Klinikte rutin muayenelerimiz sırasında en çok karşılaştığımız sorun şüphesiz diş sıkma oluyor. Günlük hayatın getirdiği sorumluluk ve dolayısıyla üzerimizdeki stresin artması bunun en büyük sebeplerinden biri.
Diş sıkma yanı tıbbi adı ile bruksizm aslında iki farklı tipte görülüyor. Birincisi gündüz uyanıkken diş sıkma, diğeri ise gece uyurken diş sıkma/diş gıcırdatma şeklinde olabiliyor. Gündüz görülen tip daha çok stres ile alakalı iken gece gördüğümüz tip ise daha komplike nedenlere dayanıyor. Diş sıkma en çok orta yaş grubu kadınlarda görülse de zaman zaman çocuklar dahi bu rahatsızlığa sahip olabiliyor.
Hastalarımız bazen sabah uyandıklarındaki baş boyun ağrıları, çene kilitlenmeleri ile bu durumu kendileri fark edebildikleri gibi bazen de aynı odayı paylaştıkları bireyler gıcırdatma esnasında çıkan sesler ile hastaları uyarabiliyorlar.
Muayene esnasında diş sıkma olduğunu tespit ettiğimiz bir hastada ilk aşama nedeni tespit edebilmek. Sizler için olası nedenleri sıralamaya çalışacağım;
Dişlerdeki ortodontik bozukluklar
Çene eklemindeki hasarlar
Dolgular veya kaplamalardaki düzensizlikler
Özellikle arka bölgedeki diş eksiklikleri
Yüz yapısı, dolayısıyla çene kemiklerini ilgilendiren morfolojik bozukluklar
Uyku bozuklukları
Reflü, alerjiler, genizeti gibi uyku kalitesini etkileyen hastalıklar
Uzun süreli antidepresan kullanımı
Alkol/kahve/sigara kullanımı
Kalsiyum/magnezyum yetersizliği
Dönem dönem artan stres/ anksiyete/ korku ve bunlara bağlı depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklar.
Hastalarımızda tüm bu faktörlerden özellikle diş hekimliği alanı ile ilgili olanları değerlendirip gerekirse diğer branşlar ile yardımlaşma yoluna giderek nedenin belirlenmesine öncelik veriyoruz.
Diş sıkma sonucunda dişlerde kırıklar, çatlaklar, diş minesinin aşınması ve kaybedilmesi, dişlerde hassasiyet, dişeti problemleri, çene ekleminde kısıtlılık veya anormal sesler, çiğneme kaslarının uzandığı baştan boyun bölgesine kadar ağrılar ve sertlikler, sabah yorgunluğu, ilk uyanmada çene kilitlenmeleri gibi hastalarımız içi oldukça yıpratıcı olabilen bulgular görebiliyoruz.
Benzer şikayetleri olan kişiler için tavsiyem özellikle dişlerde hassasiyet başlamışsa ve eklem sorunları yaşanıyorsa bir an evvel tedaviye başlamaları yönünde olacaktır. Çünkü eklem rahatsızlıkları ilerlediğinde tedavisi oldukça güç olan gruptadır.
Tedavimizde ilk basamağımız tabii ki gerekli diş tedavilerinin yapılması oluyor. Ancak bazen diş sıkma hastanın yaşam kalitesini ciddi anlamda etkiliyorsa çiğneme kasının gücünü dengeleyebilmek ve akut durumu yönetmek için çiğneme kaslarına botoks uygulaması yapılabilmektedir. Bu şekilde kontrolsüzce büyüyen ve gelişen çiğneme kasının normal sınırlarına yaklaşarak küçülmesi ve kuvvetinin azalması amaçlanmaktadır. Bu işlem hekim tarafından yapılması gereken, nispeten ağrısız etki süresi 5-6 ay olan bir tedavi yönetim sürecidir. 
Bir diğer yöntem olarak geceleri takılan sert şeffaf plaklar bulunmaktadır. Bu plaklar kişiye özel yapılmalı, eklem hareketlerine ve çiğneme kaslarına yön verici özellikte olmalıdır. Doğru şekilde yapıldığında hastalar için rahatlatıcı görev görürler.
Asıl tedavi daima nedene yönelik olmalıdır. Bu nedenle iç hastalıkları, kulak burun boğaz, psikiyatri gibi alanlarla beraber süreç yönetimi gerekebilmektedir. Süreci her ne kadar uzun ve zorlu görünse de bazen çözüm oldukça basit de olabilmektedir. Bu nedenle tedavinin ilk basamağı olan diş hekimi ziyaretini bir an önce yapmanızı tavsiye ederim.
Hepinize bol gülümsemeli bir hafta diliyorum.