Eğitim

Bakan Tekin: Bu okulların hiçbir hukuki altyapısı yok

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Fransız okullarına ilişkin açıklamasında, "Bu okulların hiçbir hukuki altyapısı yok. Yoğun biçimde de öğrencilerin büyük çoğunluğunu Türk vatandaşları yani Türk çocuklarından oluşturuyorlar. Bu bizim iç hukukumuz açısından bir problem" ifadelerini kullandı.

Abone Ol

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Fransız okulları ile ilgili yaptığı açıklamada, "Bu okulların hiçbir hukuki altyapısı yok. Yoğun biçimde de öğrencilerin büyük çoğunluğunu Türk vatandaşları yani Türk çocuklarından oluşturuyorlar. Bu bizim iç hukukumuz açısından bir problem" ifadelerini kullandı.

Bakan Tekin, Türkiye Ulusal Ajansı ve Avrupa Birliğince desteklenen Language Tree Projesi kapsamında, İstanbul Bilgi Üniversitesi Santralistanbul Kampüsü'nde düzenlenen 2'nci Uluslararası Miras Dil ve Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretimi Sempozyumu'na (ISOHTEL 2024) katıldı.

Burada, Fransız okullarına ilişkin açıklama yapan Tekin, şunları kaydetti:

"Biz yaz aylarında bir süreç başlattık. Ülkemizdeki yabancı okullarla ilgili hukuki süreci kamuoyuyla paylaştık. Örnek olması açısından Fransa ve Fransız okullarıyla ilgili süreci bu anlamda kısaca özetlemek isterim. Türkiye'de Lozan'dan kaynaklanan ve Lozan'da temel hak ve hürriyetler bağlamında tanıdığımız azınlıkların kendi dillerini ve kendi kültürlerini öğrenmelerine ilişkin eğitim veren azınlık okullarımız var. Lozan sonrasında, Lozan mektuplarıyla meşruluğunu, hukukiliğini kabul ettiğimiz yabancı okullar var. Bir de 1940'lı yıllardan itibaren Türkiye'de kurulan, belli başlı ülkelere ait, Fransa bunlardan bir tanesi, okullar var. Bu okulların hiçbir hukuki altyapısı yok. Yoğun biçimde de öğrencilerin büyük çoğunluğunu Türk vatandaşları yani Türk çocuklarından oluşturuyorlar. Bu bizim iç hukukumuz açısından bir problem. Yani bizim mevzuatımıza göre, Anayasamıza ve yasalarımıza göre Türkiye'deki Türk vatandaşı, Türk çocukları sadece Türkler tarafından kurulmuş okullara devam edebilir ya da resmi devlet okullarına devam edecekler. Bunun dışındaki seçenekler hukuki değil.

"Meşruluğunu da hukukiliğini de kabul etmiyoruz"

Yani uluslararası sözleşmeyi yaparsak eğer Türkiye'deki iç hukuku açısından yasaların üstünde bir pozisyonda olduğu için bu okullar hukuk statüsü kazanmış olurlar. Ama bunun karşılığında da biz sizden, sizin ülkenizdeki Türk çocuklarının, Türk vatandaşlarının, Türkçe ve Türk kültürü derslerini alması konusunda bir taahhütte bulunacaksınız. Onlarla ilgili kolaylıklar sunacaksınız. Tartışmanın çıktığı nokta tam da burası. O ülkeler bununla ilgili kendi hukuki mevzuatlarını referans göstererek bu konuda adım atamayacaklarını söylediler. Biz de kendi hukuki mevzuatımızı referans göstererek o zaman bu okulları maalesef Türk öğrenci alamazsınız, meşruluğunu da hukukiliğini de kabul etmiyoruz.

"Yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarımızın haklarını garanti altına almış olacağız"

Özellikle Avrupa'daki Türk çocuklarının Türkçe ve Türk kültürü öğrenmelerine ilişkin ki bu zaten uluslararası hukukun da koruduğu bir alan. Ana dil hakkı diye tüm uluslararası metinlerde, bütün insan hakları metinlerinde, referans gösterilen bir alandan bahsediyoruz, biz aslında farklı bir şey de istemiyoruz. Bu da devam ediyor şu an görüşmelerimiz. Anlatma sebebim, eğer bu görüşmelerimiz sonuçlanabilir uluslararası sözleşmenin altına imza atabilirsek, yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarımızın bu haklarında garanti altına almış olacağız."