülüyor. Konu ile hayvansever ve veterinerle konuştuk. Hayvanseverler, çip takma süresinin uzatılmasını bekliyor. Terk edilmiş hayvan sayısında artış Yalova’da 35 yıldır sokak hayvanlarını besleyen Aysel Sever, “Sokaktaki hayvan sayısı azalsın” diye başlayan çip uygulamasının hayvanların sokağa terk edilmesine neden olduğunu iddia edip şunları anlattı: “Hayvanlara mama verdiğim bölgede ortalama, 20-30 köpek vardı. Şimdi terk edilmiş hayvan sayısında, ciddi bir artış meydana geldi. Bu sayı, 50-60’larakadar çıktı. Kedilerde durum aynı. Şu mahallede şu kadar var burada bu kadar var diye net bir rakam vermem doğru olmaz ama sayılarda artış meydana geldi. Elbette hayvanlara çip taktırmak güzel bir şey. Ama hayvanseverlerin aklı karışık. Çipin daha sonra bir maliyeti olacağından korkuyor. Çip taktırmayanlar ise ceza ödememek için hayvanlarını bırakmak istiyor.” Çip ile ilgili hayvanseverlerin daha iyi bilgilendirilmesi gerektiğini vurgulayan Sever, “En azından evinde hayvan besleyenlere konunun daha iyi anlatılması gerekirdi. Hayvanları kayıt altına almak onların takibi elbette çok mühim bir konu. Ancak işleyişte bir hata olduğunu düşünüyorum. Mesela Tarım ve Orman İl Müdürlüklerinde takılan çiplerin aynı fiyattan veterinerlerde de takılması lazım” diye konuştu. Yalova Merkez Esadiye köyünde ikamet eden Cemal Er, son zamanlarda evinin yakınında sokağa bırakılan kedi ve köpek sayılarında artış olduğuna dikkati çekip şunları söyledi: “Yılarca oturduğum bu bölgede, evcil olduğunu tahmin ettiğim kedi ve köpekleri daha çok görmeye başladım. Çoğu mamadan başka yiyecek yemiyor. Buraya bırakılıp kaderlerine terk ediliyor. İnsanlar, bakamayacağı hayvanları almasınlar. Şimdi bir modadır almış başını gidiyor. Birbirlerine kedi ve köpek hediye ediyorlar, bu yanlış bir şey. Devlet, çip uygulaması başlattı ama bunun da bir çözüm olduğuna inanmıyorum. İnsanlar bu uygulamanın ne olduğunu dahi bilmiyor. En azından bu çip olayı yıllara yayılıp ondan sonra paralı sisteme geçilseydi. Çoğu çipe para ödemek istemiyor. Bu da sokağa terk edilen havanların çoğalacağı anlamına geliyor.” [caption id="attachment_265217" align="alignnone" width="700"] Veteriner Hekim Ercan Eroğlu[/caption] “Çip konusunda bilgilendirilmedik” Kent merkezinde hem evcil hayvan ürünleri satan aynı zamanda kliniği olan Veteriner Hekim Ercan Eroğlu da çip uygulaması hakkında bilgiler verdi. Eroğlu, kedi, köpek ve bazı hayvanlara takılan çiplerin takılma işlemleri ile ilgili şu bilgileri verdi: “Kedi ve köpeklerin, kürek kemiğinin olduğu yerden bir alet aracılığıyla bu çip hayvana yerleştiriliyor. Tabii ki burada hayvanlar, çok büyük bir acı çekiyor. Müşterilerimizden, ‘Hayvanlarımız acı çekiyor, ağrı yapıyor’ diye çok şikâyet alıyoruz. Çip takıldıktan sonra bir de bu çiplerin okunması gerekiyor. Çip okuyucu diye bir cihaza ihtiyaç duyuluyor. Çip okuyucu, hayvan veteriner hekime geldiği zaman, o kedi veya köpek kime ait olduğu belli oluyor. Bazı hayvanlarla ilgili şüpheli durumlar oluyor. Gelen hayvan, kayıp mı değil mi, o hayvanı getirene ait mi değil mi? Karşımızdaki kişiye, veteriner olarak ‘Nüfus cüzdanınızı görebilir miyim?’ dediğimizde, bazısı kimliğini gösteriyor art niyetli olan zaten göstermiyor. Yani kayıp hayvanlarda veteriner hekimin gücü buna yetmeyecek. Çalan kişi, ‘Kimliğim yanımda yok’ diyebilir, işi yokuşa sürebilir. Kedi kaçmış oluyor veya güzel, pahalı bir köpek çalınmış olabiliyor. Bunu bizim takip etmemiz mümkün değil hem iş yoğunluğu hem de güç gerektiren bir konu. Ayrıca bu çalıntıdır diyebilmek için yapıcı bir kuvvet yok yanımızda. Çiple ilgili altyapı tam olarak halledilmemiş. Bunun için, ‘Çip okuyucu ve bilgisayar sistemi’ olmalı. Bende yok mesela en azından bir teknik ekip gelip bizi bilgilendirmeli. Devletin bize, ‘Bu çip okuyucu sizin olsun, bu çipi siz takın’ demesi lazım. Ama bize verilen bir şey yok. Bunu özel ve kapsamlı veterinerlik klinikleri kendi imkanları ile yapıyor. Veteriner hekim odalarından alıyorlar. Oradan da ücret karşılığı aldıkları için bunu ücret karşılığı veriyorlar. Bu çip takma işi, veterinerler de 250 lira. Ben mesela takmıyorum. Çünkü can dostlarıma kıyamıyorum. Çipler, para ile alındığı için oda tarifesi üzerinden onlar da bu işlemi yapıyorlar. Bunu veterinerler 250 liradan yaparken tarım ve orman müdürlükleri yanılmıyorsam 75 liraya yapıyor. Ben, 75 liraya yapılan işlem için müşterimden 250 lira istemiş olsam müşterim hoş karşılamaz. Bazı müşteriler buna karşı çıkıyor. Hayvan sevmeyelim mi gibi sitemlerde bulunuyorlar. Eğer müdürlüklerde 75 liraya yapılıyorsa bize de imkân sağlasınlar biz de aynı fiyattan yapalım. Bunun için de devlet bize cihaz verecek çip verecek çip okuyucu verecek aynı şartlarda biz de bu işi yaparız.” Çip takılıma işini yanlış anlayanlar olduğuna dikkati çeken Eroğlu, “Çip takıldıktan sonra biz kaybolan hayvanı bulabiliriz gibi bir şey yok. Hayvan kaçmış veya çalınmışsa bunu bulmak mümkün değil. Çipte öyle bir sistem yok. Sadece veterinere gelindiği zaman orada çip okuyucusu varsa okur sistemde kayıt varsa aşı takibi gibi bir kolaylığı olabilir. Zaten bilgisayarımız da şu an çip okumaya uygun değil. Açıkçası veteriner hekim olarak bu sistem nedir bilmiyorum. Bize öğretilen gösterilen bir şey yok. Kendi şahsi gayretlerimizle yapmamız gerekiyor” diye konuştu Hayvanseverlerin kafasında soru işaretleri… Çipin ileride neler getireceğine dair çekincelerinin olduğunu da dile getiren Eroğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Çip takma olayı ile ilgili sokağa atılmaların çok olacağını tahmin etmiyorum. Tarım ve Orman Müdürlüklerinde 75 lira karşılığında yaptırılıyor. ‘Çip taktırmadık bu hayvanları sokağa atalım’ diyen çok olmaz diye düşünüyorum, bu yüzde 3-5 tir. Belki çip taktırmayanlar, 3 bin 500 lira ceza ödememek için hayvanları dışarı bırakabilir. Devlette bu süreyi biraz daha uzatmalı. Yoksa benim de tahmin etmediğim kadar sokağa bırakılmalar olabilir. Ancak bazı kişiler, ‘Acaba biz bu çipi taktırdığımız zaman devlet bizden vergi mi alacak’ gibi kafalarında soru veya daha değişik algılar var. Çip takıldığı zaman, ‘Niye takılıyor, sebebi nedir, biz veterinere gidiyor aşımızı yapıyorduk, karnemiz vardı sisteme de giriyorlardı’ gibi kafalarda soru işaretleri oluşturdu. Bunu gereksiz görenler de var. Bazıları, ‘Bu çipi taktırdım, hayvanım kaybolduğunda hemen bulamıyorsam niye bu kadar para vereyim?’ Devletin sistemi varsa devlet bunu bedava yapması lazım. İnsanlar, hayvanı besleyen, aşısını bakımını yapan benim devlet bu işi kolaylaştırmak istiyorsa bu parayı neden verelim?’ diyor. ‘Çip taktırma için zorunluluk varsa devlet bunu bedava yapsın’ diyenler çok. En azından ilgili müdürlüklerde yapılan işlemlerin veterinerlerde de yapılması gerektiğini söylüyor hayvan severler.” Aşı ve mama fiyatları artacak Çip nedeniyle değil de artan maliyetler ve mama fiyatları yüzünden hayvanların sokağa bırakılma riski ile karşı karşıya kaldığının altını çizen Eroğlu, sözlerini tamamladı: “Cipten dolayı sokağa bırakılan kedi ve köpekler olacak elbette ama sokağa terk edilme daha çok artan aşı ve mama fiyatlarından olacak. Bazı insanlar, ‘Çip taktırmadım, onun cezasını ödeyemem’ diye hayvanını sokağa bırakmaz. Bazıları da bile bile gidip o cezayı ödemez. Çoğu hayvansever, affı bekliyor. Af çıkmazsa bekli de sokağa terk edilecek epey bir hayvan olacak. Yavrular için haziran ayına kadar çip taktırma zorunluluğu yok. Haziran ayından sonra onlar da cezaya tabi olacak. Şehirdekiler bunu taktırmaya çalışacak. Köydekilerin çoğu bunu taktırmadı. Adamın 5 tane çoban köpeği var hangi birine bunu taktırsın. Asıl mesele, dışarıya salınan hayvanların ekseriyeti maliyetlerden dolayı. Mamanın fiyatı, 13 liradan 70 liraya çıktı. En düşük mama, 5 yıl önce 5 liradan satıyordum şimdi 30 lira. Onu da ben imkânlarım dahilinde ucuz veriyorum. Maliyetler arttığından maması, kumu, aşıları vs. bunlar evcil hayvanların salıverilmesinde bir neden. En düşük aşı, 400 lira. Sadece bir aşı yapılmıyor ki bir köpek için en az 5 zorunlu açı var. Kedi için de en az 3 zorunlu aşı var. Bunlar ciddi maliyetler oluşturuyor. Veteriner odalarının tarifesi üzerinden hesaplama yapacak olursak iç ve dış parazit 200 liradan en az yılda 5 defa yaptırılsa bin lira. Ayrıca kaliteli bir mama yerse ortalama 10 günde 3 kilo yapar, aylık 300- 400 lira eder. Yani tüm masrafları, yılla çarparsak en az bir hayvanın gideri, 5 bin liranın üzerinde olur.”
Editör: Ahmet Ertüm