Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanan Hayvanların Korunması Hakkında Uygulama Yönetmeliği Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Anayasa Mahkemesi’nde iptali için yargı sürecinin devam ettiği ve ‘katliam yasası’ olarak adlandırılan yasaya ilişkin yönetmeliğin Resmi Gazete’de yayımlanmasının ardından tepkiler art arda geldi.
İzmir’de ise İzmir Yaşam Hakkı Savunucuları, yasanın yürürlüğe girmesini protesto etti. Karşıyaka İZBAN önünde toplanan grup sloganlar eşliğinde Karşıyaka İskele’ye kadar yürüdü hem iktidara hem de Anayasa Mahkemesi’ne yasanın iptali için çağrıda bulundu.
İzmir Yaşam Hakkı Savunucuları adına açıklamayı Emine Akbaba okudu.
"Bu belirsizlik ile hayvanların silahla keyfi olarak öldürmesine ve yaralanmasına yol açmaktadır”
Yasanın, sokak hayvanlarının keyfi öldürülmelerinin yolunu açtığını ifade eden Akbaba, şunları söyledi:
“Geçtiğimiz aylarda meclisten geçirilen sokak hayvanlarını katletme yasasının yönetmeliği, Resmi Gazete ’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Meclisten geçtiği 7527 sayılı yasa sokaktaki dostlarımıza yönelik şiddeti sistematik hale getirdi. Hayvanları Koruma Kanunu ve Uygulama Yönetmeliği kanunun adına, amacına, koruduğu değer ve menfaatlere açıkça aykırı olup aylardır iktidar tarafından bahane edilen ‘kamu güvenliğini ve sağlığını’ kan ve şiddet kokan yasalarıyla bizzat tehdit etmektedir. Ötenazi uygulaması geniş kapsamlı bir çözüm olarak ortaya konurken, ‘veteriner hekim tarafından uygun görülen durumlar’ ifadesi ile belirsizlik ifade etmekte ve keyfi ölümleri meşrulaştırmaktadır. Bu belirsizlik hayvanların yaşam hakkını yok etmek demektir. Yine veteriner hekimlerin taktirine bırakılan silah kullanarak hayvanları öldürme yetkisi, kontrolsüz, acımasızca hayvanları öldürülmesinin önünü açmaktadır. Yasasının tartışıldığı günden beri hayvanlara yönelik delici-kesici ve ateşli silahlar ile yaralama vakalarında sistematik artış yaşanmaktadır. Bu belirsizlik ile hayvanların silahla keyfi olarak öldürmesine ve yaralanmasına yol açmaktadır.”
“Yavaş ve acılı ölüme terk edilmesi anlamına gelmektedir”
Yasanın öngördüğü uygulamaların, sokak hayvanlarını ölüme sürüklediğini belirten Akbaba, şu ifadeleri kullandı:
“Sokak hayvanlarının yaşam alanlarından koparılarak adına ‘bakımevi’ dedikleri ölüm kamplarına kapatılması bu süreçte hayatta kalamayacakları koşullarda yaşamaya sürüklemekte toplu katliam sürecinin önünü açmaktadır. Barınakları yetersiz kapasitesi nedeniyle kağıt üzerinde güzelmiş gibi görünen uygulama hayvanların yoğun stres, hastalık ve açlıkla ölüme terk edilmesi demek katliam demektir. Tehlikeli hayvanların belirlenmesinin ‘bakanlıkça’ yapılacağı ifade edilirken bu belirsiz tanımlama ile hayvanların keyfi olarak tehlikelidir diye tanımlanmasına ve hedef alınmasına yol açacaktır. Bu yok etme stratejisine zemin hazırlamaktadır. Karantina koşulları, halihazırda var olan barınakların imkan ve koşullarında mümkün değildir. Uygulama, denetim ve kaynak eksikliği nedeniyle yetersiz kalmakta, barınakların mevcut kapasitesinin yetersizliği nedeniyle hayvanları kitlesel ölüme terk edilmesinin önünü açmaktadır. Yuvasız hayvanların ‘rehabilitasyon’ adı altında uzun süreli kötü şartlarda yaşamaya itilmesi yavaş ve acılı ölüme terk edilmesi anlamına gelmektedir.”
“Bu yasa meclisten geçtikten sonra hayvanlara yönelik sistematik şiddet arttı”
Yasanın gündeme geldiği günden bugüne hayvanlara yönelik şiddet olaylarının tırmanmaya başladığına dikkati çeken Akbaba, şöyle konuştu:
“Bu yasa tartışılmaya başladığı günden beri çocukları ve kamusal alanın güvenliğini öne sürüp yapacakları katliamlara bahane buldular. Çocukların güvenliğini bahane edenler, bu ülkede çocuk istismarını aklayanlar günde ortalama kaybolan 32 çocuğun güvenliğini düşünmeyenlerdir. ‘Kamusal alanın güvenliği’ diyenler bu ülkede ortalama 4 kadın katledilirken faillerini cezasızlıkla ödüllendirip serbest bırakanlardır.
Bu yasa meclisten geçtikten sonra hayvanlara yönelik sistematik şiddet artarken Altındağ, Gebze ve Niğde barınaklarında katliam tüm kamuoyunun önünde yaşandı. Buradan yerel yönetimleri ve iktidarı bir kez daha uyarıyoruz. Sokaktaki patili dostlarımızı toplamayı, hapsetmeyi, katletmeyi aklınızdan bile geçirmeyin. Hiçbir hayvanı sizin kanlı ellerinize teslim etmeyeceğiz. Anayasa Mahkemesi’nde hâlâ iptali için dava sürüyor. Yaşam hakkının ihlali olan bu yasa derhal iptal edilmelidir.”