Haber: Deniz Ali Tatar
Puruli Kültür Sanat tarafından düzenlenen ve 11. yılında sinemaseverlerle buluşacak olan Engelsiz Filmler Festivali’ne geri sayım başladı. 2013 yılında “Ankara Engelsiz Filmler Festivali” adıyla yola çıkan festival, 2017 yılından bu yana “Engelsiz Filmler Festivali” adıyla düzenleniyor. “Bir Arada Film İzlemek Mümkün” sloganıyla gerçekleşecek olan festival,bu yıl fiziki gösterimlerini Ankara ve Eskişehir’de gerçekleştirirken çevrimiçi olarak da gösterimlerine devam ediyor.
Festival filmleri; 20-26 Ekim tarihleri arasında Ankara'da Paribu Cineverse ANKAmall, Goethe-Institut ve 4-5 Kasım’da Eskişehir’de Cinema Pink Kanatlı AVM salonlarında izleyicilerle buluşacak. Ayrıca çevrimiçi gösterimlerini de sürdürecek olan festival; bu yıl “Kısa Film Yarışması” kapsamındaki 14 filmini, tüm Türkiye’den 20-26 Ekim tarihleri arasında eff2023.muvi.com adresinden sunacak. Festival hakkında 24 Saat’in sorularını yanıtlayan Engelsiz Filmler Festivali Yönetmeni Kıvanç Yalçıner, bu yıl seçkide yeni filmlerin olduğunu ve daha önce izlenmemiş filmlerin de seçkide keşfedileceğini söyledi.
“Bir arada olabilme kültürünü yaygınlaştırarak film izlemeyi hedefliyoruz”
Engelsiz Filmler Festivali’nin 10 yılı devirmesiyle beraber, izleyicinin festivalin film seçkisinde de değişim yaşadığını söyleyen Yalçıner, “Festivali 2013 yılında başlattığımızda, temelde görme-işitme ve ortopedik engeli olan bireylerin sinemaya erişimini amaçladık. Bir arada film izlemenin mümkün olduğunu amaçlayan bir hedefle yola çıktık festivalle. Geride bıraktığımız 10 yıla bakarsak, bunun bir nebze de olsa başarıldığını görüyoruz. Sinema seyircisinin heyecanla beklediği ve daha vizyona girmemiş yeni filmleri önceki yıllarda seçkiye alamamamızın nedenleri arasında teknik nedenler de vardı. Filmleri ‘erişilebilir’ hale getirirken, yani sesli betimleme ve işaret dili gibi uygulamalar eklerken, ihtiyaç duyduğumuz dijital film kopyalarının üzerlerine yerleştiriliyor. Bu durum, yeni filmlerin korsan korkusu nedeniyle bizim yeni film alma durumumuza engel oluyordu. Ancak pandemiyle beraber, ‘ayrıntılı altyazı’ seçeneğini de filmlere eklemeye başladık. Görme engelliler için sesli betimlemeyi de filmlerin üzerine ikinci bir ses kanalı olarak koymak yerine, ‘Turkcell Hayat Ortağım’ telefon uygulaması üzerinden vermeye başladık. Böylece film kopyalarına herhangi bir müdahalemiz gerekmemeye başladı. Bu durum bizim festivale sezonun yeni filmlerini alma şansımızı arttırdı ve teknik bir yenilenmeyle beraber bu gelişmeyi yaşadık” diyerek, geldikleri süreci özetledi.
Engelsiz Filmler Festivali’nde bir arada olabilmeyi ve daha çok izleyiciye ulaşmayı hedeflediklerini söyleyen Yalçıner, “Belli filmlerin belli festivallerde ilk gösterimleri yapılıyor. Geniş bir izleyici havuzu yok aslında festivallerin ve kısıtlı sayıda bir çevre, filmleri izliyor. Ve bu çevre de yeni filmleri bir an önce festivallerde izlemek istiyor. Bu çok güzel bir şey oluyor, ama sinema sevdalılarının sayısının artması gerekli bence ve festivaller için de bu çok önemli. Engelsiz Filmler Festivali’nde temel amacımız; görme, işitme ve ortopedik engeli olan izleyiciyle beraber ‘bir arada olabilme’ kültürünü, yani farklılıkları zenginlik olarak algılayarak yaygınlaştırarak film izlemek aslında” dedi.
Bir çok filmin ilk kez Ankara’da gösterileceğini söyleyen Yalçıner, “Festivalimizin ‘Parmak İzi’ seçkisinde, “Kerkenez” ve “Yağan Taşlar” gibi yönetmen Ken Loach’In eski filmlerine yer veriyoruz. Bu noktada izleyicilerin daha önce erişme şansına ulaşamadığı filmlere erişmesini sağlıyoruz. Genç izleyicinin de bu filmleri sinema perdesinde görmediğime eminin, onlar içinde şans olacaktır. “Ulusal Uzun Film Yarışması” ve “Kısa Film Yarışması” filmlerinin yönetmenleriyle yapılacak film gösterimlerine ve söyleşilerine katılımın, bir izleyici grubunu yetiştireceğine de inanıyoruz. 'Kaleydoskop' bölümünde yer alan filmlerin tamamı, Ulusal Yarışma’da yer alan “İguana Tokyo”, “Bars” ve “Boşlukta” filmleri ile Ken Loach’ın “The Old Oak” filmi de Ankara’da ilk kez izleyiciyle buluşacak. Bu ilk gösterimlerin olması, aynı zamanda festivale olan ilgiyi de arttırıyor. Böylece festival programı da keşfediliyor ve daha çok izleyiciye ulaşıyoruz” dedi.
“Cumhuriyete Doğru seçkisinde, ilk kez gösterilecek filmler de var”
Festivalde bu yıl “Cumhuriyete Doğru” adında bir bölüm oluşturduklarını söyleyen Yalçıner, seçkiyi şu şekilde anlattı: “9 filmlik bir seçki ‘Cumhuriyete Doğru’ ve toplamda 42 dakika sürecek. 1910’ların sonunda ortaya çıkmış buluntu filmler aslında ve 1925 yılını da kapsıyor. Hollanda Amsterdam’da bulunan tek film mirası ve kültürü müzesi olan EYE Filmmuseum’un arşivinden edinildi filmler. Müzenin küratörlerinden Elif Rongen Kaynakçı tarafından hazırlandı bu seçki. Ankara Goethe-Institut’te olacak gösterimde, Prof. Dr. Ahmet Gürata bir sunum yapacak. İçinde Atatürk’ün olduğu buluntu videolar da var ama, temelde o dönemden Osmanlı ve Anadolu manzaraları göreceğiz. İçlerinde hiç Ankara görüntüsü yok maalesef, ama İzmir ve İstanbul ağırlıklı manzaralar bulunuyor. İlk kez gösterilen film seçkisinde; İstanbul ve Hali̇ç / Türki̇ye (Constantinople and Golden Horn / Türki̇ye), İstanbul’un Çeşmeleri ̇ ve İstanbul’da Türk Kadınları (Fountains of Constantinople & Turkish Women in Constantinople), İstanbul, Güney Avrupa’nın En Büyük Şehriṅden Görüntüler (Constantinople: Landscapes of the Largest City in Southern Europe), İzmi̇r (Smyrna), İzmi̇r - Efes – Selçuk (Smyrna - Ephesus – Selçuk), Türki̇ye - İstanbul - Pathécolor'da İstanbul Çeki̇mleri̇ (Türki̇ye - Istanbul - Istanbul Shootings at Pathécolor), Kızılay Çadırı - Gaumont Graphic (Haber Filmi) [(Gaumont Graphic (Newsreel)], İsmet Paşa’nın İstanbul’a Varışı Pathé's Animated Gazette (Haber Fi̇lmi̇)[Pathé's Animated Gazette (Newsreel)], Balkan Savaşı (Balkan War Compilation) filmleri yer alıyor. Sessiz filmler bunlar ve sesli betimleme eşliğinde gösterilecek.”
Festivalin Kısa Film Yarışması’ına 121 filmin başvurduğunu söyleyen Yalçıner, “14 film finale kaldı ve 3 tanesi Türk yapımı. Aralarında İran’dan Japonya’dan filmler de var. Jüride dijital sanatçı, yazar ve yapımcı Michael Achtman, EYE Filmmuseum kısa ve deneysel film sorumlusu Edith van der Heijde, dijital sanatçı, küratör ve sanat danışmanı Çağlar Kimyoncu bulunuyor. En İyi Film ödülü alan filme 1000 dolar, En İyi Yönetmen ve En İyi Senaryo ödüllerinin sahiplerine ise 500’er dolar para ödülü verilecek. izleyiciler de verdikleri oylarla Seyirci Özel Ödülü’nün sahibini belirleyecek. Bu yıl bir farklılığımız da, ödül heykelciği takdim edeceğiz kazanan filmlere. Ankaralı sanatçı Hayri Şengün, festival için bir ödül heykelciği tasarladı. Bu yıldan itibaren kazanan filmlere bu heykeli sunacağız” dedi.
Kızılay’da ‘festival irtibat noktası’ oluşturduk
Festivalin film gösterimlerinin yavaş yavaş sinema salonlarında yapılmaya başlandığını da hatırlatan Yalçıner, festival salonu ve bu yılki farklılığı şu şekilde anlattı: “Film kopyalarına müdahale edememem meselemiz gündemden çıktıktan sonra, profesyonel DCP kopyalardan gösterim yapmaya başladık. Bundan kaynaklı gösterim alanlarımız sinema salonları ve gösterim makinamız da profesyonel gösterim cihazları oldu. Salonların erişilebilir noktalar olması, festivalimiz için kritik bir nokta aslında. Erişilebilir bir festival yapma iddiasındayız, ama gerçekten ‘erişilebilir’ mekan bulmak epey zor. Ankara’da bulunan Paribu Cineverse’in Ankamall’de bulunan sineması, bu anlamda dört dörtlük bir sinema. Festival seyircisinden aldığımız geri bildirimlerle aslında bu salonu keşfettik biz de. Ortopedik engeli olan seyircimize ‘Festivalimizi hangi sinema salonunda yapmamızı tercih edersiniz?’ diye sorduğumuzda, Ankamall AVM’de bulunan Paribu Cineverse sineması çok tercih edildi. Biz de bu noktada bu yıl, festivali bu salonda yapmak konusunda bir çabaya giriştik. Olumlu sonuçlanması ise, bizim için çok güzel bir gelişme oldu. Ankara şehir merkezinde ise Goethe-Institut’te bulunan sinema salonumuzda da yan etkinliklerimiz olacak. Bu sene için Ankara’da bir farklılığımız var. Kızılay Konur Sokak’ta bulunan, Mülkiyeliler Birliği’nin yanında yer alan ve eski ‘İmge Kitabevi’nin yer aldığı bina, festivalin irtibat noktası olacak. İzleyiciler bizi o noktada bulabilecekler ve festivale dair merak ettiklerini soracaklar. Ayrıca festivalin kataloğunu ve izlencesini de, festival katılımcıları o noktadan edinebilecekler. Ana salonumuz şehir merkezinden biraz uzakta olduğu için, bu sene böyle bir festival irtibat noktası oluşturduk.”
Festivalde “Herkes için İnsan Hakları” forumu düzenlenecek
Festivalde bu yıl “İnsanlık Onuru” bölümü olduğunu ve Mélanie Trugeon’un Kubra, Justine Martin’in Vaha (Oasis), Santiago Zermeño’nun Sessizliği Gör (Regard Silence) filmlerinden oluşan kısa film seçkisi ve Nafiss Nia’nın Öğleden Sonra (That Afternoon) isimli uzun metrajlı kurmaca filminin gösterileceğini söyleyen Yalçıner, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabulünün 75. yılında günümüz dünyasının öne çıkan insan hakları sorunlarına odaklanılacağını söyledi. Ayrıca 22 Ekim 2023 Pazar günü saat 14:00’te bir forum gerçekleşeceğini söyleyen Yalçıner; 75 yıl önce ilan edilen Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nden yola çıkarak, bugün eşitliğe ve eşitsizliğe, adalete ve adaletsizliğe nereden bakıldığının tartışılacağını söyledi. Ayrıca Yalçıner forumda; İletişimci ve Engelli Hakları Savunucusu “Herkes için İnsan Hakları” başlıklı forumda Selen Doğan, gazeteci Gökçer Tahincioğlu ve Türkiye Sağırlar Milli Federasyon Başkanı Bülent Tekin’in konuşmacı olacağını belirtti.