Yaşam maliyetlerindeki enflasyonun önlenemez biçimde arttığını söyleyen Cumhuriyet Halk Partisi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşcıer, değerlendirme yaptı. Türk-İş tarafından açıklanan mayıs ayı hakkında açlık ve yoksulluk sınırı rakamlarını değerlendiren Taşcıer, “Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı 19 bin liraya, zorunlu harcamaları ise 62 bin liraya ulaştı. Milyonlarca yurttaşı esir alan yokluk artık yönetilemez boyuta ulaşmıştır” dedi.
Yazılı bir açıklama yayımlayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşcıer, gelinen noktada sorumluluğun yaşam maliyetlerini ölçmek yerine AKP’nin belirlediği enflasyon sepetini esas alan TÜİK’te olduğunu ekledi. Türk-İş’in açıkladığı son verilerin halkın sefalette ortaklaştığının göstergesi olduğunu belirten CHP’li Taşcıer, “Çalışanları enflasyona ezdirmeyeceğiz diyen iktidar, ‘şubat, ocaktan çok daha iyi. Mart da şubattan daha iyi. Nisan marttan zaten çok iyi olacak’ diye diye enflasyonu yüzde 70’e taşıdı. Yükselen enflasyonu görmezden gelenler, asgari ücrete zam yok diyerek, milyonları sefalete mahkum ediyorlar” dedi.
Taşcıer’in açıklamaları şu şekilde:
“Türk-İş'in açıkladığı son rapor milyonlarca ücretlinin içinde bulunduğu ekonomik çıkmazı gözler önüne sermektedir. İktidarın sorumsuz politikalarının bedelini alın teriyle, emeğiyle geçinmeye çalışanlar ödemektedir. Halkın enflasyonunu görmek yerine tek bir kişinin ısmarlama enflasyonunu baz alan TÜİK sayesinde asgari ücret ilk beş ayda çoktan eridi, bitti. Mayıs ayı itibarıyla açlık sınırı 19 bin TL'ye, yoksulluk sınırı ise 62 bin TL'ye ulaşmış durumda. Bu rakamlar, sadece kuru birer istatistik değil; milyonlarca insanın yaşam mücadelesini, çaresizliğini ve umutsuzluğunu temsil etmektedir. Şahsım iktidarının yanlış ekonomi politikaları, plansız ve programsız adımları, israf ve yolsuzluk düzeni yurttaşlarımızın sadece alım gücünü değil, yaşam gücünü de günden güne eritiyor. Bugün, asgari ücretle geçinmeye çalışan bir ailenin temel ihtiyaçlarını karşılaması mümkün değildir. Ebeveynler, çocuklarına yeterli besin sağlayamamanın, onlara daha iyi bir gelecek sunamamanın vicdan azabıyla yüzleşirken, iktidar faturayı yine ücretlilerin cebine kesiyor. Emekliden, emekçiden, ücretliden tasarruf etmesini bekleyen iktidarın bu tutumu vatandaşa reva görebileceği en büyük adaletsizliktir. Türk-İş'in raporu, aynı zamanda iktidarın ekonomi yönetimindeki beceriksizliğinin de açık bir kanıtıdır. Üretimden kopan, rant ekonomisine dayanan, dışa bağımlı bir ekonomi modeliyle karşı karşıyayız. Bu model, sadece zengini daha zengin, fakiri ise daha fakir yapmaktadır. Orta sınıf yok olmakta, toplumdaki gelir adaletsizliği her geçen gün derinleşmektedir.”