Ankara'da yeni Adalet Sarayı’nın temeli atıldı Ankara'da yeni Adalet Sarayı’nın temeli atıldı

CHP'nin Ankara’daki Tüzük Kurultayı’nda Kars Milletvekili İnan Akgün Alp de söz aldı.

Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile demokrasi güçleri arasında ikilemde olduğuna dikkat çeken Alp, “Bir yanda kendisi gibi düşünmeyen herkesi susturan, ‘tek adam sistemi’; diğer yanda taşını, toprağını, ağacını, hayvanlarını, insan haklarını korumak için direnenler var” ifadelerini kullandı. 

"Siyasal yaşan anlayışı tüzüğe açık şekilde yansıtılmalı"

"Bu ikilem karşısında Cumhuriyet Halk Partisi’nin siyasal yaşam anlayışı ve mücadele yöntemi ne olmalıdır?” diye sözlerini sürdüren Alp, “Bu husus tartışılmadan Türkiye’de bir Cumhuriyet Halk Partisi kurultayı bitirilemez. Burada önerimiz, otoriter ve baskıcı bu rejim yerine demokratik parlamenter sistemi esas almak ve toplumsal sorunların çözümünde demokratik ve barışçıl yöntemleri esas almak olmalıdır” dedi. 

Alp, tüzükte yer alan Siyasal Yaşam Anlayışı başlığı maddesine ekleme yapılmasını teklif etti. Alp, mevcut tüzükte yer alan “Hiç kimseyi inancına, siyasi görüşüne, yaşam tarzına, düşüncelerine, etnik kökenine, rengine, diline, cinsiyetine göre ötekileştirilmeden ve toplumu ayrıştırmadan ‘önce insan’ felsefesiyle hareket etmek önceliktir” maddesini delegelere okurken, maddeye ilişkin önerisini şu sözlerle açıkladı:

“Bu maddeye eklemek şeklinde önerim şöyledir: ‘Parti, amaçlarını demokratik parlamenter sistem çerçevesinde hayata geçirmeyi ve her türlü toplumsal sorunun çözümünde demokratik ve barışçıl yöntemleri esas alır.’

Toplumsal sorunlarda barış dili önerisi

Demokratik parlamenter sistemin CHP tüzüğünde yer alması gerektiğini belirten Alp, “Cumhuriyet Halk Partisi’nin siyasal yaşam anlayışı demokratik parlamenter sistemdir. Bunun tüzüğümüzde yer alması gerekir. Bu önerimizle amaç siyasal yaşam anlayışımızın tüzüğümüzde açık şekilde yer almasını sağlamaktır” diye konuştu.
Alp sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yine her türlü toplumsal sorunun çözümünde demokratik ve barışçıl yöntemleri esas alacağımızı eğer tüzüğümüze koyarsak başta Kürt sorunu ve Alevi sorunu olmak üzere ülkemizi, halkımızı, derin acılara boğan ve hala çözüm bekleyen toplumsal sorunlarda mutlaka barışçıl bir dil kullanılması ve bunun parti pratiklerine egemen olması ve böylece kutuplaştırıcı siyasetin aracı olabilecek ve örneklerini son dönemlerde sıkça görmeye başladığımız söylem ve uygulamalar parti siyasal anlayışına aykırı kabul edilecektir.”

Editör: Erva Gün