Yeter ama bırakın bu klişe lafları!
Utku ŞENSOY Ciğerimiz yandı! Yaralar sarılacak! Yanan kül olanın yerine yenisi yapılacak! Devletimiz güçlüdür! Vs. Bu hamaset edebiyatından, klişelerden bıktık usandık. So...
Utku ŞENSOY
Ciğerimiz yandı! Yaralar sarılacak! Yanan kül olanın yerine yenisi yapılacak! Devletimiz güçlüdür! Vs. Bu hamaset edebiyatından, klişelerden bıktık usandık. Sorun ortadayken, çözüm üretememiş olmamızı konuşmayacak mıyız?
Cennet yurdumuzun 3 tarafı deniz ve ormanlık alanlarla çevriliyken, Akdeniz’in en uzun sahilleri bizdeyken, Torosların en güzel yeşiline sahipken, sarp dağların olduğu Antalya, Muğla başta olmak üzere Aydın, İzmir, Çanakkale gibi yörelerimizde yangına açık, sıcak bölge ormanlarına sahipken, felaketlere göğüs gerebilecek düzeyde önlemler alamamış olmamıza ne diyeceğiz?
Orta Doğu’nun tek vahası yurdumuz bu kadar düşman, terörist, hain, arazi mafyası ve çıkarcı karanlık odakların hedefiyken yangın söndürme uçak filolarımızın olması gerekirken, doğru dürüst çalışan tek bir yangın uçağımızın olmamasını neye bağlayacağız?
Yurdum insanı HES kodu olmadan AVM’lere giremezken, savaş bölgelerinden kaçıp yurdumuza çöreklenen milyonlarca mülteciyle, ailesini, eşini, çocuğunu bırakıp te Afganistan’dan kalkıp elini kolunu sallayarak ülkemizin sahillerine kadar inebilen istilacılara müsamaha gösterilmesi konusunu nasıl açıklayacağız?
Sayın Bahçeli’nin vurguladığı gibi bu düpedüz, “düzensiz göç istilası” değil midir?
İpini koparanın ülkemize gelmesi sonucu 90 milyona dayandık, kendi işsizimizin karnını doyuramazken, gencimize iş bulamazken hala mültecilerin karnını doyurmaya devam mı edeceğiz? Bu istilaya ne zaman dur diyeceğiz?
Dünyanın en çok sivil, askeri ve özel uçaklarına sahip ülkelerinden biriyken, devlet imkanlarıyla alınmış her biri onlarca hatta bazıları birkaç yüz milyon dolara satın alınmış irili ufaklı onlarca VIP uçağımız varken tek bir yangın uçağımızın olmayışını nasıl anlatacağız?
Bizim yarımız kadar ormanlara sahip ülkelerin birkaç yangın söndürme uçağı filosu varken, ikinci elleri 7-8 milyon, daha yenileri 15-20 milyon dolarlık bu uçaklardan tek bir tane bile satın almamış olmamızı neyle izah edeceğiz?
İhmal mi?
Beceriksizlik mi?
Yoksa göz göre göre cinayet mi?
Olan oldu, ülkemizin yarım yüzyılı heba oldu, evler mahalleler kül oldu, yitirdiğimiz insanlar, hayvanlarımız, ağaçlarımız, börtü böceğimiz, top yekun doğamız için kundakçı-hain ya da teröristleri bulsak cezalandırıp ömür boyu kodese tıksak ne yazar? Sorumlulara kızıp, bağırıp çağırmak bir çare olur mu? Böyle yapınca ormanlarımızı, doğamızı, yitirdiğimiz yarım asırlık emeğimizi geri getirebilecek miyiz? Bu cinayeti işleyenleri caydırıcı ağır cezalara çarptıralım, hatta asalım-keselim tamam da sorunun kökenine inip çözüm üretemedikçe, yeni yangınların önüne geçebilecek çözümlere odaklanmadıkça onu bunu suçlamak bir işe yarar mı? Zaten Korona Virüs nedeniyle alt üst olan sinir katsayımızı yükseltmekten, toplumsal gerilimi artırmaktan, başka bir işe yarar mı?
[caption id="attachment_218476" align="alignleft" width="700"] Manavgat'ta evler mahalleler yok oldu[/caption]
UÇAK-FİDAN SEFERBERLİĞİ
Ya İBAN numarası verip vatandaştan yardım isteme konusuna ne diyorsunuz? Tabii ki de yangından zarar gören yurttaşlarımızın yaralarını elbirliğiyle saralım, tabii ki de yanıp kül olan bu alanları bir asır daha imara kapatalım. Ancak gerçek anlamda bir uçak-fidan seferberliği yapmak istiyorsak bugünden tezi yok başta kurum ve kuruluşlar olmak üzere devletin elindeki uçaklardan üç-beş tanesini, binlerce son model lüks makam araçlarından bir kısmını satışa çıkararak işe başlamaya ne dersiniz?
Böylece devlet yönetimi yurttaşa örnek olup, yangın söndürme uçağı kampanyası başlatabilir, yanıp kül olan ormanlık alanlarımıza hızla fidan dikme seferberliği için düğmeye basabilir! Var mısınız?
Eğer devlet örnek olursa, milletvekilinden bürokrata, siyasetçiden danışmanına herkes elini taşın altına koyup birer maaşını bağışlarsa, en zengininden en yoksuluna tüm yurttaşlar gücü nispetinde maaşından, emekli aylığından dişinden tırnağından arttırdığını elinden geldiğince severek katkıda bulunacağından kuşkumuz olmasın. Türkiye bunu yapabilecek güçtedir, ama önce devlet kemerini iki diş sıkıp örnek olacak, ardından yurttaştan kemerini bir diş sıkmasını isteyecek. O zaman, ota püsüre yardım kampanyası başlatan TV programları aracılığıyla yurttaşlardan yardım isteyebilirsiniz. Böylece koskoca Türkiye’yi düşmanlarımızın, “yangınını söndürecek tek bir uçağı bile olmayan ülke” yaftalamasından, “yanıp kül olan orman alanlarını imara açarlar” itibarsızlığından kurtarabiliriz.
Haydi Türkiye’m bunu başarıp ele aleme parmak ısırtalım.
NOT: Yaşadığımız bu büyük felaket sonrası gerçek dostlarımızı bir kez daha öğrendik. Başta kardeş ülkemiz Azerbaycan olmak üzere, Ukrayna ve Rusya gerekli uçak ve ekipmanla yardımımıza koşarken, çoğu felaketi timsah gözyaşlarıyla izledi ya da sözde dost ülkeler ve stratejik ortaklarımız gibi taziye mesajı göndermekle yetindi.
Yangınlarda vefat eden şehitlerimize rahmet dilerken, canları pahasına yangınla mücadele eden herkesin ellerine yüreğine sağlık, bu ülke sizlerle gurur duyuyor, sizin gibi vatanseverler sayesinde dimdik ayakta duruyor.