Haber Merkezi T24’ten Murat Sabuncu'nun sorularını yanıtlayan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, yerel seçimler ve İsrail-Hamas savaşı hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Davutoğlu, “İsrail uçaklarının yakıtı ve yerleşimcilerin yaptığı binaların malzemesi Türkiye’den gidiyor” diyerek muhafakazar aydınların buna sessiz kalmasını eleştirdi.

"Büyük bir düş kırıklığı"

Kılıçdaroğlu’nun Zafer Partisi ile 6’lı Masa’daki liderlerden gizlice protokol imzalamasını da eleştiren Davutoğlu, “Sayın Kılıçdaroğlu’nun bizden habersiz olarak milliyetçiliğin en dışlayıcı ve otoriter temsilcileri ile gizli bir protokol imzalaması benim için bu tarihi toplumsal barış çabasının liderler düzeyinde dahi yeterince içselleştirilmediğini ortaya koyan büyük bir düş kırıklığı oluşturdu” ifadelerini kullandı.

İktidarın İsrail’in Filistin’e saldırılarına kayıtsız kaldığını dile getiren Ahmet Davutoğlu şunları söyledi:

“Bu kayıtsızlığı başka bir iktidar göstermiş olsaydı yeri göğü inletecekleri hususlarda sessiz kalmayı tercih ettiler. Yani 2,5 ay oldu hala Türkiye ile İsrail arasındaki ticari ilişki devam ediyor ve bu ilişkilerin önemli kısmı da yakıt, demir çelik ve gıda gibi stratejik lojistik malzeme. İsrail uçaklarının yakıtı ve yerleşimcilerin yaptığı binaların malzemesi Türkiye’den gidiyor. Gıda, askeri kıyafetler şimdi bütün bunlar Türkiye’den gidiyor. Bu göz göre göre devam ediyor ve İsrail’e yönelik tek bir müeyyide uygulanmıyor. Sadece hamaset yapılıyor. Şimdi buna da muhafazakâr kesimin aydınları, kanaat önderleri sessiz kalıyor.”

Türkiye'nin İsrail-Hamas savaşında ''garantör ülkeler olarak sorumluluk üstlenelim’ açıklamasını değerlendiren Davutoğlu şöyle konuştu: 

"Amerika’nın mutlaka devrede olması lazım. Yani İsrail’i ancak Amerikan baskısı ikna eder. Ayrıca, bu meselenin Filistin tarafındaki aktörlerinin ağırlıklı olması lazım, güvenli olması lazım. Maalesef Türkiye genel görüntüsü itibariyle şu anda bu güveni vermiyor. Mesele diplomatik temasların yeterliliği-yetersizliği değil. Dikkat ederseniz bakın 2009 ateşkes çalışmalarında hemen hemen bütün ülkeler Türkiye’ye baktılar Türkiye ne yapıyor diye. Biz de yedi gün Mısır-Suriye-İsrail üçgeninde  mekik diplomasisi yaptık. Hakan Bey de o zaman yanımdaydı.  Herkes Türkiye’ye bakıyordu. 2012’de de Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Hamad bin Jassem ile 2014’te Amerika Dışişleri Bakanı John Kerry, Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Halid üçümüzün ortak bir çabayla ateşkes sağlandı. Paris’te bir araya geldik. Çünkü herkes biliyordu ki Türkiye’nin burada bir ağırlığı var. Ama şimdi Biden, Erdoğan’la zannediyorum kriz boyunca bir veya iki kere telefonla görüştüler en fazla üç belki. Antony Blinken her yeri dolaşıyor Türkiye’ye geldiğinde sembolik bir havada geliyor."

Bakan Güler: Kıbrıs’ta meşru çıkarlarımızı koruyacağız Bakan Güler: Kıbrıs’ta meşru çıkarlarımızı koruyacağız

"Türkiye, Arap ülkelerinden para dileniyor"

"Türkiye’nin ağırlığının azalmasının sebeplerinden birisi Türkiye’nin Arap ülkeleri nezdinde para dilenen bir ülke gibi görülüp eskiden başka ülkelere uygulanan tavrın Türkiye’ye uygulanması. Yani ‘bize, paraya ihtiyacı var bizim dediğimizi yapmak durumunda’ muamelesi ile yaklaşılması. Halbuki o zaman Arap sokaklarının vicdanı Türkiye’ydi. Arap yönetimleri bundan belki rahatsızdı ama Türkiye’ye saygı duymak zorunda hissediyorlardı. Şimdi ise 5 Milyar Dolar için 10 Milyar Dolar için gidip birtakım taleplerde bulunduğunuzda o çizginin dışına çıkamıyorsunuz. Bunlar olumsuz etkiliyor."

Editör: Erva Gün