Süreyya Oral
Bu ayrılıkları hızlandıran olaylar da ortaya çıkmaya başlamış yavaş yavaş... Kahramanmaraş katliamı, arkasından Çorum ve Sivas da iki mahallede meydana gelen olaylar…
Aleviler ile Sünniler arasında da Osmanlı’dan beri körüklenen ancak bir eylem olarak ortaya çıkmayan ayrılık.. Yukarıda belirttiğim üç ilde meydana gelen olaylarda bazı kesimler istediklerini elde edemediler… Yıllardır körüklenen bu etnik konu da son nokta yine Sivas da madımak otelinin yakılmasıyla ortaya konuldu… Olaylar da onlarca insanımızı kaybettik ama yine bazı çevrelerin beklentileri boşa çıktı…
Dinsel etnik ayrılık bekleneni vermeyince bu kez başka kartlar açıldı ve ortaya Türk Kürt kartı sürüldü… Tamamen dış kaynaklı olan bu formülde de bir çok bölge de bombalı eylemler yapıldı.. Bu eylemlere de ciddi tepkiler verildi, ancak ayrışması düşünülen halkımızın kenetlendiği görüldü…
Bu arada gazetecisinden, sendikacısına, eğitimcisinden, emniyet müdürüne kadar çok sayıda aydınımızı da ferdi eylemler sonucu kaybettik…
Bu arada bir de Gülen cemaati başımıza musallat edildi. Önce eğitim kurumlarıyla ne kadar kaliteli eğitim verdiği konusunda halkımız ikna edilmeye çalışıldı.. Siyasi partilerden alınan desteklerle de siyaset ve bürokraside, emniyet ve askerin içinde etkili olmaya başladılar ve arkasından 15 Temmuz eylemini gerçekleştirdiler.. Gülen’in eylemlerden önce ABD'ye yerleşmesi ve darbe olayından sonra yurdumuza iade edilmemesi hareketin arkasında ABD’nin olduğunun bir kanıtı olarak karşımıza çıkıyor…
Milli maçta futbolcumuzun yaptığı bozkurt işareti dahil artık, partilerimizin hepimizde olması gereken hasletleri kendi politikalarının bir parçası olarak görmeyi bırakmaları gerekmektedir. Bunu başardıkları anda ülkemizin daha güçlü bir şekilde ileriye gideceği inancındayım… Hepimiz arabanın bir tekerini almışız ve onu yürüteceğimizi iddia ediyoruz... Ama hareket için birlik olup o elimize aldığımız tekerleri yerine takmamız gerektiğini görmüyoruz…