Ceylan Sağlam

Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, bugün birçok kentte coşkuyla kutlandı. Ancak kutlamalar devam ederken, evlerinde kalan ve sınıf etkinliklerine ailenin maddi yetersizliği nedeniyle katılamayan birçok çocuk var.

5 çocuktan 3’ü sinema ve tiyatroya gidemiyor. 10 ailenin 4’ü çocuklarının etkinlik masraflarını karşılayamıyor. Derin Yoksulluk Ağı’nın araştırmalarına göre, her 5 çocuktan biri öğün atlıyor, 6-17 yaş grubunun yüzde 50’si okul kantininden hiç alışveriş yapmıyor. Muhabir Ceylan Sağlam, ekonomik zorluklar yaşayan ailelerle 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın öteki yüzünü konuştu.

3 çocuk annesi Müzeyyen S., “23 Nisan gösterilerine 3 çocuğum da katılamadı. Çünkü imkanımız yetmedi. En ucuz kıyafet 600-700 liradan başlıyor. Birisi katılsa, diğer ikisi katılmasa olmazdı. Alamadık, imkanımız yetmedi. Salı günü de evde bırakacağım, görüp üzülmesinler diye” dedi.

Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk ulusal bayramı olma özelliğini taşıyan ve ülkenin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı her yıl okullarda, resmi geçit törenleri ve çeşitli etkinlikler ile kutlanıyor. Ancak ülkede derinleşen yoksulluk nedeniyle bazı çocuklar, okullarında hazırlanan gösterilerde görev alamıyor.

Tuzluçayır Kadınları Dayanışma Derneği’nde ‘okullarda ücretsiz bir öğün yemek’ için çalışma yürüten 33 yaşındaki Müzeyyen S., 9,10 ve 11 yaşlarındaki 3 çocuğun annesi. Kendisinin ev hanımı olduğunu belirten Müzeyyen S. eşinin kazandığı asgari ücret ile çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor.

“23 Nisan gösterilerine üç çocuğum da katılamadı”

Kıyafet ücretlerinin pahalı olması nedeniyle çocuklarının, okullarda kutlanacak olan 23 Nisan Çocuk Bayramı’nda sınıf gösterisinde görev alamayacağını belirten Müzeyyen S. şunları aktardı:

En ucuz kıyafet 600-700 liradan başlıyor. Beslenme olsun, kıyafet olsun. Birine yapsam diğerine yapmasam olmuyor, üzülüyorlar. Bu yüzden yaptığımda üçüne de yapıyorum. Diğer velilerin çoğu da bizim gibi. Çoğu mağdur, ne yapacağını bilemiyor. Çocuklar, 23 Nisan gösterilerine katılmayı çok istedi. ‘Biz sizi başka yerlere götüreceğiz. Anıtkabir’e gideriz’ dedik. Gösteri kıyafeti bir yana, okul forması yıprandıktan sonra yeni forma alamadım. Bu yüzden sivil kıyafet ile okula gidiyor.

Çocukların beslenmesine ilişkin de bilgi veren Müzeyyen S. “Okula giderken, ekmeklerine bir şey sürüp veriyoruz. Yumurta, süt desen onlar hayatımızda yok. Ekmek arası ile haftanın 5 günü idare ediyoruz” dedi.

                                                                                              Seyhan U.

Tuzluçayır Kadınları Dayanışma Derneği’nden 44 yaşındaki Seyhan U. 2 çocuk annesi. Seyhan U. da bu yılki 23 Nisan gösterilerine, ekonomik nedenlerden dolayı 8 yaşındaki çocuğunun katılamadığını ifade etti. Gösterilerde giyilecek kıyafet parasının ağır geldiğini söyleyen anne şöyle konuştu:

Çocuğum 23 Nisan sınıf etkinliğine katılamayacak. Normalde yaz döneminde okulumuzun açtığı halk oyunları kursu vardı, ona gönderiyordum. Çünkü çocuğumun faaliyette olmasını istiyorum. Sürekli evde kalmasını istemiyorum. Sınıf etkinliğinde hem kıyafet parası hem de eğitmen parası olacaktı, oraya yönlendiremedim. 

Ben kantinde belediyenin yardımından faydalanıyorum. Ama ondan önceki dönemlerde kendim koymaya çalışıyordum. Zorlanıyordum, sürekli aynı tip yiyecekler koyuyordum. Şu an belediyemizin desteği ve kantin fişi olduğu için bir şekilde karşılayabiliyorum. Her çocuğun hakkı bir öğün sıcak yemek. Biz çocuklarımızın sıcak, sağlıklı yemek yemelerini istiyoruz. Çocuklarımıza okuldaki eğitimleri için büyük destekler lazım. Neden eğitimde çoğu şey paralı? Bunların ücretsiz olmasını istiyoruz.

“Veliler çocuklarının eğitim hayatına devam edememesinden korkuyor”

Derin Yoksulluk Ağı’nın Şubat 2024 raporunda, her 5 çocuktan birinin öğün atladığı, eksik beslendiği belirtildi. Bu koşullarda,  velilerin neredeyse yüzde 40’ının çocuklarının eğitim hayatına devam edememesinden endişe ettiği bilgisi de istatistiklerdeki yerini aldı. Raporda, “Ne yazık ki Türkiye’de eğitimde devamlılık birçok öğrenci ve aile için önemli zorluklarla mücadele etmek anlamına gelmektedir. Her 5 çocuktan 3’ünün sinema veya tiyatroya son bir senede hiç gitmediği, 442 bin çocuğun eğitim dışı kaldığı, gelir dağılımındaki bozulmanın devam ettiği şartlar altındayız” denildi.

                                                                                            Önder Uçar

2 çocuktan biri okul kantinine hiç uğramıyor”

Derin Yoksulluk Ağı’ndan Önder Uçar, çocukların 23 Nisan etkinlikleri başta olmak üzere, diğer etkinliklerde yer almamalarına ilişkin şu değerlendirmede bulundu:

Açıkçası çocukların etkinliklere katılamamasına şaşırmadım. Biz kendi saha çalışmamızda temel ihtiyaçların karşılanamadığını gördük. Öte yandan, çok sayıda öğrencinin ancak evlerinden götürdükleri su ile idare edebildiklerini, kantinlerden alışveriş yapamadıklarını biliyoruz. Velilerle yaptığımız görüşmeler de çocukların yüzde 50’sinin kantinden hiç alışveriş yapamadığını söylüyor. Yüzde 35’i de haftada bir kantinden su alışverişi yaptığını söyledi. Bütün bu tablo karşısında böyle bir kutlamaya efor sarf edemeyecek olmaları son derece normal.

Uçar, “Saha çalışmalarında, çocukların sosyal adaletsizlikten nasıl etkilendiğine ilişkin velilerin ne dediği” sorulduğunda ise şu yanıtı verdi:

En fazla aldığımız geri dönüşlerden bir tanesi çocukların hissettiği utanma ve mahcubiyet hisleri… Bunu söylüyorlar. Çocukların içlerinde kalan çok şey var.

O ilde taşımalı eğitime 1 gün ara O ilde taşımalı eğitime 1 gün ara

                                                                                          Kadem Özbay

Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay ise çocuk yoksulluğuna ilişkin şunları söyledi:

Çocuğun temel insani ihtiyaçlarını karşılayamadığı ülke koşulları büyük bir utançtır. Artık biz okullarımızda askıda simit, askıda ekmek gibi güya sosyal yardımlaşma kampanyalarının yapıldığını görüyoruz. Yardıma muhtaç bırakılmış bir toplumdan söz ediyoruz. Bir evin içerisinde emekli ve çocukların çalışmak zorunda olduğunu görüyoruz. Bu da bir ülkenin gelişmişlik düzeyini gösteren bir etkendir. Çocukların sosyal yardıma muhtaç olmaları, eğitim ortamında hem psikolojik hem de insani ihtiyaçlardan yoksun olmaları eğitimin milli güvenlik meselesi haline geldiğini gösteriyor. Çünkü sağlıklı eğitim ortamını ve sağlıklı gelişimini sağlayamadığınız çocuklar, bir şekilde hayatta yaşasa da birçok sağlık, psikolojik sorunu da beraberinde getirecektir.

Editör: Orhan Karadağ