Saadet Partisi, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi tarafından Yeni Yol grubu kuruldu. Grup, bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)'nde ilk grup toplantısını gerçekleştiriyor. 

Yeni Yol Grup Başkanı Bülent Kaya'nın "hoşgeldiniz" konuşmasının ardından Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan ilk konuşmacı olarak kürsüye çıktı.

Arıkan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

"Beşiktaş Belediye Başkanının başına gelenler Yunus Emre Enstitüsünü soyanların başına gelmedi"

''Ülkemizde yine aynı gündemleri görüyoruz. Seçilmesine izin verip milli iradeyi yok sayarak kayyum atamak kimseye bir şey kazandırmayacak. İktidar maalesef bugüne kadar olduğu gibi bugün de belediyeleri ya baskıyla ya kayyımla geri alıyor. Beşiktaş Belediye Başkanının başına gelenler Yunus Emre Enstitüsünü soyanların başına gelmedi. Hukuk hiç kimse için araç olamaz. Seçileni itibarsızlaştırmayla ülke yönetilemez.

Bebek Ölümlerini ve Özel Sağlık Kuruluşlarını Araştırma Komisyonu, TTB ve ilgili derneklerin yetkililerini dinledi Bebek Ölümlerini ve Özel Sağlık Kuruluşlarını Araştırma Komisyonu, TTB ve ilgili derneklerin yetkililerini dinledi

"Evlenen sayısı her gün azalıyor"

Ekonomiden en çok etkilenen kurum aile kurumu. Birkaç gündür aile diye nutuklar dinliyoruz ama bu müjdeler aslında tehlike çanlarının çaldığını gösteriyor. İtibarsızlaştırmaya çalışan aile kurumu tüm dünyada tehdit altında. Boşanan sayısı her gün artırıyor, evlenen sayısı her gün azalıyor. İktidarın görmezden gedliği bu sorun nüfus planlamasını bile etkiler hale geldi.''

"Biz iktidar sopasını ele geçirip, o sopayı kullanmaya çalışanlara da karşıyız"

Arıkan'ın ardından kürsüye çıkan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ise şunları söyledi:

"Bugün Türkiye adına tarihi bir güne şahitlik ediyoruz. Bu salonda kimler var? Sizlere soruyorum; hak ve adalet mücadelesinden asla vazgeçmeyenler burada mı? Yolsuzluğa, yasaklara 'hayır' diyenler burada mı? Türkiye'de demokrasi bayrağını düşürmeyenler burada mı? Gazze için ayağa kalkanlar burada mı? Güçlü bir Türkiye isteyenler burada mı? Biz iktidar sopasını ele geçirip, o sopayı kullanmaya çalışanlara da karşıyız.

Garibanlar üzerinden siyaset yapanlara karşıyız. Türkiye'nin yeni bir soluğa ihtiyacı var. Ülkemizi iki kutuplu halde bırakamayız. Neden Yeni bir yol? Çünkü bunlar siyaset zeminini yok etmek istiyor. Çok sesliliğin önünü kapatmak istiyorlar. Bir iktidar tekeli bir de muhalefet tekeli oluşturmak istiyorlar. Bu dayatmalara itirazımız var. Güvenli yeni bir yola ihtiyaç var.

"Parlamenter Sistem'den dönenler de sorumludur"

Bu yol dosdoğru siyaset yapanların yoludur. Artan faizlerin, yoksulluğun sorumlusu iktidardır. Unutmayalım; iktidara demokrasinin dışında bir parmak sallamayı alışkanlık haline getiren muhalefet de bu durumdan sorumludur. Parlamenter Sistem'den dönenler de sorumludur. İşte bu sebeple yeni bir yol açıyoruz. Bu yolu güç birliği ile görelim diyoruz.

Bu fırsatı iyi kullanmak zorundayız. Kuvvetle inanıyorum ki yeni yol yerini bulacak. Ülkemizin gerçek gündemi ekmek kavgasıdır. Siz bu ülkenin ekonomisini mahvettiniz. Türkiye yoksullar toplumu haline geldi. Bütün vatandaşlarımızın tamamı yoksulluk derecesine göre değerlendiriliyor.

Zamları gördünüz asgariye yüzde 30. Ama vergide ne yaptılar? En az yüzde 40 oranında arttırdılar. Sayın Erdoğan'a sesleniyorum; Siz ne yaptığınızın farkında mısınız? Ekonomist olmanın sonucu bu mu? Alanı ekonomi olmanın sonucu bu mu? Kimi aldattığınızı sanıyorsunuz? Bu ülkede vaktiyle 34 yıllık yüksek enflasyon sadece iki yılda tek haneye düştü mü? Ve yıllarca tek hanede kaldı mı? Peki bu nasıl oldu?''

"Böyle bir ülkede can güvenliğinden bahsedilebilir mi?"

Son olarak konuşan Ahmet Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları ise şöyle:

"Yüz kızartıcı bir dava İstanbul’da devam ediyor: Yenidoğan Çetesi. Masum bebeklerin canları üzerinden yolunu bulan ahlaksız bir çetenin davası bu. Genç kızlarımız surlardan atılarak, kadınlarımız boğazları kesilerek katlediliyor. Bir yılda 394 kadın cinayeti yaşandı, 259 kadın ölümü ise şüpheli. Böyle bir ülkede can güvenliğinden bahsedilebilir mi? Sokak çetelerinin kol gezdiği bir ülkede kim canından emin olabilir? Bizim doğup da büyüyemeyen bebeklerimizin, tecavüze uğrayarak alçakça katledilen Sıla bebeğin, teneke barakada yanan çocukların, cesedi değersiz bir çöp gibi çuvalda dereye atılan Narin bebeğin, hala katilini bulamadığımız Rojin kızımızın, surdan atılan İkbal kızımızın, boğazı kesilen Ayşenur kızımızın derdiyle yola düşüyoruz.

"Yeni bir barış düzeni kuracak her çabanın yanındayız"

22 Ekim'de Sayın Bahçeli'nin konuşmasından bu yana şunu söyledim ve devam edeceğim: Bir devlet askeri güçle değil aidiyet bilinciyle kurulur. Devletin bekası aidiyet bilinciyle sağlanır. Barış için atılan her adıma destek vereceğiz ama bir şartla, getirilen tasarı, teklif, çözüm -ne derseniz deyin- stratejik nitelikliyse. Kınayanın kınamasından çekinmeyiz. Orta Doğu'da yeni bir barış düzeni kuracak her çabanın yanındayız.

Editör: Deniz Berk