Naz Akman

Ekonomik kriz ve enflasyonist ortamda vergilere yönelik düzenlenmelerin tartışıldığı bugünlerde ticari kazanç sahipleri, geçmiş dönemlerde uygulanan hayat standardı esasına uygun benzer bir uygulamanın getirilmesi halinde işletmelerin ayakta duramayacağını özellikle küçük esnafın kepenk indireceğini belirtiyor.

Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan ve Meclise sunulması planlanan yeni vergi paketi içerdiği yurt dışı çıkış harcının yükseltilmesi, kira gelirlerinin denetlenmesi, yem ve gübredeki KDV istisnasının kaldırılması, bahşiş gelirlerinin vergilendirilmesi, ÖTV istisnası gibi maddeler nedeniyle kamuoyunda tartışmalara neden oldu. Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada gündem olan motokurye gelirleri ve garsonların bahşişlerine yönelik vergilendirme tartışmalarına Bakan Mehmet Şimşek “Yeni vergi yok, muafiyet getiriyoruz. Motokurye faaliyetleriyle bahşiş gelirlerinin vergilendirilmesini kolaylaştırıyoruz. Düzenleme ile motokurye faaliyetlerinden doğan ticari kazançlar basit usulde vergilendirilecek, bahşiş gelirleri normal ücret geliriyle ilişkilendirilmeyecek ve hizmet bedelinden ayrı gösterilerek KDV’ye tabi olmayacak” açıklamasında bulunsa da ticari işletmeler olası vergilendirmeler nedeniyle diken üstünde.

Ankara Lokantacılar Kebapçılar Köfteciler Esnaf Odası Başkanı Mehmet Aztekin

Özal vergisine dönülecek mi?

Yeme içme sektöründeki vergilendirmelere yönelik görüşünü aldığımız Ankara Lokantacılar Kebapçılar Köfteciler Esnaf Odası Başkanı Mehmet Aztekin, Turgut Özal`ın başbakanlığında uygulanan 2001 yılında yeniden geri getirilen ancak Anayasa'ya aykırılığı gerekçesiyle tartışmalara neden olup kaldırılan hayat standardı esasına göre vergilendirme uygulamasına yeniden geri dönüş yapılacağına yönelik endişe taşıdıklarını ifade ediyor. Mali idarenin gündemindeki vergilendirmelerin halihazırda güçlükle ayakta durmaya çalışan esnafa darbe vurabileceğini belirten Aztekin, “Hayat standardı sistemi geri mi geliyor? Henüz kesinleşmiş bir karar olmasa da Özal’ın vergi sistemine dönülmesi durumunda herkes kazancına göre vergi ödeyecek, zarar edilse bile vergi ödenecek. Böyle bir durumda esnaf dükkanı kapatır gider” dedi.

Geçtiğimiz aylarda bakanlığın gıdadaki KDV istismarının önüne geçmek için yaptığı düzenlemeyle lokantalar ve kafelerin sattığı yiyecek ve içecekte de KDV’yi yüzde 8’den 10’a çıkardığını anımsatan Aztekin, “Lokantanın en büyük sorunu şu anda girdi ve çıktı arasındaki katma değer. Bütün girdiler yüzde 1 ama çıktılar yüzde 10. Bunun inmesini bekliyoruz ama o da olmayacak. Eski Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ile toplantılar yapılmıştı katma değer yüzde 8 olmuştu, pandemide yüzde 1 oldu. Pandemi bitti bütün gıda maddeleri zamlandı buradaki vergi 1’de kaldı ama lokantaların katma değer vergisi 8’de kalmaya devam etti. Yüzde 8 çok fazla. Şimdi seçim bitti hükümet kuruldu. Gıdadaki KDV oranının yüzde 1, yeme içme sektöründe KDV oranının ise yüzde 10 olması bazı lokantaların kafelerin bu durumu istismar ettiği gıda malzemesi satıyormuş gibi yüzde 1 KDV oranından fiş veya fatura çıkışı yaptığı gerekçesiyle KDV 10’a çıkarıldı. Ekonomi düzelecek diyorlar ancak Anadolu’da bir söz vardır ‘göle su gelinceye kadar kaplumbağanın gözü patlarmış’.  Esnaf kapatıp gittikten sonra bu iyileştirmelerin bir anlamı kalmayacak” sözlerine yer verdi.

“Lokantacı esnafı ayakta durduğu için şükrediyor”

Komisyon toplandı: Asgari ücretin bu akşam netleşmesi bekleniyor Komisyon toplandı: Asgari ücretin bu akşam netleşmesi bekleniyor

Başkent Ankara’da 7 bine yakın lokantanın olduğunu söyleyen Aztekin, “Odaya bağlı 2 bin 500 civarı üyemiz var. 35 yıldır oda başkanıyım, 1975’ten beri de lokantacıyım. Eskiden her hafta bankaya gider kazancımızı yatırırdık, artık bu işte kar diye bir şey kalmadı. Lokantacı esnafı bu ekonomik şartlarda ayakta durmaya bile şükrediyor. Kirasını ödeyip işçisinin yevmiyesini veriyorsa öpsün başının üstüne koysun. İşletmelerde nakit para akışı durdu, kredi kartıyla ödemeler yapılıyor, bunda da çok yüksek komisyonlar kesiliyor. Esnafın durumu kötü” diye konuştu.

Muhabir: Naz Akman