TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bütçe görüşmeleri devam ederken, CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba kalıcı yaz saati uygulaması ve elektrik dağıtımındaki özelleştirme politikalarını eleştirerek şöyle konuştu:
"Yıllardan beri Türkiye'nin gündemini meşgul eden bir durum var. Kış saati uygulaması başladı. Dünyada 71 ülkede 26 Ekim Cumartesi gününü 27 Ekim Pazar gününe bağlayan gecede kış saati uygulamasına geçildi. Maalesef, anlaşılmaz bir şekilde Türkiye bu uygulamaya geçmiyor. Acaba burada kimin ne kârı var, onu merak ediyoruz. Bunun çocuklarımıza zararı var. Siz de biraz önce, 2 küçük çocuğunuzun olduğunuzu ifade ettiniz. Bunu en iyi hissedenlerden birisi de sizsiniz. Şu soruyu sormak istiyorum. Acaba çocuklar sizin yakanızı tutmuyor mu okula giderken? Hakikaten 'Baba, bu ne iş?' demiyorlar mı? Biz bir şey diyemiyoruz da, o küçük çocuklar demiyor mu? Gecenin karanlığında, zifiri karanlıkta okula giderken ben sizin çocuklarınızın yerinde olsam yakanızı tutarım. Çok ilginç bir durum. Çocuklarınız olduğuna göre bu işi siz de biliyorsunuz. Bir de ne kazandık, onu da Sayın Bakan herhâlde biliyor, bilmiyorum devlet ne kazanıyor bu işten ama bunun bir çözüme kavuşması lazım.
"21 bölgede faaliyet gösteren 14 şirket arasında pay edilerek elektrik dağıtımı tekelleştirildi"
Yine birçok ilde olduğu gibi bir problem daha var bu özelleştirmeden kaynaklı, hem çeşitli elektrik kesintileri oluyor ve bu özelleştirme yapılırken aslında israf ve pahalılığın önüne geçilecekti. Verimliliğin, kamunun üretiminin daha fazla artacağı, dolayısıyla maliyetlerin düşeceği ifade ediliyordu ancak bunun tam tersi olduğunu görüyoruz. Sadece sokak ve caddelerin aydınlatılması için dağıtım şirketlerine ödenen para da devasa artmış durumda. 2024 Ocak-Haziran arasında 14 milyar 212 milyon TL'nin elektrik şirketlerine ödeneceği söyleniyor. Bu elektrik fiyatlarının artmasında, özelleştirmenin etkisinin olduğunu düşünüyoruz. 21 bölgede faaliyet gösteren 14 şirket arasında pay edilerek elektrik dağıtımı tekelleştirildi. Devlete yani hepimize, kamuya ait olan varlıklar özelleştirilerek birtakım şirketlere verildi. Bu şirketlerin büyümesi sağlandı, yatırım alanları oluşturuldu, kamunun kaynakları onlara aktarıldı, el değiştirdi.
"Vatandaş kullandığı elektrik kilovatına değil, özelleştirdiğiniz bu dağıtım şirketlerine para ödüyor"
Kalkınma Bankasının raporuna göre EDAŞ özelleştirmesinin toplam tutarı 12,75 milyar dolar. Karlarına baktığımız zaman dağıtım şirketlerinin 2022'de 27 milyar yatırım yapılıyor. 4 şirketin kârı 16,4 milyar, ciddi bir kâr var burada. 'Temmuzda maliyetler arttı' bahanesiyle yüzde 38 zammın içine bakıldığında bu zamla ilgili enerji bedeline yüzde 2,5 zam yapılırken enerji dağıtım bedeline yüzde 59 zam yapılmış; toplam fatura bedelinin yüzde 63'ünün dağıtım bedeli, yüzde 23'ünün enerji bedeli, kalan kısmının da vergi ve fonlar olduğu ortaya çıktı. Vatandaş kullandığı elektrik kilovatına değil, özelleştirdiğiniz bu dağıtım şirketlerine para ödüyor. Aynı şirketler gerekli bakımı, onarımı da yapmıyor ve kimse bunları da denetlemiyor. Bu bakım, onarım yapılmamasına her gittiğimiz köyde çok ciddi şekilde şikayet var. Bizim Malatya'nın tabiriyle 'Yel esti, elektrik kesildi' diyorlar ve fakir fukaranın buzdolabı, çamaşır makinesi vesaire yanıyor. Özelikle köylerde tarım olduğu için peyniri, yoğurdu, sütü bozuluyor.
"Kentlerdeki yangınların büyük bir kısmı özelleştirme kaynaklı"
Son birkaç ayda elektrik naklinden kaynaklı olarak 17 çift can verdi. En son Diyarbakır-Mardin arasındaki tarım arazilerinde 20 Haziran günü çıkan yangın 15 kişinin ölümüne yol açtı. Yok olan orman sahalarında elektrik kaynaklı yangınların oranı özelleştirmenin başladığı 2010'da yüzde 4,9 iken 2021'de yüzde 26,8'e çıktı. Sadece 2021'de 37 bin hektar orman, enerji nakil hatları kaynaklı yangınlarla kül oldu. Kentlerdeki yangınların büyük bir kısmı özelleştirme kaynaklı. İstanbul İtfaiyesinin 2022 raporuna göre, kentteki yangınların yüzde 25'i elektrik kaynaklı olduğu söyleniyor. Yine, enerji iş kolunda son on yılda çok ciddi bir iş cinayeti var, 400'ün üzerinde işçinin çalışırken öldüğü görülüyor. Elektrik üretim ve dağıtımı özelleştirildi, geldiğimiz noktada halkın kaldıramayacağı kadar yüksek enerji maliyetleri olduğu için genel seçimden önce bir seçim yatırımı olarak sübvansiyon yapmak zorunda kaldınız; özellikle seçim öncesi oy istemek için buna biraz da mecbur kalındı. Şimdi, sübvansiyonlar kaldırılıyor; ilk sanayide kaldırdı, şimdi de konut ve ticaretle kaldırılacak.
"12 bin 500 TL maaş alan emeklilere ne kadar elektrik ve doğal gaz faturası yapacaksınız"
Sizin beyanınıza göre 'Maliyete göre fiyatlanacak bir model üstünde çalışıyoruz' dediniz. İnşallah, bu model yine fakir fukarayı ezen bir model olmaz. Sizin bahsettiğiniz bir model var, elektrik ve doğal gaz kullanımında gelire göre fatura düzenlemesi olduğunu söylüyorsunuz. 'Gelir grubu yüksek, gerçek maliyete katlanabilecek tüketicilere maliyetine göre maliyet esaslı yansıtmak daha doğru diye düşünüyoruz' ifadesi kullanmıştınız. Ben de buradan sorayım size: Ayda 12 bin 500 TL maaş alan emeklilere ne kadar elektrik ve doğal gaz faturası yapacaksınız ya da ayda 17 bin lira alan asgari ücretliye ne yapacaksınız? 6-7 bin lira maaş alan dul ve yetimler var. Bunlarla ilgili nasıl bir uygulama olacak?"