Genel

Deprem bölgesindeki konut sorununa "toprak" çözüm olur mu?

İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümünden Doç. Dr. Sema Alaçam'ın koordinatörlüğündeki Malatya Doğanşehir’deki Emine Teyze Evi, Anadolu'nun toprak yapı geleneğini modern tekniklerle birleştirerek deprem bölgesi için hızlı ve sağlıklı yapılaşma seçeneği sunmak için yola çıktı. Alaçam, projeyi ve beton yerine alternatif olabilecek toprak yapının faydalarını 24 Saat'e anlattı.

Abone Ol

Ahmet Çağatay Bayraktar 

6 Şubat depremlerinin üzerinden 1,5 yıl geçti. 11 ili ve 124 ilçeyi vuran depremler bölgedeki 14 milyon insanı doğrudan etkiledi. Deprem sonrası sarılmaya çalışan yaralar arasında barınma sorunu ise ilk sırada yer aldı. Barınma ihtiyacında çadır, konteyner ve prefabrike yapılar kullanılsa da kerpiçten ev inşa edilmesi göz ardı edildi. 2018 tarihli “Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği” ile kerpicin konut yapımında kullanılması kaldırıldı. Fakat İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümünden Doç. Dr. Sema Alaçam’ın koordinasyonunda bölüm öğrencileri ve mezunları, geliştirdikleri proje ile kerpicin bölgedeki barınma ihtiyacını çözebileceğini ortaya koydu. Depreme dayanıklı toprak yapı örnek çalışması olarak Malatya Doğanşehir’deki Emine Teyze Evi, Anadolu’nun toprak yapı mirasını devam ettirmesi yanında deprem sonrası ortaya çıkan konut ihtiyacına da hızlı çözüm olanağı da sunuyor. Projenin detaylarını Doç. Dr. Sema Alaçam, 24 Saat Gazetesine anlattı.

Projenin yürütücülüğünü  Doç. Dr. Sema Alaçam üstleniyor

2018 tarihli “Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği”nin toprak yapıları güvencesiz ilan etmesi bakımından bir dönüm noktası olduğunu söyleyen Alaçam, toprağın aynı zamanda hızlı bina inşasına da olanak sağladığını söyledi:

“Toprak dünya genelinde çağlar boyunca kullanılabilen bir yapı malzemesi. Kolay ulaşılabilir, işlenebilir ve neredeyse ücretsiz. Çıkarıldığı yer ile kullanıldığı yer arasındaki mesafe kısadır, böylelikle taşıma için ayrı bir mali külfete yol açmaz. İlave bir katmana ihtiyaç duyulmaksızın doğal ısı yalıtımı imkânı sunar, bu da enerji tasarrufunu sağlar. Kullanım ömrünü tamamladığında tekrar doğaya karışır. Dolayısıyla ekonomik, ekolojik, yerel ve döngüsel bir malzeme olarak toprak, özellikler kırsal alandaki az katlı yapılaşma için önemli bir potansiyel. Sıkıştırılmış toprak ile yapım tekniği ise, mevcut inşaat ekipmanlarının kullanımı ile kolayca gerçekleşebiliyor. Böylelikle deprem sonrasındaki eş zamanlı olarak çok ihtiyaç duyulan ağır inşaat makinalarının kullanımına gereksinim duyulmadan, hızlı ve ekonomik çözüm de üretebiliyor.”

Projede yer alan öğrenciler gönüllü çalışıyor

Sıkıştırılmış toprak kullanılarak inşa edilen Emine Teyze Evi projesi ile geleneksel yapı teknikleri ile güncel araştırmaları birleştirme amacını güttüklerini söyleyen Alaçam, "Prof. Dr. Ruhi Kafesçioğlu’nun geliştirdiği ve Prof. Dr. Bilge Işık’ın depreme karşı etkisini araştırdığı alçı ve kireçle sabitleştirilen toprak olan alker formülü özellikle kırsal alana yönelik önemli bir alternatif olarak öne çıkabilir" dedi. Toprak yapı malzemesinin üretim ve kullanımının yaygınlaşmasını, bu alanda uzmanların yetişmesini amaçladığını belirten Alaçan. toprağın yapı malzemesi olarak kullanımının antik çağlara dayandığını hatırlatarak bu yapıların arkeolojik kazılarda yapısını korumasının toprak binaların dayanıklılığına örnek oluşturabileceğini ifade etti.

Isı tasarrufu sağlıyor

"Toprak yapılar halkın söylemiyle nefes alan evlerdir" diyen Alaçam, yapılarda toprak kullanımının faydalarını şu şekilde sıraladı: "Toprak yapılar incelendiğinde diğer yapı malzemelerine göre sesi daha az geçirmesi, dış ortamın sıcaklık koşullarından daha az etkilenmesi ve hava geçirgenliği sayesinde kullanıcılar için sağlıklı bir iç mekan sağladığı görülüyor. Bu sayede iç ortamın sıcaklık dengesi, akustik konforun sağlanması ve iç ortamda nem dengesinin sağlanması için tüketilen enerji diğer yapı malzemeleriyle inşa edilen yapılara kıyasla daha az. Ayrıca insan sağlığını olumsuz etkileyen maddeler kullanılmıyor. Bu da toprağın kullanımını dünyada da popüler kılıyor." 

Sıkıştırılmış toprak ile duvar yapımı, basit adımlarla hızlı şekilde konut inşasını da sağlıyor

Gönüllü öğrencilerin desteği ile inşa ediliyor

Emine Teyze Evi Projesinde elinde maddi yardım fırsatı bulunmayan ama işgücü bakımından destek olmaya hazır olan öğrenci ve öğrenci gruplarının yer aldığını belirten Alaçam, projeye destek vermek isteyenleri de gönüllü olmaya davet etti: “Mimarlık öğrencileri ve mezunları başta olmak üzere farklı şehirlerden proje ekibine katılan birçok gönüllü oldu. Projeye akademiden, sektörden, yerel yönetimlerden ve halktan birçok kişinin ilgi göstermesi projenin bilinirliğini ve görünürlüğünü arttırdı. 2023 yılında toplamda 60 civarında gönüllünün dahil olduğu projede, katılımcıların kendi uygunluk durumlarına göre belirli sürelerde projede görev alması, kendi içerisinde döngüsel bir katılım sistemi oluşturdu. Proje yalnızca sıkıştırılmış toprağın yapı malzemesi olarak kullanımı bakımından değil döngüsel ve kolektif bir katılım modeli olarak da pilot proje olma özelliğine sahip. 2024 yılı için ise başvurular devam ediyor.”

Büyükşehirde de çözüm olabilir

Peki toprak malzeme kullanımı büyükşehirlerdeki yapılar için de uygulanabilir mi? Alaçam şu yanıtı verdi: “Yüksek katlı yapıların inşasında toprak kullanımı günümüz teknolojisiyle mümkün gözükmese de, nüfus yoğunluğunun az katlı yapı yerleşimine müsait olduğu ve iklim koşullarının inşa için uygun olduğu bölgelerde toprak yapı kullanımı mümkün. Yerel yönetimler öncülüğünde planlamalar yapılırsa birçok büyükşehirde de toprak yapı kullanılabilir. Tüm yapı olmasa da taşıyıcı sistemlerinin, sıkıştırılmış toprak duvarla beraber kullanılması da çözüm önerilerinden biri olabilir.”

Günlük yaşamda ve sinema platolarında da kullanılıyor

Malatya Doğanşehir’de yapımı süren Emine Teyze Evi ise Türkiye’de sıkıştırılmış toprak ile inşa edilen ilk ev olmadığını belirten Alaçam başka örneklerden de bahsetti: 1995 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Ayazağa Kampüsü’nde TÜBİTAK projesi için inşa edilen yapının yanında 2000 yılında Şanlıurfa’da GAP İdaresi lojmanları da sıkıştırılmış toprağın kullanıldığı binalar arasında. Öyle ki lojmanların depremde hiç zarar görmemesi, toprak malzemenin kullanılmasının güvenilir olduğunu da gösteriyor. 2016 yılında inşa edilen, Yılmaz Erdoğan’ın Muğla Köyceğiz’deki “Ekşi Elmalar”, “Tatlım Tatlım”, “Kolonya Cumhuriyeti” ve “Deliha 2” filmlerinin çekimlerine ev sahipliği yapan film platosundaki yapılarda da toprak yapı tercih edildi.  2017’de inşa edilen Göbeklitepe Ziyaretçi Merkezi ve 2019 yılında Mimar Özgül Öztürk’ün Elazığ’ın Keban ilçesinde inşa ettiği Kadın Eğitim ve Üretim Merkezi de sıkıştırılmış toprak yapılar arasında.

Projenin detaylarını içeren Kalktığın Yerden isimli belgeselin yapımını İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü son sınıf öğrencisi  Emin Tahir Neftçi üstlendi. 

Projeye destek olmak isteyenler toprakyapitoplulugu Instagram sayfası üzerinden iletişime geçebilir.