Deniz Ali Tatar
Başkentli müzikseverlerle 38. kez buluşan Uluslararası Ankara Müzik Festivali, zengin konser içeriğiyle fark yaratmaya devam ediyor. Festivalde Türkiye'nin önde gelen sanatçılarının yanı sıra Japonya, Çekya, Rusya, Almanya, Fransa, İtalya, Macaristan, Gürcistan, Norveç, Azerbaycan'dan gelen sanatçılar senfonik konser, modern bale, oda müziği ve caz kategorilerinde seçkin örnekler sunacak.
12 ülkeden 300'ü aşkın sanatçının yer alacağı festivalin içeriğini 24 Saat okuyucuları için anlatan Sevda-Cenap And Müzik Vakfı Genel Sekreteri Pınar Alpay Yüksel, yıllar içerisinde hem dünya müziğindeki değişimler hem de seyirci talebi doğrultusunda farklı zenginliklerin festivale katıldığını söyledi. Bu yıl farklı salonları da bünyelerine kattıklarını söyleyen Yüksel, ayrıca bazı ilklerin de başkentliler tarafından yaşanacağının müjdesini verdi.
“Vakıf ve festival gelenekleri bizim için değerli”
Sevda-Cenap And (SCA) Müzik Vakfı Genel Sekreteri Pınar Alpay Yüksel, festivalin açılış ve kapanışlarının her zaman senfonik konserlerle yapıldığına dikkat çekti. Yüksel, “Festivalimizin açılışı, kurucumuz Cenap And anısına kendisinin vefat tarihi olan 4 Nisan’dır. Kapanışımız ise, vakfımızı 28 yıl boyunca yöneten ve festivali de bu seviyeye taşıyan Mehmet Başman anısına oluyor. Vakıf gelenekleri ve festival gelenekleri, bizim için son derece değerli. Her zaman festivalde ona göre uygulama yapıyoruz. Genç müzisyenlerin yer almasının yanı sıra, Türk ve yabancı solistlerin iş birlikleri ve özel yılların kutlanması bizim için değerli” dedi.
38. Uluslararası Ankara Müzik Festivali’nin Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestrası ile başladığını söyleyen Yüksel, yurt dışındaki başarılarıyla adından söz ettiren klasik gitarist Özberk Miraç Sarıgül’ün orkestra ile sahne aldığını belirtti. Yüksel, “Klasik gitar dünyasında Ankara’nın yeri çok farklıdır. Sevda-Cenap And Müzik Vakfı da bu alanda ciddi çalışmalar yapar. Bu konser tüm müzikleri birleştiren farklı bir yapıya sahip. Ayrıca, Türkiye’nin Ankara dışındaki orkestralarını da destekliyoruz. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestrası, daha önce de festivalimizin açılışını yapmıştı. Bu yıl da harika bir açılış yaptılar” dedi.
Vakfın 50. yaşı kutlanıyor
Bu sene iki farklı salonun da festivale eklendiğini söyleyen Yüksel, “Vakıf 50 yaşında, festivalimiz aslında geçen sene 40 yaşında olacaktı ama pandemi nedeniyle ertelediğimiz için festivali olamadı. Ancak 40. Festivali yapmamıza da çok az kaldı. Bu sene, yabancı misyondan çok ciddi katkılar var. Bilet fiyatlarımızın sponsorlarımızın sayesinde öğrencilere uygun olabilmesi bizi mutlu ediyor. Şu anda festivalimizi, vakfın öz kaynaklarıyla yapmaya ve ilerletmeye çalışıyoruz. Festivalimiz seçimden sonra başladı ve bir bayram arası verdikten sonra devam edecek. 14 etkinlik birden var festivalde ve hedef, izleyiciler daha fazla etkinliği festivalde izleyebilsin. Kimsenin bir konserin içinde kaldığı için kaçırmasını istemeyiz ve takip etmesini isteriz” dedi.
Festival programındaki her bir konserin aslında hepsinin farklı kategorilerin temsilcileri olduğunu söyleyen Yüksel, “Çünkü esasında festival, ilk olarak klasik müzik temel alınarak oluşturulmuş. Yıllar içerisinde hem dünya müziğindeki değişimler hem de seyirci talebi doğrultusunda farklı zenginlikler festivale katıldı. Farklı mekanda farklı müziğin yaşantısı daha uzun oluyor bence. Her yıl bambaşka zenginliği festival bünyesine dahil ediyoruz ve genç kalmaya çalışıyoruz.” dedi.
5 Nisan’da WA Leauge – Japon Davul ve Aslan Dansı Gösterisi’nin program duyurulduğundan bu yana oldukça dikkat çektiğini söyleyen Yüksel, “Japonya’dan geleneksel dansları ve müzikleriyle bizimle oldular. Özellikle aslan dansını çok önemsiyorlar ve harika bir şov yaptılar” dedi.
Festival dünya çapındaki isimleri ağırlıyor
Programdan söz etmeye devam eden Yüksel, festivalde yer alacak konser ve gösterileri de anlattı:
“6 Nisan’da Almanya’dan Delattre Modern Dans Topluluğu sahne aldı. Özellikle Alman-Fransız dans ekolü dikkat çekiyor. Ankara’dan iki seyirci topluluğu çok ayrı bir yerdedir. Birisi Caz, diğeri de modern dans topluluğudur. Bu sebeple Delattre Modern Dans Topluluğu, çok modern ve çağdaş ilerliyor. Caz ile ilgili de bu sene programımıza etkinlikler koyduk. Finlandiya, Norveç ve İskandinav ülkelerinin Caz toplulukları, Amerika’ya göre başka bir ekolde. Bu noktada Tord Gustavsen çok bambaşka bir isim. Gustavsen, Norveç’ten Sterinar Raknes ve Jarle Vespestad ile gelip 23 Nisan’da harika bir konser verecek. 27 Nisan’daki Spin Caz ise hem Ankara’dan hem de Türkiye geneline yayılmış 6 çok iyi müzisyenin bir araya geldiği şahane bir konser olacak. Ferit Odman ve Yahya Dal özellikle alanlarında çok başarılı isimler. Çok heyecanlandığımız gecelerden bir tanesi de, L’Astree Barok Topluluğu’nun 26 Nisan’da Resim Heykel Müzesi’nin konser salonunda yapacakları konser olacak. İtalya’dan gelecek topluluk ve yıllar sonra ilk kez Resim Heykel Müzesi salonunda konserimiz olacak. Festivaller için ilk seslendirmeler ve projeler yaratmak çok değerlidir. Bu noktada ilk seslendirmemiz, 29 Nisan’da Bilkent Konser Salonu’nda 'Gılgamış, Parlando Opera Konser Versionu' gerçekleşecek. Besteci Onur Türkmen, Gılgamış üzerine çalışmalar yapmış ve çağdaş bir yorumla bu konser oluşturuldu. Ekipte 4 korist ve birçok anlatıcı bulunuyor. Librettist Şebnem İşigüzel ve şef Orhun Orhon da uzun süredir bu konser için prova yapıyor. Bir bakıma kağıttaki notaların, seyirciyle ilk buluşması yaşanacak.”
Festivalde yapay zeka da kullanılacak
Ankara Müzik Festivali kapsamında ilk kez dijital bir çalışma olacağından bahseden Yüksel, “Benim bulduğum bir fikirle, ortak bir çalışma sonucu ortaya çıktı bu proje. 28 Nisan’da Hacettepe Erken Müzik Topluluğu, ‘Bach & Telemann Türkiye’de’ adlı bir konser verecek. CerModern içerisinde bulunan Flow Dijital Sahne’de, günümüz teknolojisiyle 16. ve 17. yüzyıl dönem müziklerinin üzerine Türk enstrümanlarının ve müzikleri bir arada deneyimlenecek. Dikdörtgen bir alanda olacağız ve tüm duvarlarda yapay zeka özellikli Barok dönem görselleriyle dolu olacak. Değişen görsellerin içinde o dönemin müzikleri deneyimlenecek. Bir oturma düzeni oluşturulacak ve 50 dakikalık 2 seans halinde sunulacak” diye anlattı.
CSO Ada Ankara’da Avrupa Oda müziği konserleri olacağını söyleyen Yüksel, “Hırvatistan’dan Zagreb Quartet, 16 Nisan’da sahne alacak. Oda müziklerinin her biri, çok farklı tatlara sahip. Ayrıca festival aracılığıyla gelecek yabancı topluluklara, Türk bestecileri tanıtabiliyorsunuz veya önerebiliyorsunuz. Onlar da bu eserleri, kendi repertuvarlarına katıp kendi yurt dışı konserlerinde de seslendirmeye devam ediyorlar. Zagreb Quarte ve Anima Musiciae, birer Türk eseri çalacaklar konserlerinde” diye anlattı.
“Ankara’nın sanatsal kapasitesinin yansıtılmasını hedefliyoruz”
Konservatuar öğrencileriyle yabancı konuklarını bir araya getirmeyi önemsediklerinden bahseden Yüksel, “17 Nisan’da Çankaya Sahne’de konser verecek olan Prag Filarmoni Nefesli Beşlisi için heyecanlıyım. Ayrıca kendileri konservatuarda bir workshop da düzenleyecekler. Ayrıca keman sanatçısı Veriko Tchumburidze de workshop yapacak. Ankara’daki üç konservatuarla beraber çalışıyoruz ve festivalimizde her zaman onları ağırlıyoruz. Bugüne kadar iki şefimiz ve iki piyanistimiz de, bu festival sayesinde yurt dışındaki eğitimlerine gittiler. Bazen yurtdışından bir orkestra geliyor, solisti gelemiyorsa biz Türk solist veriyoruz. Konsere çıktıktan sonra o solist, konser bitiminde beraber çıktığı ülkenin temsilcilerinden davet alıyor. Bir şekilde festival de amacına ulaşmış oluyor” diyerek sözlerini noktaladı.
30 Nisan'a kadar seyircilerini bekleyen festival hakkında daha fazla bilgi için tıklayınız