Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, Anneler GünüNDEN ÖTÜRÜ bir basın toplantısı yaptı. Nazlıaka’nın konuşması şu şekilde:
“Bugün, bütün dünyada Anneler Günü olarak kutlanmaktadır. Anneler Günü ülkemizde ise 1955 yılından itibaren kutlanmaya başlamıştır. Başta ülkemizin kurucusu ve kurtarıcısı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım olmak üzere ebediyete intikal eden bütün annelerin, anne adaylarının ve yüreğinde anne sevgisi taşıyan tüm kadınların anneler günü kutlu olsun.
Elbette, annelik çok kutsaldır ancak AKP iktidarında kadınlara adeta kuluçka makinesi muamelesi yapılıyor. “Bir çocuk iflas, iki çocuk patinaj, üç eh!, bize dört beş çocuk lazım” gibi söylemlerle, kadınlara çocuk doğurmak dayatılıyor. Kadınların meslek sahibi olmasını ve istihdama katılmasını teşvik etmek yerine, annelik en büyük kariyer olarak sunuluyor. Anne olamayan ya da anne olmayı tercih etmeyen kadınlar, toplumsal bir baskı görüyor. “Anne olmayan kadın yarımdır” sözü ise, bu kadınları daha da incitiyor.
Ülkemizdeki anneler yoksullukla, yoksunlukla, çocuklarının gelecek kaygısı ile erkek şiddetiyle ve işsizlikle sınanıyor. Bugün birçok evde kutlamadan çok gam ve keder var.
Daha birkaç gün önce Manisa’nın Turgutlu ilçesinin Selvilitepe Mahallesi’nde kısa bir süre önce cezaevinden çıkan Mirza Ali E., 3 çocuğunun annesi Hatice E.’yi öldürdü. Manisa’nın Alaşehir ilçesinde yaşayan Buse Demirkıran, evli olduğu Hamza Demirkıran tarafından iki çocuğu uyuduğu sırada öldürüldü.
İstanbul Sözleşmesi’ni hukuksuzca fesih eden, Medeni Kanun’u sil baştan yazmayı planlayan, erken yaşta zorla evliliklerin önünü açmak için fırsat kollayan zihniyet nedeniyle anneler çocuksuz, çocuklar annesiz kalıyor…
Anneler, “adalet” istiyor. Kayıplarının akıbetini soran Cumartesi Anneleri 998 haftadır adaleti arıyor. İktidar ise bu anneleri duymuyor, görmüyor.
Asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığı ülkemizde dün gece kaç anne çocuğunu aç yatırdı?
10 Mayıs’ta TÜİK'in açıkladığı verilere göre bile, Türkiye'de geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 24,1 oldu. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 6,8 iken kadınlarda bunun yaklaşık iki katı (yüzde 12) olarak tahmin edildi. Kısacası; kadınların payına yine işsizlik düştü. Bu koşullar altında anneler ne kendilerini ne çocuklarını yoksulluk kıskacından kurtarabiliyor.
Okullarda ücretsiz öğün uygulamasına son veren iktidar , “1,3,5” çocuk çağrısı yaparken annelerin yürek acısını biliyor mu? Ekmeğin ortalama 10 TL’ye yükseldiği ülkemizde annelerin çocuklarına kuru ekmek dahi yedirmekte zorlandığından haberi var mı?
Anneler, zar zor okuttuğu çocuğunun işsizlik çaresizliğini ve gelecek kaygısını yüreğine yaşıyor. “Ev genci” diye bir tanım oluştu. Hayatının en verimli döneminde çalışamayan gençlerin anneleri, “çocuğuma iş verin” diye sessiz çığlık atıyor.
Ülkemizdeki anneler, sorunlar yumağına hapsedilmiş durumda. Bizler ise hayatımızın üzerine çöken AKP iktidarının karanlığını aydınlığa çevirmek için direniyoruz.
Bütün annelerin güldüğü, çocukların açlıkla sınanmadığı, kadınların şiddet görmediği, istihdama katıldığı, hayatın her alanında eşit temsil edildiği bir Türkiye için mücadele ediyoruz. Tüm çocuklara aydınlık yarınlar bırakmak isteyen biz kadınlar kararlıyız. Gelecek güzel günler biz kadınların ellerinde yükselecek!”