Utku Şensoy
Yeryüzü cennetidir Anadolu, tarih boyunca bu topraklarda yaşamanın zor olduğunu, bunun bir bedeli olduğunu öğrendik. Asırlardır kavimlerin hedefi haline gelmiş en gözde yerdir Anadolu’muz. Belki de bu yüzden her şeyi uçlarda yaşarız. Ya da hep kötü yönetildiğimizden olabilir mi yorumu herkesin vicdanına bırakıyoruz…
Dünyanın pek çok yerinde deprem olur uygar ülkeler birkaç kayıpla atlatır, ki çoğunlukla o kayıplar da panikten koşuşturup düşenlerde olur. Bizde ise hemen hemen aynı büyüklükteki depremlerde yüzlerce, binlerce büyük kayıplar veririz, ağır hasarlar yaşarız!
Demokrasi konusunda mangalda kül bırakmayan Avrupa 3-5 yüz mülteci alır, Fransa örneğindeki gibi, “France terre d'asile” (Fransa sığınma ülkesi) sığınmacılara kucak açıp onların haklarını en iyi kendileri savunduklarını iddia ederler ama sadece işlerine yarayan, ülke kurallarına harfiyen uyanlara oturum verip, geri kalanları moloz gibi sınır dışına atarlar. Bizde ise ülkelerin 3-5 yüz bilemediniz birkaç binle sınırlı kalan kabul ettikleri sığınmacı sayısı, birkaç milyona çıkar, ülkemize gelenler züccaciye dükkanına giren filler gibi davranış sergiler, mafyavari işlere bulaşıp birbirlerini gırtlaklarlar!
Elin gavurunun tepesi atar kasabada birkaç kişiyi katleder seri katilin vukuatları diye günlerce yayınlar yapılır, yazılıp çizilir, uzman görüşleri eşliğinde kamuoyuna duyurulur, bir daha yaşanmaması için kafa patlatılır. Bizde ise hemen her gün bir kadınımız, kızımız sözde en güvenli oltamı olan aile bireylerince kocası, babası erkek kardeşlerince sokak ortasında katledilir, sıradan üçüncü sayfa haberi olur!
Adamların motosiklet sürücüleri hız yüzünden kontrolü kaybedip kaza yapar yaşamını yitirir. Bizde ise motosiklet sürücüleri ve kuryelere saygı gösterilmediği için, herkesin babasının yolu bellediği ana yollarda ya kazada kim vurduya giderler ya da hızını alamayanlar ekmek derdindeki kuryeyi bıçaklayıp katleder.
Medeni ülkelerde sis ya da kar yağışı nedeniyle bazen yaşanan zincirleme trafik kazaları olur sadece araçlar hasar alır, en fazla birkaç yaralı ya da olsa olsa birkaç ölüm meydana gelir. Bizde ise, bırakın şehirlerarası yollardaki feci kazaları, kent merkezlerinde bile sürekli ölümlü kazalar yaşanır!
Avrupa’da azılı terörist dedikleri gruplar küçük operasyonlarla yakalanır en fazla birkaç kişi çıkar. Bizde ise terörist saldırılar onlarca yüzlerce yaratığın ağır silahlarla insafsızca katliamlarıyla ya da intihar saldırılarıyla gerçekleşir!
Dünya genelinde ekonomik kriz olur ülkeler enflasyonun birkaç puan yükselip alım gücünün en çok yüzde 5-6 puan azalmasıyla buhranı atlatır. Bizde ise enflasyon beşer, onar puan yükselir, dar gelirlinin alım gücü bir anda yüzde 80-90 azalır elindeki parası pul olup namerde muhtaç duruma düşer!
Ekonomik krizin yıkıcı biçimde derinleştiği bu dönemde yurdum insanı yoksulluğa mahkum olup, alım gücü eridiği için borçla geçinmeye çalışıyor. Ancak yaşadıklarımız salt bugüne mahsus değil. “Borç yiğidin kamçısıdır, Borç ödenir, kira ödenmez, Borçtan korkma, alacaktan kork” gibi atasözleri borç almayı olumlayan ve destekleyen sözler bugünün ekonomik koşullarında ortaya çıkmamıştır. Anadolu insanı oldum olası makus tarihini yenememiş, hesapsız, çapsız, liyakatsiz yönetimler yurdum insanının sırtındaki bu ağır yükü bir türlü kaldırmamış ya da kaldırmayı başaramamıştır.
Böylesine zor şartlar altında yaşam savaşı veren insanımız, başı her dara girdiğinde ya tefeciye ya da bankaya başvurur. Bu nedenle son dönemde bankaların bireysel kredi ve kredi kartları alacakları 3 trilyon lirayı aştı. Borcunu ödeyemeyen yurttaşlar ise, icraya düşüyor. Bankaların kredi kartı ve kredi alacakları 60 milyar liraya dayandı. Hal böyle olunca yurttaşın dişinden arttırıp güç bela edindiği gayrı menkullerine seri hacizler başladı! Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü verilerine göre 2023 yılında tapular üzerinde uygulanan e-haciz sayısı 6 buçuk milyona yaklaştı! Yurttaşın bin bir güçlükle elde ettiği gayrı menkulü haraç mezat satılınca ya da el konunca konut sahipliği oranı da düşmeye başladı. Bir yanda inşa edilen yeni konut sayısı artarken, diğer yanda konut sahipliği oranı 2014 yılından beri düzenli olarak düşmeye devam ediyor. Ödeyemediği borçları yüzünden gayrı menkullerine el konulması yüzünden yakında her iki yurttaştan biri kiracı konumunda olacak!
Kredi kartında da tablo hayli karanlık. Takibe düşenlerin sayısında hızla artış yaşanıyor. Bireysel kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe intikal edenlerin sayısı 2024 yılı Ocak-Mart döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 67 buçuk oranında artarak 323 bine yükseldi.
Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi verilerine göre, bireysel kredi ve kredi kartı borcunu ödememiş gerçek kişilerden borcu devam etmekte olan kişi sayısı, Mart 2024 itibarıyla 3 milyon 750 bin kişiye yaklaştı. Kredi kartı faizlerinde son bir yılda yaşanan hızlı yükseliş, Mart 2023'te yüzde 1 virgül 66’dan Mart 2024'te yüzde 3 virgül 96'ya, Nisan 2024'te ise yüzde 4 virgül 55'e yükseldi. Bu oranlara vergiler de eklendiğinde aylık gecikme faizi oranı yüzde 6’ya ulaşıyor. Ticari kredi konusu ise, küçük-orta ölçekli ticaret erbabı için hançerlenmek kadar ağır bir durum!
Tüm bu rakamlara bakınca şöyle bir tablo ortaya çıkıyor;
“Önümüzdeki dönemde ödeme güçlüğü içindeki insanımızın ötelemeye başlayıp geciktirdiği kredi kartı faizlerinin ödenmesi her ay daha da katlanacağı için büyük çaplı ödeme zorluklarının yaşanacağını söylemek için kahin olmaya gerek yok. Buna bağlı olarak takibe düşenlerin sayısının her geçen gün daha da artması kaçınılmaz. Yüksek kredi faizi, kredi kartı ödeme zorluğu derken çiftçi, üretici ve küçük esnaf da dahil tüm dar gelirli ve emekliyle asgari ücretlinin durumu bir çözüm bulunamazsa eskisinden çok daha kötü olacak.”