Orta Doğu'da İsrail ile İran arasında yaşanan gerilim bölge ülkelerinin yanı sıra gelişmekte olan ülke piyasaları üzerinde de etkili oluyor.

Utku Şensoy

Karşılıklı füze ve dron saldırılarıyla taraflar birbirlerine güç gösterisi yaparak kapasitelerini sergilerken, olan yine kırılgan ülkelerin ekonomilerine oluyor. Gelişmekte olan ülkelerin borsa ve hisse senedi piyasaları son iki yılın en kötü haftasını geçirdi, altın ve petrol fiyatlarındaki yükselişi tetikledi, bu ülkelerin para birimleri değer kaybetti.

Washington ve Moskova’nın yakın takibinde Tel Aviv-Tahran bilek güreşi sürerken, İsrail, 1 buçuk milyona yakın sivilin yaşadığı Refah kentine saldırı hazırlığında. Her ne kadar ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, İtalya'daki G-7 Zirvesi'nde İsrail’in Refah’a yönelik kapsamlı bir askeri operasyonunu desteklemediklerini ifade etse de bunun danışıklı dövüş olduğu ayan beyan ortada. Tırmanan İsrail-İran geriliminin, bölgesel savaşa dönmesini bekleyenler, bunun sonucu petroldeki 100 dolar psikolojik seviyesinin geçilip, kırılgan ülkelerdeki enflasyonun daha da yükselip, faizlerin tetiklenebileceğine dikkat çekiyor. İşin özü kasası boş olan kırılgan ülkelerin halkları, savaşan ya da birbirlerine füze sallayan ülkelerin halkları kadar yıpranacak.

Bölgede tansiyon her geçen hafta biraz daha yükselirken, Kızıldeniz'deki doğalgaz LNG ticaretiyle, konteyner gemilerinin geçişlerinde büyük sıkıntılar yaşanıyor. Yemen'deki Husilerin Kızıldeniz'de İsrail ile bağlantılı ticari gemilere yönelik saldırılarının artması gemicilik sektörünü derinden etkiledi. Gemicilik şirketlerinin rotalarını Kızıldeniz'den Ümit Burnu'na kaydırması, büyük bir kısmını da askıya alması yüzünden, Kızıldeniz'de geçtiğimiz yılın ilk çeyreğinde 8 bine yakın olan konteyner gemi geçişleri, bu yılın aynı döneminde 3 bin 500’ün altına düştü.

***

İhracatta yeni hedef Balkanlar

Etrafımızda yükselen tansiyon ihracatçımızı farklı Pazar arayışlarına Batıya yöneltti. Arnavutluk, Bosna Hersek, Bulgaristan, Hırvatistan, Karadağ, Kosova, Makedonya, Romanya, Sırbistan, Slovenya ve Yunanistan’dan oluşan 11 Balkan ülkesi Türk ihracatçılarının yeni gözdesi haline geldi. İhracatçılarımız, Balkanlardaki bu ülkelere yılının ilk çeyreğinde; 6 milyar dolara yakın ürün ihraç etti. En çok ihraç edilen ürünlerin başında kimya, otomotiv endüstrisi ve çelik sektörü geliyor. Türkiye’de uzun yıllardır ihracatın lider sektörü olan otomotiv endüstrisi, Balkanlarda bu yılın ilk çeyreğinde liderliği kimya sektörüne kaptırdı.

Kekiğimizle Dünyayı Besliyoruz

60 milyon nüfusun yaşadığı, mültecilerle birlikte 70 milyona ulaşan 11 Balkan ülkesinin ithalatı 500 milyar doların üzerinde. Türkiye, tarihi bağlarıyla bu ülkelere yıllık 20 milyar doları aşan ihracatını, kısa sürede 50 milyar dolara çıkarmayı hedefliyor.

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Demir ve Demir dışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Yalçın Ertan, Balkan ülkelerine iğneden ipliğe her şeyi ihraç edebileceğimizin altını çizerek, Kimya ve çelik sektörleri, otomotiv endüstrisinin yanı sıra, demir ve demir dışı metaller, elektrik-elektronik, tekstil, mobilya ve makine sektörlerinin de bu pazarlarda talep gördüğünü vurguluyor.  

***

Kuru incirde yeni rota Kuzey Amerika

Son zamların ardından kuruyemişçiye gitmek, bu sağlıklı ürünlerden iki üç çeşit almak dar gelirli için hayal olmaya başlarken, Cennet meyvesi olarak adlandırılan kuru incirde yeni sezonda yüzler gülüyor.  Yurdum insanının büyük kesimi için satın alması hayli zorlaşan kuru incir, iç pazardan dış pazara yönelmeye başladı. Bu üründe sezonun ilk yarısında ihracat yüzde 21 arttı. Türkiye’nin üretim ve ihracatında dünya lideri olduğu kuru incir, yurttaş için ulaşılması zor ürünler sınıfına girerken, 2023-24 sezonun ilk yarısındaki ihracatımız 179 milyon dolardan 216 milyon dolara çıktı.

Kuru Incirde Dünya Lideriyiz
Yeni girişimler ve pazarlama taktikleriyle, Ege İhracatçı Birlikleri bünyesindeki 6 gıda birliğinin Amerika Birleşik Devletleri’nde Türk gıda ürünlerine talebi artırmak için sürdürdüğü “Turkish Tastes” isimli TURQUALITY Projesi, Türk kuru incirine talebi arttırdı. Ege İhracatçı Birlikleri Sürdürülebilirlik ve Organik Ürünler Koordinatörü Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, kuru incirde dünya üretiminin ve ihracatının yüzde 60’a yakınını tek başına gerçekleştiren Türkiye’nin, 101 ülke ve gümrüklü bölgeye 48 bin tona yakın kuru incir ihraç ettiğini ifade etti. Onları bu başarılardan dolayı kutlarken, cennet meyvesinin dünyadaki tüm varsıl insanlar gibi, yurdum dar gelirli yurttaşlarına da şifa vermesi için “ulaşılabilir olmasını” temenni ediyoruz.

***
 

Mobilya, kağıt ve orman ürünlerinde hedef 12 milyar dolar

İnsanımızın gayretli, girişimci karakteri yüzünden bulunduğumuz coğrafyada yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen sektörel bazda gurur verici başarılı haberler gelmeye devam ediyor. Bunlardan biri de Mobilya, kâğıt ve orman ürünleri sektörü. Sektör, geçen yıl 8 milyar dolar olan ihracatını 2028 yılında 12 milyar dolara taşımayı hedefliyor. 

Ege Mobilya Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ali Fuat Gürle, odun dışı orman ürünleri olan tıbbi ve aromatik bitkilerde son yıllarda büyük aşama kaydedilip, ABD, Almanya ve Fransa’ya ihracatta yüzlerin güldüğünü ifade etti. İhracatçımız, dünya lideri olduğumuz kekik, defne ve biberiye gibi odun dışı orman ürünlerinin, “Tıbbi ve Aromatik Bitkiler” gücünü, “Türk Bitki Çayı” markası tanıtımıyla dünyaya gösterme çabasında. Odun dışı orman ürünleri ihracatında en güçlü olduğumuz ürün olan kekik ihracatının yüzde 94’ünü Ege Bölgesi gerçekleştiriyor. Kâğıt Sektöründe ise, İran, Mısır ve İngiltere ihracat yaptığımız başlıca pazarlar arasında. Mobilya sektöründe de geçtiğimiz yıl Almanya, Hollanda ve ABD’ye yapılan ihracatta önemli aşama kaydedildi.