CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş ve CHP milletvekillerinden oluşan heyet, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli başlıklı müfredatın yürürlüğünün durdurulması istemiyle Danıştay'da dava açtı.
Dava dilekçesinin sunulmasının ardından Danıştay binasının önünde açıklama yapan Özçağdaş, şunları kaydetti:
"Bu müfredatla ilgili olarak çok önemli sorunlar var. Birincisi, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli diye adını koydular. Türkiye Yüzyılı, bir siyasi partinin seçim sloganı. Bu, çok temel bir dokümanı daha baştan politize ediyor. İkincisi, 'maarif' hiçbirimizin kullandığı bir kelime değil. 'Eğitim' kelimesini kullanıyoruz. Bu kelimenin tercih edilmiş olması, aslında meseleye nasıl ideolojik bakıldığını gösteriyor. Buradaki temel hedefin daha baştan itibaren laik eğitime yönelik bir saldırı olduğunu anlıyoruz. Bu modelde hiçbir ihtiyaç analizi yapılmamış. Önerilen model, herhangi bir eğitim kuramına, herhangi bir eğitim felsefesine dayanmamaktadır. İçerisi siyasi bir metinle ders programlarının birbirine karıştırılmasından oluşmuş ikili bir yapı halindedir. Sadeleştirildiği iddia edilmekle birlikte çok daha fazla kavramlar karmaşası vardır. Bunun bilimsel bir metin olmadığını başka nereden anlıyoruz? Kaynakçası yok. Böylesi önemli bir metni kimin ve kimlerin hazırladığını bilmek bir ülkenin hakkıdır. Akademik etik açısından sorunlu. Hayalet yazarlık var. Hiç kimse bu metinleri kimlerin hazırladığını bilmiyor."
"Yangından mal mı kaçırıyorsun?"
Modelin, öncelikle pilot okullarda denenmesi gerektiğini vurgulayan Özçağdaş, şunları söyledi:
"Böylesi kapsamlı bir eğitim programı öneriyorsunuz. Bu önerdiğiniz eğitim programının çalışan modülleri olur, çalışmayan modülleri olur. Bizim eğitim olarak bunları burada anlatmamız bile bir tuhaf. Sayın Bakan diyor ki ‘okul öncesi, 1, 5, 9 hemen başlayacağız.’ Sayın Bakan yangından mal mı kaçırıyorsun? Bu ülkenin deneme okulları var. Bir öneride bulunuyorsun, önerin bilimsel değil. Önerin ideolojik olarak takıntılı. Önerini sen bile test etmemişsin. Hangi modüllerinin çalıştığını, hangilerinin çalışmadığını nereden bileceksin? Mayıs ayında bunu getiriyorsun. Ne kadar zamanda ders kitaplarını geliştireceksin? Dolayısıyla bunun değerlendirilmesi, pilot çalışmasının yapılması ve buna dayalı olarak ders kitaplarının ders materyallerinin geliştirilmesi süreci de atlanılıyor."
"Türkiye'nin kaynaklarını heba etmeyin!"
Özçağdaş, 1,5 ay önce getirilen okul öncesi eğitim programının da değiştirilmeye çalışıldığını belirterek, "Bu Milli Eğitim Bakanlığı 1,5 ay önce başka bir okul öncesi programı ilan etti. Bu insanlar nasıl görevlerini yapıyorlar? 1,5 ay içerisinde binlerce öğretmene oryantasyon verildi, içerikler geliştirildi. Üstelik o program bir uluslararası kurumun da desteğini alarak yapılmıştı. Eğitim bilimcileri açısından daha uygun bir programdı. Tam 1,5 ay sonra şimdi bu program ilanıyla beraber okul öncesi çocuklarının oyun ihtiyacını, onların bilişsel, duyuşsal gelişimlerini göz ardı eden tamamen kerameti kendinden menkul bir program getirildi. Bu arada Bakanlıktan gelen bilgilere göre, bir finansal ceza gelmesin diye 1,5 ay önce başlattıkları programı da hala uygulanacakmış gibi çalışmalara devam ediyorlar. Buradan tüm yetkililere sesleniyorum, Türkiye'nin kaynaklarını heba etmeyin" ifadelerini kullandı.
"22 yılda 4 kez büyük, 18 kez küçük müfredat değişikliği yapıldı"
AK Parti döneminde yapılan müfredat değişikliklerini anlatan Özçağdaş, şöyle devam etti:
"Adalet ve Kalkınma Partisi, 22 yılda dört kez büyük, 18 kez küçük müfredat değişikliği yaptı. Yusuf Tekin 100 yıllık Cumhuriyet tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı'nın başına gelmiş en kötü niyetli, en iş bilmez Bakan'dır, çok açık söylüyorum. Eleştirilerimizin tamamı eğitim bilimleri perspektifindendir. Temel hedef Türkiye'nin laik, bilimsel, nitelikli ve kamusal eğitimini çökertmektir. Yusuf Tekin ve arkadaşları, hayal dünyasında gezerek çoğu kendi üst düzey doktora, yüksek lisans tezlerini hazırladıkları Abdülhamid dönemine dönmek isteyebilirler. Bir zaman makinesi icat edip geriye dönebilirler. Türkiye'nin 86 milyon insanı, yaşadığımız gezegende bu zaman parçasında mutlu, huzurlu, yaşanabilir bir çevrede müreffeh bir şekilde yaşamak istiyoruz. Biz Sayın Bakan ve onun yardımcılarının ideolojik takıntılarıyla evlatlarımızın geleceğinin karartılmasını istemiyoruz."
"Derhal görevinizden istifa edin"
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in tarikat ve cemaatlere ilişkin açıklamalarına işaret eden Özçağdaş, şöyle konuştu:
"Sayın Cumhurbaşkanı'na sesleniyorum; görev aldığınızdan bu yana geçmiş yıllarda olduğu gibi size emanet edilmiş 20 milyon çocuğumuz var. Arkadan gelen milyonlarımız var. Bunları Bakanınızın ideolojik saplantılarına kurban etmeyin. Bakan Meclis'e gelerek 'Sizin tarikat ve cemaatler dediğiniz, bizim sivil toplum örgütü dediğimiz bu kurumlar çocukların dağa gitmesini engelliyor' diyen, açıkça Milli Eğitim Bakanlığına bağlı 1 milyon 154 bin öğretmene hakaret eden, bu öğretmenler çocukların dağa gitmesini engelleyemiyor; kerameti kendinden menkul adamlar okullara girecekler, maketler kuracaklar, çevresinde tavaf ettirecekler, annen öldü diye ağlattıracaklar, camilerde bovling oynatacaklar... Bunlarla çocukların dağa gitmesini engelleyeceklermiş.
Sayın Yusuf Tekin derhal görevinizden istifa etmelisiniz. Sayın Cumhurbaşkanı, ülkenin tüm anayasal değerlerini ayaklar altına alan Milli Eğitim Bakanlığı'nın tüm birikimini yok sayan, sadece kadrolaşmak derdinde olan ve bunu gözü dönmüş bir şekilde yapmaya çalışan Milli Eğitim Bakanı'na izin vermeyiniz.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak başvurumuzun Danıştay'dan süratle bir sonuç alacağını umuyoruz. Bu konuyu kamuoyunda takip etmeye devam edeceğimizi saygılarımızla dile getiriyoruz."