Utku Şensoy
Geçen yıl toplam 216 Gigawatt (GW) yeni kapasiteyi devreye sokarak güneşten elektrik elde etme oranını yüzde 55 arttıran Çin, son olarak dünyanın en büyük güneş enerjisi santralini devreye aldı. 5 GW büyüklüğünde 200 bin dönümlük bir alanda kurulu olan bu tesis, yılda 6 milyar Kilowatt saate yakın bir elektrik üretecek.
Gigawatt, ne anlama geliyor derseniz, Watt’ın bir milyar katı. Bu birim büyük güç santralleri için kullanılıyor. Örnek olarak, Atatürk Barajı ve Hidroelektrik Santralinin 8 türbininin kurulu gücü 2,4 GW'tır. Özetle adamlar, tek başına bizim Atatürk barajının iki misli kapasitede elektrik üreten güneş enerjisi sistemi kurmuş.
Çin’in Sincan eyaletinin Kuzey Batısında kurulan bu tesis hem bölgenin hem de ülkenin doğu kesimlerine enerji iletim hatlarıyla enerji sağlayacak. Çin, kapasite açısından dünyanın 3 büyük güneş enerjisi sistemine sahip. Ayrıca ülkenin batısında her biri 3 GW kapasiteli 2 santral daha bulunuyor, bunlar da elektrik üretmeye başladı. Çin’de faaliyette olan bu tesisleri, Konya Karapınar’da bulunan Kalyon GES 1,35 GW büyüklüğündeki Türkiye’nin en büyük güneş enerjisi santraliyle mukayese edecek olursak, aradaki fark görülecektir. AVM’ler, Otoparklar, boş araziler, dağlar, tepeler ne varsa hepsini temiz ve ucuz güneş ve rüzgar enerjisiyle donatalım, gereken yatırım yapılırsa ülkemizi enerjide, doğalgaz ve petrole olan dışa bağımlılıktan kurtuabilir. Çin yılda 216 GW kapasiteli tesis yapabiliyorsa biz de bu alanda seferberlik ilan edip her yıl en az 50, hatta100 GW kapasiteli tesisler kurabiliriz.
Yapay güneş
İklim değişikliği, sera gazı salınımı, kuraklık, buzulların erimesi gibi olumsuzlukların durdurulması için dünyamızın hızla fosil enerji kullanımından kurtulması gerekiyor. Ozon tabakasının delinmemesi için yenilenebilir enerjideki arayışlar çerçevesinde Güney Kore, "Yapay Güneş"i 100 milyon santigrat derecede 48 saniye boyunca çalıştırmayı başardı. Yapay Güneş olarak adlandırılan KSTAR nükleer reaktörü, 100 milyon santigrat derecede 48 saniye boyunca çalışarak dünya rekoru kırdı. Kore Füzyon Enerjisi Enstitüsündeki bilim insanları, karbon kirliliğine yol açmayan temiz enerji kaynağı nükleer füzyon teknolojisini geliştirmek için bu nükleer reaktörünü, 100 milyon santigrat derecede mümkün olduğunca uzun sürede çalıştırmayı hedefliyor. Çalışmalarda Güneş'in ve diğer yıldızların parlamasını sağlayan reaksiyonlar taklit ediliyor ve olağanüstü yüksek sıcaklıklar oluşturuluyor. Bilim insanları, Güneş'in çekirdeğinden 7 kat daha sıcak olan 100 milyon derece sıcaklıktaki plazmayı 2026'yıına kadar 300 saniye boyunca çalıştırmayı hedefliyor.
Alkışlar bizim çocuklara
EURO 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda Çeyrek Finale kadar yükselip, yarı final kapısını aralamamıza rağmen, Hollanda teknik direktörü Ronald Koeman’ın itiraf ettiği gibi şanslı olan taraf onlar olunca ilk dörde yükselemedik. Avrupa Futbolu denince İngiltere’den başlayarak, Almanya, Fransa, İspanya, Portekiz, İtalya, Avusturya, Hollanda, Belçika gibi Batı ve Orta Avrupa ülkelerinin yoğun biçimde domine ettiği bir futbol kültüründen söz ediyoruz. Sadece bu kadarla da sınırlı değil, bir de doğu Avrupa var. İşte tüm o ülkelerin arasından sıyrılıp ilk sekiz arasında yer alabilmek başlı başına bir olay! Emeği geçenleri gönülden kutluyoruz. Türkiye için ilk dörde girmek ise henüz erken. Avrupa’nın önemli kulüplerine transfer olup o liglerde mücadele eden yetenekli gençlerimizin sayesinde günün birinde yarı final hatta final bile olacaktır. Ancak bugünkü aşamada hedef her zaman çeyrek final olmalı. Deve dişi gibi rakiplerin arasından sıyrılıp ilk sekiz arasında yer alabilmek bile bir başarıdır. Bu aşamada daha ötesini yedirmezler, işte şans olur, verilmeyen pozisyonlarla olur ya da onlara çıkartılmayıp bizi çıkartılan kartlarla ya da Merih Demiral örneğinde olduğu gibi çok daha farklı sebeplerle önümüze bir şekilde set çekilir. Biz işimize bakacağız çıtayı yükseltip artık bundan sonraki şampiyonalarda hedef gruplardan çıkmak değil, doğrudan çeyrek final olmalı, devamı nasılsa bir gün gelecektir.