Kamuoyunda “Yenidoğan Çetesi” olarak bilinen skandalın davası sürerken, mağdur ailelerin isyanı büyüyor.
Narin Ünal, 2023 tarihinde kız çocuğu dünyaya getirdi. Sağlıklı olarak dünyaya gelen ve adını Arya Beril koydukları bebekleri, solunumu hızlı olduğu söylenerek yoğun bakıma alındı. Ve iki gün sonra anne ile birlikte taburcu edileceği söylendi. Ama bebeği 17 gün boyunca çeşitli bahanelerle göstermediler. Aile bebeği imza karşılığında zorla hastaneden aldı. Başka hastaneye götürdü. 4,5 ay yaşam mücadelesi veren bebek daha sonra vefat etti.
"Ben bebeğimi imza karşılığında çıkarttım oradan"
Yenidoğan Çetesi Davası'nı takip etmek için Bakırköy Adliyesi'ne gelen anne yaşadıklarını ANKA'ya şöyle anlattı:
"Bebeğini kaybeden bir anneyim maalesef. Doğum yaptığım hastanedeki adı geçen doktor ve hemşirelerin yargılandığı bir davadayım. Davanın çok yakından takipçisi olacağım. Umarım en ağır cezayı alırlar. Benim bebeğim de 17 gün boyunca o hastanelerden birinde kaldı TRG Hospitalis'te. Çok acı çekti. Çok ihmalkar davranıldı. Bunun hesabını sormak için buradayız. Ses olmak için buradayız. Çok yeni 2023 yılında yaşadım. Bebeğim dört buçuk aylık bir yaşam mücadelesi verdi. 17 günde bu hastanelerden birinde kaldı. Ben bebeğimi imza karşılığında çıkarttım oradan. Vermiyorlardı çünkü. Bana oradan almamı isteyen de kadın doğum doktorumdu. Artık bir şeylerin ters gittiğini mi anlamıştı? Yoksa gerçekten yardımcı mı olmak istiyordu hiç bilmiyorum. Bir sorunun olmadığını söyledi. Sadece solunum sıkıntısıyla bir iki gün kalıp çıkartabileceklerini söyledi. Çok mücadele verdim. 17 gün boyunca da bakılmamıştı. Her tarafı çok, yani her tarafı mosmordu. Yani damar yolu bulamadıkları için. Yani söyleyecek çok şey var ama nereden başlayayım? Nereden bitireyim inanın bilmiyorum. Yalan yanlış bilgilerle bizi kandırdılar diyeyim size. Çünkü bana doktorum dediği diyen kişi hemşireymiş. Bunu medyada öğrendim ne yazık ki. Sürecin takipçisiyiz. Yani ağırlaştırılmış müebbetle yargılanmasını istiyorum. Aslında bütün bu işte parmağı olan, bilen, duyan, duyup da konuşmayan kim varsa.
"Yenidoğana anne-babalar geldikleri zaman biz onları uyarıyorduk"
Şöyle söyleyeyim, ben doğumum sezaryenle gerçekleştirdim. Hiç bebeğimi göremedim. Daha sonra kendime geldikten sonra odadaydım. Bana doktorum söyledi. Bir iki günlük hafif solunum sıkıntısı var ama sonra bebeğinizi alabilirsiniz. Gayet iyi denildi. Daha sonra da yani 17 gün boyunca mücadele ettim. Çünkü ilk bebeğimizdi. Hiçbir tecrübemiz yoktu. Karşımızdaki doktor yani. Güvenebileceğimiz kişiler. Ne dediyseler yaptık. Tamam dedik. Ama o süreçte içimize sinmeyen o kadar çok şey vardı ki. Tekrar tekrar söylüyorum. Hastanenin hijyeninden tutun doktorların böyle ukala tavırlarından tutun. Zaten karşımızda hiçbir şekilde muhatap kimse yoktu. Yani zorla mücadele ede ede oradaki anne babalara kapıda yenidoğana geldikleri zaman biz onları uyarıyorduk. 'Bebeğinizi buradan alın. Bakın biz mücadele ediyoruz. Sizler de alın' diye uyarı yapıyorduk. O şekilde imza karşılığında. Tabii ki de aldık bebeğimizi. Farklı hastaneye sevk ettik. 17 günün sonunda ben farklı hastaneye aldıktan sonra zaten oradaki hekimler de hemşireler de bebeği görünce bayağı şaşırmışlardı. Hani bu nasıl bir ihmalkarlık? Bebeğin başını bile yıkamamışlar. Her tarafı nasıl bu kadar mor olabilir diye. Yani ben hastanenin yanlış tedavi uyguladığına inanıyorum. Bu şekilde hasta edip vefatına dahil oldular."
"Onları bu şekilde kelepçeli olarak görmek aslında biraz rahatlattı beni"
Yenidoğan Çetesi Davası'yla ilgili duygularını da paylaşan Narin Ünal, şöyle devam etti:
"Çok sarsıldık. Biz benim gibi burada anneleri görünce daha da üzülüyorum. Yani söyleyecek dediğim gibi çok şey var. İçeriye dün zorla kendi mücadelemizle girebildik. Almıyorlardı ama asıl bu olayın en yakından takip etmesi gereken kişiler anneler ya da babalar diyeyim size. Ailelerin olması gerekiyordu. Mücadelemizin sonunda da içeri girdik. Onları bu şekilde kelepçeli olarak görmek aslında biraz rahatlattı beni. Çok kızgınım, öfkeliyim. Yani dediğim gibi bunların ağır bir ceza almasını istiyorum ki topluma hiçbir şekilde karışmasınlar.
"Henüz başka bebeğim olmadı. Çünkü ben o psikolojiden çıkamadım"
Çünkü hani bakmaya kıyamadığımız bebekler, gerçekten bakmaya kıyamıyoruz ama görüyoruz ki katlediliyor. Yani bu dünyada gerçekten kadına şiddet, hayvana şiddet. Bunlar yaşanırken bir yenisi daha eklendi. Hani ne için mücadele vereceğiz? Umarım bütün mücadelelerimiz yerini bulur. Ses oluruz herkes adına. Öyle söyleyeyim. Yok henüz başka bebeğim olmadı. Çünkü ben o psikolojiden çıkamadım. Ya o zorlu süreci tekrar yaşar mıyım? Acaba tekrarı olur mu diye. Çok zor. O yüzden şu anda yok çocuğum. Bu şekilde söyleyeceklerim bu kadar."