Zeki Müren ve kopyaları

Orhan GÜRDİL Sanat güneşimiz Zeki Müren, 1954 yılında İstanbul Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Akademisi Süsleme Bölümü’nden mezun olmadan bir yıl önce, Türk film...

Abone Ol
Orhan GÜRDİL Sanat güneşimiz Zeki Müren, 1954 yılında İstanbul Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Akademisi Süsleme Bölümü’nden mezun olmadan bir yıl önce, Türk film ve sahne sanatının erişilmez oyuncusuydu. Film yapımcısı olan Cahide Sonku, henüz talebe olan zeki Müren’e film çekme teklifinde bulunmuştu. Zeki Müren, “Beklenen Şarkı” adlı gişe rekorları kıran filmini çekmeden önce 1 Ocak 1951 yılında, rahatsızlanan Perihan Altındağ’ın iptal edilen programına katılmıştır. Refik Fersan’ın daveti üzerine İstanbul Radyosu’nda 45 dakika süren ilk canlı konserinin bitiminde radyoyu tek fon açıp okuyanın kim olduğu sorulduğu zaman şöhret yolunda ilk adımını milyonlara sesini duyurarak atmıştır. Zeki Müren esasen 1950 yılında Şükrü Tunar’ın “bir muhabbet kuşu da ben olurum” şarkısı ile sesini tüm Anadolu’ya iletmiştir. Müren, 26 Mayıs 1955’te İstanbul’da Küçükçiftlik Gazinosu’nda ilk sahne çalışmalarına başlamıştır. Ünlü sanatçı, Osmanlı’dan günümüze kadar alaturka sahne dünyasına modernlik getirmiştir. Sahne kostümleri, saz ekibinin takım giyimi, “T pisti” gibi yeniliklerle her geçen gün şöhretine şöhret katarken ona özenen ve benzemek heveslisi olan genç yeni sesler de ülke genelinde şehirlerde sahne çalışmalarına başlamışlardır. Adnan Pekak Ankara'da Rüzgârlı Sokak’ta bulunan Kazablanka adlı eğlence mekanına çıktığı zaman, müzikseverler bu genç ve çok da zarif sanatçıyı zeki Müren’e rakip görmüşlerdir. Adnan Pekak da sahneye makyajlı allı pullu çıkıp saatlerce her dinleyeni memnun eden bir program sunmaktaydı. Adnan Pekak, Ankara gazinolarında 4 yıl süren başarılı çalışmalara imza atmış, bu arada pek çok beste yapmıştır. “Bak sen şu dünyanın haline”, “Gönlüme sızı verme” ve çok tutulan “aman yenge utanmıyor musun sen?” parçası bir dönem herkesin ağzına sakız olmuştur. Zaman çabuk geçmiş, geleceğini garanti altına almıştır. Şarkıcı, aşırı derecede kilo alınca sahnelere çıkmamaya karar vererek Ankara'da Maltepe semtindeki evinde inzivaya çekilmiştir. Bir dönem Ankara gece hayatının renkli sanatçısı olan Pekak, 1 Ocak 1937 de doğmuş, 24 Şubat 1917’de hayata gözlerini yummuştur. Bir devrin starının ne yazık ki cenazesine komşuları kaldırmıştır. Devran Çağlar Ankara gece hayatına uzun yıllar sesiyle renk katan bu sanatçımız da sahneye zeki Müren benzeri tavırlarla çıkıp sevenlerine doyumsuz geceler yaşatmakta iyiydi. Ankara Çankaya’da “Bizon” adlı gece kulübünde uzun yıllar çalışan takma kirpikli, rujlu genç; İstanbul gazinolarından cazip iş teklifleri alınca soluğu mega kentte almıştır. Devran Çağlar, İstanbul sahnelerinde daha da cüretkâr olup tuvalet giyip şarkılarını bir kadın havasında okumaya başlamıştır. 1 Ocak 1963 yılında dünyaya gelen devran Çağlar, 15 Ağustos 2019 da İstanbul’da geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetmiştir. Bizon adlı gece kulübünde devran Çağlar’dan sonra Ankara radyolarının ve TRT’nin ünlü ismi, bestekar, udi; söz yazarı Necdet Tokatlıoğlu program yapmaya başlamıştır. Sesi ve besteleri ile gece kulübünü dolduran Necdet Tokatlıoğlu da İstanbullu işveren gazino patronlarından aldığı cazip teklif üzerine İstanbul’un yolunu tutmuştur. Zeki Müren’in sahnelere getirdiği yeniliklerin yanı sıra kostümleriyle de ilgi çektiğini gören pek çok erkek şarkıcı, her ne kadar allı pullu kostümler giymeseler de insanın ruhunu karartan kara kostümleri üzerinden atmışlardır. Ankara'da uzun yıllar sahne çalışması yapan ve geçen yıl vefat eden ünlü sanatçı Yeşim Salkım’ın babası olan Dursun Salkım ise sade giyimi ile beğenilen bir isim olmuştur. İstanbul’da Adnan Şenses, Ahmet Özhan, Erol Büyükburç, Barış Manço, Cem Karaca, Ferdi Özbeğen gibi alaturka ve pop müzik sanatçılarının pek çoğu zeki Müren’in açtığı bu gösterişli sahne kıyafetlerine nispeten uyan sanatçılardan bazıları olmuştur. 1991 yılında bugünün ünlü Tarkan’ı İzmi Güzelbahçe’de bir sahil gazinosunda simli gömlekler giyip uzun saçını sağa sola savurarak şarkı söylerdi.