Yerinde Dönüşüm sahiden ‘yerinde’ mi?
Haber: Bilgesu Erdem
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinin ardından, depremden etkilenen 11 ilde, kendi inşaatını yapmak isteyen afetzedelere hibe ve kredi desteği sağlayacak olan “Yerinde Dönüşüm” projesini başlattı. Bakanlığın aktardığına göre, 5 ilin 22 noktasında açılan Yapım ve Dönüşüm ofislerine, ilk günde binlerce depremzede müracaat etti. Mimar Tanju Gündüzalp projenin olası sonuçlarını 24 Saat’e anlattı.
“Para-kişi-devlet ilişkisine sıkışmış yerinde dönüşüm”
“Orta gelişmiş ülkelerde yerinde dönüşüm yapılırken hiçbir akademik ya da öğrenilmiş bilgi uygulanmıyor. Deprem sonrası kentin yapısıyla ilgili yerinde dönüşümde bu tür uygulamalar çok istisnai uygulanıyor. Birincisi kentliyi katmadığımız anda bu bir soylulaştırma, mütenalaştırma gibi bir noktaya taşınabiliyor.” diyen Gündüzalp öncelikle katılımda yanlış yapıldığının altını çizerken diğer sorunları da sıraladı; “İkincisi bu bölgenin sosyal ihtiyaçları, direkt eskisinin aynısı olarak yapılacaksa bile, tek yapı ya da mahalle ölçeğinde o bölgenin eksikleri, sosyal ve ekolojik ihtiyaçlarıyla ilgilenilmiyor. Bu tamamen para-kişi-devlet ilişkisine sıkışmış yerinde dönüşüm. Buna yerinde dönüşüm demektense devlet-kondu ya da kişi-kondu demek daha mantıklı. Çünkü ister ister bölgesel, ister mahalli, ister tek yapı ölçeğinde olsun; ihtiyaç analizi, güçlendirme ya da zemin değerleriyle ilgili ihtiyaçlarla ilgili bir veri yok. Onun için devlet-yapı-kişi üçgenine sıkışmış çok basit bir ‘yık-yenisini yap ben de sana hibe vereceğim’ anlayışı hakim.” Gündüzalp bunun benzerinin Ankara Kuzey Anadolu dönüşümünde görüldüğünü hatırlatarak “Önce oradaki gecekondu ve hak sahiplerine ‘size artı katlardan daire vereceğiz’ dendi. Ondan sonra eksi katlardan daire verildi. Ardından düşük faizli denilerek inanılmaz borçlandırmalar yapıldı. Bu projenin de tam karşılığını muhtemelen yerel seçimler sonrası öğreniriz.” ifadelerini kullandı.
“Deprem bölgesinde mahalle planlaması yapılmalı”
Kent yapısının bozulup bozulmayacağına dair ise “Bir/tek yapı ölçeğinde hiçbir iş yapılmaz. Bölgesel değişim ada ölçeğinde, kentsel parça ölçeğinde değişim değerlidir. Buna Batıkent ve Eryaman iyi örneklerdir. Deprem bölgesi içinde önerilecek olan mahalle planlamasıdır çünkü konut bölgeleri daha fazla. Kırsalı da merkezi de olan yerleşimler. Buralarda mahalle ölçeğinde bir model planlaması yapılması gerekiyor. Eğer bu modelle tasarlanmazsa yeni bir mezar inşa edilmiş olur. Ama mahalle ölçeğinde tasarladığınızda Batıkent ve Eryaman gibi, bütüncül ve belgesel yerinde dönüşüm yapılmış olur. Ticaret, eğlence, kültür, konut, yeşil alan, ekolojik dönüşüm, yağmur suyunun dönüşümü gibi pek çok alan planlanarak yapılıyor. Bunlar her zaman masraflı değildir.” yanıtını verdi. Gündüzalp’e göre; “Ekolojisi, sosyal, ticari ve kültürel altyapısı düşünülmeden yapılan iş devlet-kişi-banka üçgenindeki bir yapının yıkılıp üç oda bir salonlu yeni bir mezarın inşa edilmesi diyebiliriz.”
Yorumlar