Ayşegül Arslan
Bursa Nilüfer Belediyesi, Nilüfer Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ve Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı (BEBKA) ortaklığında 29 Ocak 2024’te, Karaman Dernekler Yerleşkesi’nde “Zehirli Bitkiler” eğitimi düzenlendi. Tıbbi Aromatik Bitkiler ve Bitki İşleme Tesisi Distilasyon Merkezi Projesi kapsamında bitkilerle ilgili eğitimler gelen talepler üzerine şekilleniyor. Proje; ilgilileri tıbbı ve aromatik bitkilere teşvik etmek, bu bilgileri işleyebilecekleri, üretebilecek alan yaratmalarına destek olabilmek amacını taşıyor. “Zehirli Bitkiler” eğitimi, Ziraat Mühendisi Kemal Özdemir eğitmenliğinde gerçekleşti. Eğitimde, “Tarihsel gelişimi ve tanımı, Etken maddeleri, Toksik madde düzeyini etkileyen faktörler, Kullanım alanları ve Dünya tarımındaki durumu” konuları ele alındı.
“Yenildiğinde ya da temas durumunda insanların veya hayvanların yaşam fonksiyonlarını durduran veya etkileyen toksik madde içerikli bitkilere ‘Zehirli Bitki’ denilebilir” tanımı yapan Ziraat Mühendisi Özdemir, bitkilerin toksik durumlarında etken maddelerinin önemli olduğunu vurguladı.
Bitkisel zehirlenmelerin çok fazla olmasının nedenini, doğadan toplanarak tüketilen bitkinin, zehirli bitkiler ile karıştırılması olarak açıklayan Özdemir, “Kişi hangi bitkiden zehirlendiğini bilmiyor. Maydanoz sanıp yediği, zehirlendiği bitkinin baldıran otu bilmediğinden, kayıtlara baldıran otundan zehirlendi şeklinde geçmez” dedi.
Özdemir, tıbbi ve aromatik bitkilerin etken maddelerinin, bitkilerin bulunduğu ortama göre dağılışının, bitkinin genetik yapısının, çevresel faktörlerin (ısı, ışık, sulama) hasat zamanı, ilaçlama gibi faktörlerin bitkilerin toksik düzeyini etkileyen faktörler olduğunu, bu etkenlerin sadece alkaloid bitkileri değil tüm bitkileri etkileyebileceğini belirtti.
Kleopatra, bitkileri hizmetçilerine denetiyordu
Sağlık, ilaç gibi sektörlerde faydalı amaçlar için de kullanılan bitkilerin, tarihsel süreçlerde çeşitli suikast girişimlerinde kullanıldığına dikkat çeken Özdemir, Mısırlıların damıtmada ustalaşan ve kayısı çekirdeğinden çıkarılan zehri elde eden ilk insanlar olduğunun düşünüldüğünü söyledi. Kleopatra’nın kendi hizmetçileri üzerinde, “güzel avrat otu, ban otu” gibi bitkilerin zehir etkenlerini denediğinin kayıtlara geçtiğini de bildirdi.
İngiltere’de yer alan zehirli bahçeye ilişkin bilgi veren Özdemir, The Poison Garden isimli bahçenin rehber eşliğinde gezilebildiğini, büyük kafesler içerisinde yer alan zehirli bitkilerin rehberler tarafından anlatıldığını, doğada neyi toplamamak gerektiği hakkında bilgilendirmeler yapıldığını aktardı.
Ülkemizde bu bitkileri işleyecek sanayi yok
Paracelsus’un “Her madde zehirdir, zehir olmayan madde yoktur, zehir ilacı ayıran dozdur” sözünden yola çıkarak ülkemizde bu bitkileri işleyebilecek sanayinin olmadığına dikkat çeken Özdemir, ilaç sanayisi gelişmiş birçok ülkenin bu ve bunların dışında birçok bitkiyi işleyerek tarımını yapabildiğini, Türkiye’de böyle bir sanayi olmadığı için bu bitkilerden yararlanılamadığının altını çizdi.
Güzelavrat otu, yüksük otu, hint yağı ağacının zehirli bitki sınıfına giren bitkilerden bazıları olarak sayan Özdemir, güzelavrat otu bitkisinin siyah parlak renkte meyveleri olan (atropa belladonna) bella- dona İtalyancada güzel kadın anlamını taşıdığını söyledi. 16. yy’da kadınlar daha çok İtalyan kadınları göz bebeklerini büyütmek için bu bitkileri kullandığını kaydeden Özdemir, bu bitkinin içerisinde alkaloid olmasından dolayı çeşitli suikast girişimlerinde de kullanıldığına işaret etti.
Van Gogh zehirlenmesi
Toksik boyutları olabilen “yüksük otu” söz eden Özdemir, bitkinin çok kullanıldığında kalp krizi, mide bulantısı, kusma, görme bozukluğu gibi etkileri olduğunu, bu otun peyzaj alanlarında sıklıkla kullanıldığını açıkladı. Özdemir, “Bu bitki, ‘Van Gogh zehirlenmesi’ diye de biliniyor. Van Gogh, epilepsi hastalığını nedeniyle doktoru, bu bitkiyi reçete etmesi üzerine kullandı. Bitkinin yan etkileri, eserlerinde artış gösteren fazla renkte sarı renk kullanması ve halisinasyonların eşlik etmesi” diye konuştu.
Tohum bazında risin elde edilen zehirli olan hint yağı ağacından de söz eden Özdemir, parlak yaprakları olan on beş ile kırk beş cm uzunluğunda, on iki metreye kadar büyüyebilen bitkinin tohumlarının Eylül ve Kasım aylarında olgunlaştığını belirtti. Yahudilik ve Hristiyanlıkta, Hz. Yunus’un altında oturduğu ağaç olduğuna inanıldığını aktaran Özdemir, bu bitkinin ayrıca soğuk sıkım yağı olarak kullanılabildiği söyledi.
Zehirli bitkiler eğitimi
İlaç sanayisi gelişmiş birçok ülkenin zehirli ve bunların dışında birçok bitkiyi işleyerek tarımını yapabildiğini belirten eğitmen Ziraat Mühendisi Özdemir, Türkiye’de böyle bir sanayi olmadığı için bu bitkilerden yararlanılamadığına dikkat çekti
Bunlar da ilginizi çekebilir